- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Binlerce Faslı, İspanya'ya Göç Etti!!
HABER:
Birçok haber ajansı, geçtiğimiz yıllara oranla bu yıl daha çok sayıda Faslı’nın İspanya’ya gizlice göç ettiklerini bildirdi. Dikkat çekici olan ise, Fas'tan daha iyi bir yaşam ve iş olanakları için yapılan göçe kadınların ve çocukların da dahil edilmesidir.
YORUM:
Hilafet devletinin ilk kurulmasıyla birlikte o dönemde devlet tebaasından olan, Müslümanlara ve gayrimüslimlere, eğitim, ilaç, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçlarının sağlaması konusundaki hassasiyeti çok açıktır. Devlet vatandaşlarıyla ilgileniyordu ve onlara modern üniversiteler kuruyordu, üniversitenin öğretmenleri, âlimler ve dâhilerdi. Her tür bilim eğitimini aldılar ve Müslümanların evlatları böyle okullardan mezun oldular. Bundan sonra devlet hepsini korudu, kolladı ve onlara iş verdi. Vatandaşları ümmetin ve devletin kalkınmasında ve çeşitli alanlarda ortak oldu. Halifelik dönemindeki Müslümanlar işsizlik ya da iş krizi diye bir şey bilmiyorlardı. Müslüman beldeler, Avrupa’nın bilimsel gecikme ve tam karanlıkta boğulduğu bir dönemde bile uluslararası arenada bir ışık ve bilimin kültür kaynağıydı. Hatta o çağa bile Avrupa’nın karanlık çağları denirdi ve bu nedenle Müslüman olmayanlar bile kendi güvenliği için Hilafetin otoritesinde ve emanında yaşamayı ve bilimlerinden öğrenmeyi istedi.
Ve Hilafet çağının arkasından kukla rüveybida yöneticilerin egemenliği dönemi geldi. Müslüman beldelerinde zulüm hüküm sürdü, cehalet hâkim oldu, fakirlik yayıldı ve halklarını gütmeyi bilmeyen yöneticiler halkını gütmeyi bıraktı. Beldeyi ve insanlarını heder ettiler. Üniversitelerini halkları için kurdular, ancak bilimi boş, sistemi de başarısız oldu. Üniversitenin öğretmenleri tüccar gibi maddi yöne ağırlık verdi ve sanki sadece dertleri paraydı. İşte bu öğrenciler o üniversitelerden konuşan kitap olarak mezun oldular. Mezun olduklarında, uzmanlık alanıyla ilgili bir iş fırsatı bulamıyor, varsa başka alanlarda çalışmaya zorlanıyor ve üniversitesinde geçirdiği yılları boş yere gidiyordu. Devlet bu öğrencileri özümsemek ve onlar için iş bulmak için bir plan proje geliştirmiyordu. Bu nedenle, tüm Müslüman beldeler işsizlikten mustariptirler ve rüveybida yöneticiler ümmetin evlatlarının sorunlarına çözüm getiremediler. Hatta onların umurunda bile olmadı. Ve bunların hiçbiri, halkı için iyi bir yaşam sağlamayı düşünmedi. Hastaneleri kurdular ama sadece parayı ödeyebilen zenginler için. Fakirlere gelince; onları düşünen yok ve yaşamak onlara haramdı.Onları yoksul oldukları için hastaneler kabul etmediler, hastane önlerinde ölmekteler. Onlara şefkat gösterecek bir doktor dahi bulunamaz hale geldi.Bu diktatörler kendi halklarına karşı sorumluluklarını unuttular ve bu nedenle Batı'ya göç etme hakkında konuşmak ve düşünmek Müslümanların arasında çoğalmaktadır.
Ümmetin geçlerinin Batı'ya göç etmesi çözüm değil, kendi başına bir problemdir. Göç etmek proplemden kaçıştır, asıl olan ise proplemle yüzleşmek ve onlara çözümler geliştirmektir, onlardan kaçmak değil. Batı ülkelerine göç, Müslüman beldelerindeki ümmetin yükselişinin ve ilerleyişinin enerjisini boşa çıkarmaktır. Müslüman beldelerin bu tür enerjilerini boşaltmak ve onlardan faydalanmak için altın tabakta kâfir Batı'ya sunmak doğru bir düşünce değildir.Bu gençlerin kendilerini göç için denize atmaları yerine halkı ve beldeyi fakirleştiren bu baskıcı rejimleri değiştirmeleri daha yararlı olurdu.Yapılması gereken, haklarını güden gerçek bir devleti kurmak için çalışmak olmalıdır. İşte o devlet Hilafet Devletidir. O işlerini güder ve onlara bilim, iş, barınma, yiyecek, içecek, güvenlik ve emniyeti sağlar ve böylece bu dünyada ve ahirette ancak bu şekilde izzetli olunur. Yarışanlar artık bunun için yarışsınlar. Ey gençler sizleri buna davet ediyoruz!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Ebu Hişam