Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye’nin Siyaset Paradoksu

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Türkiye’nin Siyaset Paradoksu

Haber

Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Özçelik-İş Sendikasının düzenlediği toplantıya katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şunları söyledi: “Dünya’nın en önemli devletlerinden bir tanesi yani Amerika, bir taraftan PYD’ye yardım ediyordu. Ama size yardım yaptığı bir yer daha söyleyeyim mi? LGBT’ye yardım yapıyor. Ankara’daki bir LGBT derneğine Amerika Birleşik Devletleri 22 milyon dolar yardım yapıyor. Benim burada konuşmama gerek var mı? Neyle karşı karşıya kaldığımızı ve hangi cereyanla karşı karşıya kaldığımızı… Aslında temel hedefin inancı, kimliği ve bu coğrafyadaki varlığı olduğunu ifade etmem için bundan sonra kelimelerle ifade etmeme gerek var mı acaba?” (www.independentturkish.com)

Yorum

İçişleri Bakanı Soylu’nun ne dediğinin neler anlattığının aslında değer anlamında bir karşılığı yok. Çünkü anlatılanların ve söylenen sözlerin hem siyaset arenasında hem de Rabbimiz katında bir anlam ifade etmesi için amellerle doğrulanması icap eder. Yukarıda Bakan Soylu’nun söylediği sözler aslında yöneticilerin halkına karşı paradoksal bir tutum sergilediklerinin ispati mahiyetindedir. İnanın sarf edilen bu sözler halkı aldatmaktan ve tribünlere oynayarak halkın duygularıyla alay etmekten başkası ile izah edilemez. Bu durum halkın ABD’ye olan öfkesini kendi siyasetine malzeme edip suistimal etmektir. Kısaca halkı kandırmaktır. Çünkü söylenen ve yapılanlar bir birlerinden çok uzaklarda. Söylenenler bir vadide, icraatlar bir vadide. Sergilenen bu tutum baştan sona paradoks…

Ey Yöneticiler!

Siz sözlerinizi ne kadar süslerseniz süsleyin, ne kadar demagoji yaparsanız yapın, sizin amelleriniz bugüne kadar size aynalık etti, bundan sonra da etmeye devam edecek. Hani ne derler “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

Örneğin; Amerika’nın Suriye sahasında istediklerini harfiyen yerine getirmek suretiyle öncesinde yaptığınız sözlü düellolarınızın ne kadar boş ve yapmacık olduğunu göstermiş oldunuz.

Evet demagoji ve yalan üzere kurulu bir siyaset anlayışına sahipsiniz. Ne var ki yalan esaslı siyasetiniz Suriye politikasıyla bir kez daha ayyuka çıktı. Özellikle Soçi, Astana görüşmeleri ve Suriye sahasındaki gelişmeler yalan maskesiyle gizlediğiniz gerçek niyetinizi ve siyasetinizi ifşa etti. Sizin yalanlarla örtbas etmeye çalıştığınız gerçek siyasetinizde ise İslam’ın ve Müslümanların hayrına hiçbir şey yoktur.

Sizler YPG/PYD ile iş tutan Amerika’yı eleştirir ve beraber hareket edilmesini yakıştırmazken sizin Amerika ile dostluğunuz baştan sona paradoks değil midir?

Sizin gerek YPG gerekse LGBT’ye sağladığı destekten ötürü Amerika’yı eleştirdiğinizden hemen önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Türkiye-ABD ilişkileri başta olmak üzere bölgesel konularda da fikir alışverişinde bulundular. Bu ilkelerde ve siyasette tutarsızlık değil de nedir?

Ya da çok değil, bundan yaklaşık birkaç yıl önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun PYD yüzünden “Amerika ile küsülmeyeceğini” ifade etmiş olması Türkiye siyasilerinin gerçek niyetlerini ve paradoksal bir siyaset izlediklerini göstermek adına yetmez mi?

Türkiye’nin, Washington’da pişirilen politikadan bağımsız bir politikası yoktur. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz bilen de biliyor. Söylenenlerden ziyade ortaya konulan siyasete bakıldığında Türkiye’nin, “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” harekâtlarında olduğu gibi çoğu zaman kendi çıkarlarından ziyade Amerikan çıkarlarını gözetiyor olduğu görülecektir. Aksini iddia ediyorsanız buyurun; “Münbiç oradaysa arşın burada.” Bakıldığında “Fırat Kalkanı” harekâtı Münbiç’e yaklaştığında dur(durul)du yani Amerika’nın kırmızıçizgilerine sadık kalındı! Siz Amerika’ya ancak amelden yoksun sözlerle karşı koyabilir ya da en azından karşıymış gibi görünebilirsiniz. Öyle değil mi?

Ya da bugün Amerika’nın maddi olarak desteklediği LGBT’ye yıllardır sizin hükümetinizin her türlü olanağı sağlaması ne ile açıklanabilir? Tam da böylesi bir durum sizin siyasetinizin yalan ve paradoks üzere kurulu olduğunu göstermektedir. Gören göze karanlık perde olmaz; görmek istemeyen göze ışık ne yapsın?

Dolaysıyla bir taraftan ABD’yi terör örgütleriyle iş tutmaktan ötürü kınarken diğer taraftan yeryüzünün şu anki en azılı terör devleti olan ABD ile sıkı fıkı ilişkiler içerisinde olmak tutarsız ve kirli bir siyasettir. Şeri anlamda ise asla caiz değildir.

Baştan sona paradoksal bir siyaset izlemeniz ayrı bir garabet. Siyasetinizi haram üzere inşa etmiş olmanız başlı başına bir günah. Kısacası neresinden tutsanız elinizde kalıyor…

Özetle bu ümmet, söyledikleriyle yaptıkları çelişen, paradoks tutumlar sergileyen yöneticilerce idare edilmeyi hak etmiyor. Bu ümmet insanlık için çıkartılmış en hayırlı ümmettir. Bu ümmet, asırlarca Allah’ın hükümleriyle hükmeden, bırakın dostluklar kurmayı kâfirlere karşı izzetli duruşlarıyla maruf Halifeler tarafından yönetildiler. Yakın gelecekte; kâfirlerle dostluk içerisinde olan, Müslümanları sözleriyle oyalayan yöneticiler yerine, amelleriyle sözlerini doğrulayan Rasulullah’ın müjdelediği Râşid Halifeler olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah İmamoğlu

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER