- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Yeniden Sayım mı Yoksa Erdoğan’ın Çöküşünü Önlemek mi?
Haber:
31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerinin ardından itirazlar üzerine İstanbul'da 16 ilçede geçersiz oylar, Çatalca'da ise tüm oylar yeniden sayılıyor [03.04.2019 Haber Türk]
Yorum:
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde beş büyükşehri kaybeden AKP, özellikle İstanbul ve Ankara’da aldığı hezimeti bir türlü sineye çekemiyor. Yenilgiyi hazmedemediği için yaklaşık dört gündür dakika başı televizyonların karşısına geçen AKP’li yetkililer, korkudan mıdır yoksa telaştan mıdır açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. “Oy siyasal namustur.”, “Tek bir oyun bile heba edilmesini istemiyoruz” ve “seçimlere şaibe karışmıştır” diyerek kamuoyu nezdinde yeniden sayıma ve yapacakları hileye zemin hazırladılar.
Seçimlere şaibe karıştıran aslında AKP’nin ta kendisidir. Seçim gecesi kameralar karşısında daha sayım devam ederken, algı operasyonu yapmak için halkın gözüne baka baka “biz kazandık” şeklinde söylenen yalanları, Anadolu Ajansı ve Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) belli bir saatten sonra özellikle de AKP ile CHP arasındaki farkın 4400’e gerilediği sıralarda veri girişini durdurmasına milyonlar tanık oldu. Yani utanmadan çekinmeden milyonlar karşısında AKP hükümeti, usulsüzlükler yaptı, İstanbul ve Ankara’yı kazanmak için yalan dolan dâhil her türlü yola başvurdu.
Şimdi de hileyle, madrabazlıkla İstanbul ve Ankara’yı kazanmak için bazı ilçelerde geçersiz oyların, bazı ilçelerde de oyların tamamının yeniden sayılması itirazında bulundu. Tabii güdümündeki YSK da hemen AKP hükümetinin bu itirazını kabul etti ve İstanbul’da 18, Ankara’da 11 ilçede oyların yeniden sayılmasına karar verdi. Peki, Erdoğan ve AKP’deki bu telaş nedir?
Aslında bu bir telaş değil, domino etkisi yaratma korkusudur. Halkın Erdoğan ve AKP’den kopma sürecini, Erdoğan’ın yenilmezlik algısının yerle yeksan oluşunu, İstanbul’dan yükselen Erdoğan’ın yine İstanbul’dan çöküşünü önleme ve Erdoğan hanedanının yıkılışını yavaşlatma girişimidir. AKP içindeki olası çatlaklıkları bertaraf etme çabasıdır. Çünkü şimdiden Pelikancılar olarak bilinen grup ile karşıtları arasında sosyal medyada karşılıklı düellolar ve atışmalar yaşandı. Çatlaklıklar gün yüzüne çıktı. Pelikancılar, toplumu ajite edici Tweetler atarken, karşıtları AKP içinde çürümeden dem vurdular. Partinin bu tür yozlaşmış kişilerden temizlenip tekrar fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini söylediler. Hatta Erdoğan yanlısı bazı gazeteciler, çürümüş, yozlaşmış AKP’yi kapatıp, çürüklerden arındırılmış temiz yeni bir partinin kurulması gerektiğini dile getirdiler. Gece geç saatlerde kameraların karşısına geçen Ömer Çelik’in, her iki grubun kulağını çeken açıklamalarda bulunması boşuna değildir.
Gerçekte Erdoğan, İstanbul ve Ankara’nın riskli olduğunu biliyordu. Bunun için tenzili rütbe ile AKP’nin ağır toplarından Meclis Başkanı olan Binali Yıldırım’ı İstanbul’dan, Özhaseki‘yi de Ankara’dan aday gösterdi. Her iki şehirde tanzim satış noktaları kurdu. İstanbul ve Ankara’nın neredeyse her ilçesinde günde 8 seçim mitingi düzenledi. Adaylardan ziyade kendisi sahnelere indi. Yerel seçimler adeta Erdoğan için referanduma dönüştü. Televizyonlar muhalif parti adaylarına kapalıyken, televizyonlara çıkanlar ile alay edilirken, Erdoğan her gün çeşitli televizyon kanallarında arzı endam etti. İşte tüm bunlara rağmen Erdoğan’ın, İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesi, sonun başlangıcı olduğunun işaretidir. Bu itirazlar sadece Erdoğan’ın sonunu yavaşlatacaktır, ama çöküşünü önleyemeyecektir.
İstanbul ve Ankara’nın kaybı, iş insanından pazarcısına kadar kurulan rant ağının, oy almak için sosyal yardım amacıyla yoksullara dağıtılan yardım kutularının kaybedilmesi demektir. Bu da doğal olarak bir dahaki seçimlerde AKP’nin oy kaybetmesi anlamına gelir. Diğer bir husus AKP’nin İstanbul ve Ankara yenilgisi, yeni parti arayışlarını hızlandıracaktır. Hatta yakın zamanda kurulacağına ilişkin haberler basına sızdırıldı.
İşte AKP’nin telaşının daha doğrusu korkusunun nedeni budur. Ama bu korku ve telaş yıkılışını durduramayacaktır. Peki, sayım nasıl sonuçlanır konusuna gelirse, AKP’nin önünde iki seçenek var: Ya CHP’nin kazandığını kabullenmek ve itiraz aşamasını yolsuzluk dosyalarını temizlemek, tabanın gazını almak için kullanmak. Ya da çöküşü geciktirmek için hilekârlıkla YSK üzerinden İstanbul ve Ankara’da AKP adaylarının kazandığını ilan etmek ve böylece domino etkisinin önüne geçip yenilmezlik algısını devam ettirmek. Ama bu durumda 2013 Gezi olayları benzeri bir kalkışmadan emin olması gerekir hele de ekonomik krizin olduğu bir zamanda. Onun için “Anket yapıyoruz” diyerek arayıp “Seçim sonuçları istediğiniz gibi olmazsa, sokağa çıkmayı düşünür müsünüz?” sorusunu basına sızdırmak ya bundan emin olmak içindir ya da aba altından sopa göstermek içindir. Bundan emin olursa oy sayımı AKP lehine sonuçlanacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ercan Tekinbaş