- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
İslam Kardeşliğini Rus Ceza Kanunu Değil Kur'an Ve Sünnet Belirler
Haber:
20 Aralık'ta, İstanbul'un merkezinde, protestocular Sincan'daki Müslümanların korunmasını istediği büyük bir gösteri düzenlendi. (idelreal.org)
Yorum:
Geçtiğimiz haftalarda, Çin rejimi tarafından ezilen Çin'deki Müslümanları (Uygurlar, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar ve diğer İslami halkları) desteklemek için İslami ve İslami olmayan ülkelerin farklı bölgelerinde birçok gösteri yapıldı.
İslam ümmetinin bu tepkisi, övgüye değer bir eylemdir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de zikrettiği vasıflara mükemmel uyum sağlıyor:
كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِۜ
“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız.”(Âl-i İmrân 110)
İslam ümmetinin bu olumlu tepkisinin yanı sıra, maalesef bazı Müslümanların olumsuz eğilimlerine de şahit olduk.
Maalesef, bazı âlimler, müftüler ve imamların Doğu Türkistan Müslümanlarını desteklemelerine rağmen, kendi beldelerinde Müslümanların karşı karşıya kaldığı baskı karşısında sessizdirler.
Örneğin, Rusya'daki bazı Müslüman âlimlerin Çin'i Uygurlara karşı politikasından ötürü eleştirdikleri halde, Rus yetkililerin Rusya içindeki Müslümanlara yaptıkları zulümlerde sessiz kaldıklarını görüyoruz.
Yapılan bu tür tepkiler çelişki arz etmektedir. Zira Rusya, Müslümanlar arasındaki İslami kimliğini yok etmeyi amaçlayan Çin'le aynı bahane ile (terörizm ve aşırılık) Müslümanlara zulmediyor.
Hiç şüphe yok ki bunlar çifte standarttır. Bunların ise İslam'a fayda sağladığı varsayıldığında (içerde Müslümanlara karşı işlenen suçlara mutlak dikkat göstermemekle birlikte yurtdışındaki baskıyı eleştirmek) asla uygun değildir. Ayrıca tutarsız olan bu davranışlar Müslümanların çıkarlarına daha zararlıdır.
Rusya'daki Müslümanlara karşı baskı olmasaydı, okullarda başörtüsü takmada sorun olmasaydı, adam kaçırma, işkence, yargısız infaz olmasaydı ve İslam'ı evlerinde tartıştıkları için ve İslam davetçilerini davet taşıdıkları nedeniyle iki yıl hapis cezası ile çarptırılma olmasaydı bu ülkedeki sessizlik uygun olurdu.
Dahası bu hatalı konum, insanların sadece namaz, oruç, hac, ayetlerin ve hadislerin yorumlanması hakkında konuşmalarına neden olmaktadır. Hâlbuki bitişik sokakta meydana gelen adaletsizlikten tamamen bihaberdirler.
Bu yaklaşım İslam ruhuna aykırı bir yaklaşımdır ve yanlış yoldur. Müslümanlara ve onların çıkarlarına zarar vermekten başka bir şey değildir, bu yaklaşım evham yaratmaktan ve İslam kardeşliğini bozmaktan başka, sahih İslami konumu bozmaktadır. Ayrıca bugün Müslümanların yapmaları gereken şey hakkında anlaşmazlık ve fitne oluşturmaktadır. Bu Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İslam’daki kardeşlik söyleminde açıkça görülmektedir:
مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى
“Müminlerin birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet ve şefkatte ve birbirlerini korumaktaki misali yek vücud gibidir. O vücudun herhangi bir uzvu hasta olduğunda, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve hararete tutulurlar.” (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)
İslam beldeleri hakkında konuşursak, eğer diğer İslam beldelerindeki Müslümanları destekliyorsak, İslam kardeşliğini Sykes-Picot'un çizdiği yapay sınırları ile sınırlandırmamalıyız. Ancak beldemizdeki Müslüman kardeşlerimizin maruz kaldığı baskıya karşı sağırız.
Müslüman olmayan ülkelerdeki, örneğin Rusya'da baskı hakkında konuşmak istiyorsak, Rusya'daki Müslümanları destekledikten sonra ertesi gün kapımızı çalacaklar diye kardeşliğimizi gizli özel kuvvet korkusu belirlememelidir. Bugün maalesef Müslümanların birbirlerine desteklerinin Rus Ceza Kanunu veya Rus gizli özel kuvvetleri tarafından belirlendiğini görüyoruz. Ancak İslam'daki kardeşliğin Kur'an ve Sünnet tarafından belirlendiğini kesinlikle biliyoruz.
Bu üsluplarıyla ifsada yol açan tüm âlimleri ve Müslümanları İslam'ın emirlerine göre pozisyonlarını değiştirmeye çağırıyoruz.
Başka bir deyişle, kardeşliklerini haram bölünmeyle ayıran Müslümanlar, onlara Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözü mutabık düşmektedir:
اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ فَمَا جَزَٓاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذٰلِكَ مِنْكُمْ اِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يُرَدُّونَ اِلٰٓى اَشَدِّ الْعَذَابِۜ
“Yoksa siz Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir. Kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır.”(Bakara 85)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Fazıl Hamzayev