- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İltica Sonrası Ne Oldu?..
Haber:
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Türkiye’deki yabancı mültecilere karşı yükselen tırmanış konusunda uyarıda bulundu. Kınık, bu yükselişin politik aktörler tarafından planlanıp hazırlandığını söyleyerek toplumu herhangi bir şekilde mültecilere karşı kışkırtmanın bir suç mesabesinde olduğunu vurguladı ve bunun her türlü ayrımcılığa teşvik edenlere karşı bir ila üç yıl hapis cezası öngören yasaya aykırı olduğunu teyit etti, mültecilerin Türkiye ekonomisine olan katkısını övdü, Türkiye’nin ekonomik zorlukların gölgesinde mültecilerin yakın zamandaki katkı ve çalışmalarından dolayı büyüdüğünü, onların mali desteklerinin aslen Avrupa Birliği’nden geldiğini ve bunun ülke için zor bir para birimi oluşturduğunu söyledi. (New Türk Post)
Yorum:
Mülteci krizi yeniden ön plana çıktı ve bu da Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazandığı belediye seçimlerinden sonra oldu. Aslında bu konu, seçimler için en önemli konulardan biriydi. Bu nedenle bugün iktidar partisinin oyları, siyasi amaçları için bu olayları körüklemek ve istismar etmekle suçladığı muhalefete karşı yükseliş gösterdi.
Son zamanlarda yapılan birkaç saldırıdan sonra, bunların İstanbul’daki en büyük bir topluluk olan Suriye topluluğunun gözünü korkutmak için üretildiği ve tasarlandığı açıktır. Bunlardan birisi silah tehdidi altında hırsızlık eylemleri ve bir diğeri ve en belirgin olanı ise İstanbul’un İkitelli bölgesindeki olaydır. Zira Türklerden silahlı bir grup Suriye düğününü bastı ve (evlatlarımız İdlib’te öldürülüyor, siz ise ülkemizde rahat bir şekilde yaşıyorsunuz ve benzeri ifadelerin kullanıldığı) sözlü kavganın ardından açılan ateş ölü ve birçok yaralılarla sonuçlandı.
Ama bu, bir Suriyelinin bir kız çocuğuna yönelik saldırısı sebebiyle olduğu şeklinde yayıldı. Ancak doğru haber, kesinlikle hiçbir şekilde bir saldırı olmadığı hükümet kanalları aracılığıyla resmi olarak yayınlandı.
Söylenildiği gibi bugün meydana gelen olaylar, bazı politikacılar tarafından, Suriyelileri korkudan ülkeyi terk etmeye zorlamak veya Türkiye için koruyucu kalkan olmaları amacıyla Suriyelileri Suriye sınırlarına itmek için genel bir eğilim oluşturmak ya da Suriyelilerin uluslararası bir eğilim olarak mücrim rejimin yönetimi altındaki ülkelerine geri dönmeleri amacıyla hazırlık yapmaya yönelmeleri için mi üretilmektedir.
Geriye şu soru kalıyor: Türkiye’nin insani değerleri ve yöneticilerinin değerleri nerede?! Bundan daha da önemlisi Türkiye yöneticilerinin İslam hükümleri ve değerleri nerede?
Onlar, kendi ülkelerinden öldürülmekten kaçarak barınma ve güvenlik için kamplara sığındılar ama hastalık, yetersiz beslenme ve tecavüz dışında hiçbir şey bulamadılar ve çekmiş oldukları acılar da acımasızca görmezden gelindi.
Mülteci sorunlarına çözüm getiren Kapitalizmin fikri bakış açısı, çözümün yakıtları bizzat mülteciler olsa bile etkin çıkarları korumak için herhangi bir şans bırakmıyor.
Ey Türkiye’deki Müslümanlar: Bizler, bizi uzun zamandır bir araya getiren azim bir dinin mensubu olan tek bir halkız. Dolayısıyla sizin Müslüman bir halk olarak taşımış olduğunuz şeyler, aslında sizin asaletinize ve onurunuza ait olmayan bu tuzaklara düşmemeniz için yeterlidir. Zira bizim acımız bir ve yaramız birdir ve acısını çektiğimiz bu ağrıların çözümü, en hayırlı selefin en hayırlı halefi olmamız için bizleri bir araya getirecek olan İslam rayesi altında bir araya gelmemiz ve birleşmemizdir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn El-Şanti