- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika, Müslümanları Kendi Ülkelerinde Acımasızca Katlederken Hain Yöneticiler Kış Uykusunda
Haber:
ABD Savunma Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in, Bağdat Havalimanı yakınında düzenlenen saldırıda öldürüldüğünü açıkladı. (03.01.2020 Akşam)
Yorum:
Katil ve haydut Amerika, İslam ülkesindeki hain ve omurgasız yöneticilerin işbirliğiyle barbar katliamlarına her gün yenisini ekliyor. Yaklaşık üç ay önce İslam ülkesi Suriye’de hem de Türkiye ve Irak’taki hain yöneticilerin işbirliğiyle El Bağdadi’yi katlettikten sonra şimdi de bir başka İslam ülkesi Irak’ta yine Iraklı yöneticilerin sağladığı istihbarat sayesinde füze saldırısı ile İranlı Komutan Kasım Süleymani’yi öldürdü. Iraklı yetkililer, saldırıda toplam 7 kişinin öldüğünü belirtti.
Her zamanki gibi Hamaney ve İran partisi lideri Nasrallah olayın ardından yaptıkları açıklamada, “intikam vaadinde” bulundular. Sözden öte geçmeyen bu tür açıklamalar, iç kamuoyuna yönelik yapılmış açıklamalardır. Dünyanın her tarafında Amerikan çıkarlarına hizmet eden İranlı yetkililerin, efendileri Trump’ın iç kamuoyundaki sıkışıklığını gidermek, dışarıda zafer vermek için kendi komutanlarının ölümünde ABD’ye istihbarat sağlamış olabilirler.
Türkiye’deki AKP trolleri ise Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesini zil takarak kutladılar. Amerika’yı kınamak, suçlarında işbirliği yaptığı Erdoğan hükümetini suçlamak yerine katliamından ötürü katil Amerika’yı “rüzgâr eken fırtına biçti” ve “Halep katili... Kasım Süleymani ABD tarafından öldürüldü.” gibi sözlerle tebrik ettiler.
İslam ülkelerindeki hain yöneticilerin, ABD’nin Müslüman ülkelerde işlediği suçları karşısında ölüm sessizliğine bürünmeleri, misilleme yapmamaları, “10 bin kilometre uzaktaki Amerika’nın burada ne işi var” diskuruyla yetinmeleri, ülkelerinin sözde egemenliğinin ihlal edilmesine ses çıkarmamaları hatta yeri geldiğinde işbirliği yapmaları, topraklarında askeri üsler sağlamaları sömürgeci kâfir ABD’yi suçlarında cesaretlendirmektedir.
ABD terörist bir devlettir, ama ona ülkelerinde üsler sağlayan, istihbarat temin eden, ABD çıkarı için başka ülkelere askeri operasyonlar düzenleyen ve ABD adına vekâlet savaşları yürüten ülkeler de ABD’den geri kalır değil. İran’ın Suriye’de ABD adına Müslümanları katlettiği, Türkiye’nin Halep ve Doğu Guta’yı kasap Esed’e teslim ettiği, Husileri iktidara ortak etmek için Suudi Arabistan’ın Yemen’de masum Müslümanlar üzerine bombalar yağdırdığı, Müslümanları öldürmek için Mısır’ın Libya’da CIA ajanı Hafter’e askeri destek sağladığı herkesçe malum.
ABD, kâfir bir ülkedir, dolayısıyla Müslümanlarla sorunu var. O yüzden Irak, Suriye, Afganistan, Yemen, Libya ve diğer İslam ülkelerinde terörist oldukları gerekçesiyle Müslümanları hunharca ve pervasızca katletmektedir. Garip olan şu ki, kendisini Müslüman olarak gören lider ya da ülkelerin kâfir ABD ile iş tutup Müslümanları katletmeleri, ölümlerinde ABD ile işbirliği yapmalarıdır.
Eğer Müslümanların bir devleti olmuş olsaydı, ne Amerika ne de herhangi bir Avrupa ülkesi Müslümanları öldürebilir miydi hiç? Öldürmeyi bırakın eziyet bile edemezlerdi. Tarih, bunun en iyi kanıtıdır. Bir kadına ya da kadınlara eziyet ettikleri için kâfir ordularının kılıçtan geçirildiğini hepimiz biliyoruz. Bugün Müslümanlar çobansız olduğu için aç kurtlar ya da akbabalar üzerlerine leş kargaları gibi üşüşüyor. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ne kadar da doğru söylemiştir: “Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya üşüşen yiyiciler gibi birbirlerini çağıracağı zaman yakındır.” Orada bulunanlardan biri, “O gün sayıca azlığımızdan mı?” diye sordu. “Hayır” buyurdular. “Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” “Zaaf da nedir ey Allah’ın Resulü?” dendiğinde, Peygamber, “Dünya sevgisi ve ölüm korkusu” buyurmuştur.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş