Haber-Yorum

Erdoğan, Halep’e Karşı Komplo Kurduğu Gibi İdlib’e Karşı da Komplo Kuruyor

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin İdlib ilindeki gerilimi azaltma bölgesinin, Suriye hükümet güçlerinin yapmış olduğu saldırılar nedeniyle “yavaş yavaş yok olduğunu” söyledi.

Ve Salı günü Ankara’da yaptığı konuşmada şöyle bir eklemede bulundu:  İdlib’deki duruma bir çözüm bulmak için bölgedeki taraflarla gerekli tüm bağlantılar kurulacaktır.

Ve Suriye’de savaştan kaçan Suriyelilere ev sahipliği yapmak için Suriye’de kurulması önerilen güvenli bölgenin “sadece bir isimden ibaret olmadığını” söyledi. (Sky News Arabia)

Yorum:

Erdoğan’ın misali, bir adamı öldüren, cenazesine katılan, sonra da onu kaybettiğinden dolayı timsah gözyaşları dökerek teselli olan kişinin misali gibidir! Dolayısıyla o, yalan söylemekte ve özellikle Türkiye ve Suriye Müslümanları olmak üzere Müslümanları aldatmakta ısrar ediyor. Daha da önemlisi Suriye devrimcilerinden ona inanıp güvenenler onu takip etmekte, onun arkasından gitmekte ve gözlerini ve akıllarını kapatmaktadır!  

Erdoğan daha önce de Halep’e karşı komplo kurmuş, kendisine bağlı olan Suriyeli grupları geri çekerek diğer bölgelere yönlendirmiş ve ardından da Halep’i mücrim Suriye rejimine teslim etmiştir. Şimdi de o, yine Nusayri rejimine teslim etmek için devrimcilerin son kalesi olan İdlib’e karşı komplo kuruyor. Böylece Amerikan ajanı Beşşar rejimi kalmaya devam ediyor, yani Amerika’nın Suriye’deki nüfuzu kalmaya devam ediyor. O halde nasıl oluyor da o, politikalarını uyguladığı ve çıkarlarını gerçekleştirdiği Amerika’nın aşağılık bir hizmetçisi olmuyor? Onun İdlib’e karşı komplo kurduğunun kanıtı, 27/08/2019 tarihinde yaptığı Moskova ziyareti sırasında Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile yapmış olduğu son anlaşmasıdır. Zira her ikisi de, yaklaşık bir yıl önce yapılan ve “rejim için hayati önem taşıyan” uluslararası yolların açılmasını sağlayan Soçi Anlaşmasını uygulama, rejimin bölgelerini ve Rus üssünü korumayı amaçlayan 15-20 km genişliğinde bir tampon bölge oluşturulması ve Amerika’nın siyasi çözümünü kabul etmeyen silahlı grupları tasfiye etmek için çalışma sözü verdiler. Ayrıca Soçi, Suriye rejiminin ve kurumlarının Laik kimliğinin korunmasını, “devrimin durması anlamına gelen” ateşkesin yapılmasını, anayasanın değiştirilmesini ve hiç kimsenin katılmaktan soyutlanmadığı, yani Beşşar Esed’in katılımını sağlayan seçimlerin yapılmasını içermektedir. Nitekim Erdoğanlı Türkiye, tüm bu kararların yanı sıra Erdoğan Beşşar Esed ve rejiminin koruyucusu Haçlı Rusya’nın Devlet Başkanı mücrim Putin ile anlaşmalara imza attı.

Bundan dolayı Erdoğan’a ve Arap olsun Acem olsun Müslümanların yöneticilerinden onun gibi olanlara güvenenler, Amerika ve Avrupa ile onların vaatlerine ve uluslararası kurum ve kuruluşlar ile onların kararlarına güvenenler Şeytan’a ve onun vaatlerine güvenmiş gibi olurlar. Zira Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَاَجْلِبْ عَلَيْهِمْ بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ وَعِدْهُمْۜ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ اِلَّا غُرُوراً “Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vâdetmez.” [İsra-64]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nezir El-Uryan