- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İslam Beldelerindeki Diktatörlerden
Uygur Müslümanlarına Yönelik Toplu Katliamında Çin’e Destek
Haber:
“Kommersant” Gazetesinin 15 Temmuz tarihli 122 no’lu sayısında şöyle geçti: “Rusya, Beyaz Rusya (Belarus) ve Tacikistan da dahil olmak üzere otuz yedi ülke, Cuma akşamı BM İnsan Hakları Konseyi'nin kırk birinci oturumunun sonunda Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki politikasına destek veren Çin bildirisine imza attılar.”
Oturum Başkanı Chen, şöyle dedi: “Yaklaşık 40 delegasyon temsilcisi size ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne, Çin'in Sincan'daki insan hakları alanındaki ilerlemelerine duydukları memnuniyeti ifade eden bir mesaj gönderdiler.” Ve “Çin'in Sincan'daki duruşuna verdikleri desteği dile getirdiler. Zira geçtiğimiz üç yıl boyunca, hiçbir terörist saldırısı yaşanmadı. Bu da Çinli yetkililerin (terörizmle) mücadelede doğru yolda ilerlediklerine dair bir kanıttır.“
Yorum:
Bugün İslam beldelerini yöneten diktatör rejimler İslam'dan fersah fersah uzak oldukları halde büyük bir üzüntü ve keder içerisinde söylüyoruz ki; Müslümanların geneli yöneticilerine boyun bükerek ve cürümlerini sessizce izleyerek sahte fetvalarla aldatılıyorlar. Evet, gerçekten Müslüman bir yöneticiye itaat etmek vacip olup bunun delili ise şeri nâslardır. Allah Subhanehu ve Teala, Kerim Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ“Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Resul’e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de (itaat edin).” [Nisa-59] Buhari, Ebu Hureyra (Radıyallahu Anhu)’dan Allah’ın Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: مَنْ أَطَاعَنِي فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ، وَمَنْ يَعْصِنِي فَقَدْ عَصَى اللَّهَ، وَمَنْ يُطِعِ الأَمِيرَ فَقَدْ أَطَاعَنِي، وَمَنْ يَعْصِ الأَمِيرَ فَقَدْ عَصَانِي“Her kim bana itaat ederse, Allah’a itaat etmiştir. Her kim bana isyan ederse, Allah’a isyan etmiştir. Her kim benim emirime itaat ederse, bana itaat etmiştir. Her kim de benim emirime isyan ederse, bana isyan etmiştir.”
Bu ve diğer şeri nâslar, yöneticiye itaatin vacibiyetine işaret etmektedir. Ancak bu genel nâslar özel vakıaları ifade etmektedir ki o da yöneticinin zorla değil İslam şeriatına göre ve beyat yoluyla seçilmesini gerektirir. Dolayısıyla Allah’ın indirdiklerine göre yönetmek için Müslüman bir yöneticinin Allah’ın emir ve yasaklarına uyması gerekir. Zira Resul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gasp edenle savaşmayı emretmiştir.
Müslim ve Ahmed’in Ebu Hureyre’dan rivayet ettikleri bir hadiste Allah’ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: Bir adam Allah’ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e geldi ve şöyle dedi: Ey Allah’ın Resulü! Bir adam gelip malımı almak istese ne yapayım? (Allah’ın Resulü) dedi ki: “Ona malını verme.” (Adam) dedi ki: Benimle savaşmaya kalkarsa ne dersin? (Allah’ın Resulü) dedi ki: “Sen de onunla savaş.” (Adam) dedi ki: “Beni öldürürse ne dersin?” (Allah’ın Resulü) dedi ki: “Sen şehit olursun.” (Adam) dedi ki: Peki ben adamı öldürürsem? (Allah’ın Resulü) dedi ki: “O cehennemdedir.”
Bu, herhangi bir yere şeri olmayan bir şekilde gelen bir kişinin hükmü olup bu hüküm aynı şekilde ümmetin onayı olmadan otoriteyi güç ve kuvvet yoluyla elinde tutan bir adamı da kapsamaktadır. Dolayısıyla otoriteyi kuvvet yoluyla elinde bulunduran herkes gasp eden yönetici konumunda olup otoriteyi ümmete geri verinceye kadar onunla savaşmak gerekir. Zira Allah’ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا طَاعَةَ لِمَخْلُوقٍ فِي مَعْصِيَةِ الْخَالِقِ“Yaratıcıya isyanda kula itaat yoktur.”
Müslümanların başlarındaki bugünkü yöneticiler Allah’ın hükümleriyle hükmetmedikleri gibi bir de İslam ve Müslümanlarla savaşıyorlar. Oysa Allah Subhanehu ve Teala, azim olan Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَفُوراًۚ“Artık Rabbinin hükmüne (boyun eğip) sabret; onlardan hiçbir günahkâra, yahut hiçbir nanköre boyun eğme.” [İnsan-24]
Bugün, ülkelerimiz ve Müslüman Uygur kardeşlerimiz gaspçı Çin kafirleri tarafından zulme uğrayıp öldürülürlerken, Suudi Arabistan, Tacikistan, Umman, Kuveyt, Katar, BAE, Bahreyn, Suriye ve Pakistan yöneticileri tarafından onların politikalarını destekleyen bir bildiriye imza atılmak yoluyla onların cürümleri destekleniyor ve buna teşvik ediliyor.
Nitekim Erdoğan, Çin ziyareti sırasında Sincan halkı müreffeh bir ülkede mutlu mesut yaşıyor derken Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman da Pekin ziyareti sırasında Çin’in aşırılıkla, yani Sincan Müslümanlarına karşı mücadele etme hakkı vardır dedi.
İnsan hakları örgütleri, sadece Uygurlar değil, aynı zamanda Kazaklar, Kırgızlar ve Çin'deki diğer Müslümanların, yani Sincan Özerk Bölgesi'nde istila edilen İslami bölgelerde bir milyondan 3 milyona kadar olan kişinin zorla gözaltında tutulduğu sözde “rehabilitasyon kamplarının” varlığından söz ediyor.
Bizleri yöneten tagutların zulmünden ve aynı şekilde ülkelerimizi ele geçiren ve Müslümanlara zulmeden sömürgeci kafirlerin zulmünden kurtulmak, ancak İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıyla olacaktır.
Raşidi Hilafet Devleti, Allah’ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Halifeleri Ebu Bekir, Ömer Bin Hattab, Osman Bin Affan ve Ali Bin Ebu Talib gibi salih yöneticiler yoluyla Allah’ın hükmüne liderlik edecek olan bir devlettir.
Hizb-ut Tahrir, İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için Nübüvvet Minhacı üzere ideolojik ve siyasi bir çalışma yapmaktadır. Bu yüzden Hizb-ut Tahrir’e katılmak ve salih bir yöneticinin, yani imamın liderlik edeceği İslami hayatı yeniden başlatmak için acele edin. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“İmam bir kalkandır. O’nun arkasında savaşılır ve Onunla korunulur.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin