- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Geç Evlenenlere Tavsiye, Genç Evlenenlere Ceza!
Haber
Beştepe’de katıldığı törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan;Gençlerin evlilik yaşının giderek yukarı doğru çıktığını belirtti. “Kızlarımız da erkeklerimiz de çoğu 30’u aşkın evleniyor veyahut da çoğu evde kalıyor. Böyle şey olur mu? Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız” dedi ve evlilik tavsiyesinde bulundu. (Ajanslar)
Yorum
Dilimizde Cumhurbaşkanının bu tavrını özetleyen oldukça veciz bir söz var. “Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.” Görünen o ki, bu tavsiye ile kahramanlık yapmaya çalışan Cumhurbaşkanı, kabul ettiği sözleşmeler ve yasalarla nasıl bir fitne meydana getirdiğinin farkında değil.
18 yıllık iktidarınız döneminde gençlerin evlilikten uzaklaşmasında, ailelerin dağılmasında, boşanmaların her yıl katlanarak artmasında, 18 yaş altı evliliklerde erkeklere inanılmaz cezalar verilmesinde çıkardığınız yasalar, kabul ettiğiniz sözleşmelerin günahını, ortaya çıkan yıkımın vebalini, geç evlenmek zorunda kalan gençlere yüklemeniz oldukça manidardır. 2011 yılında Avrupa Konseyi kararıyla kamuoyunda aileyi yıkma projesi olarak bilinen İstanbul Sözleşmesi iktidarınız döneminde kabul edildi. Bu sözleşmenin uygulanmasıyla birlikte her yıl 150 bin erkek evlerinden uzaklaştırılırken erken evlenmenin gereğinden bahsetmeniz büyük bir çelişki.
Sadece bu sözleşmeden sonra 1 milyonun üzerinde aile dağıldı. Sözde kadına şiddeti önleme bahanesiyle kabul edilen bu sözleşmeyle, kadın cinayetleri katlanarak artarken güçlü aile, mümkün mü? Bu sözleşmeye dayanarak cinsiyet eşitliği safsatası altında sapkın ve azgın güruhlar, ülkenin her köşesinde baş gösterirken buna karşı hiçbir adım atmamanız evlilik gibi kutsalı ayaklar altına almaktır. Yine karı koca arasındaki çekişmelerde kadının beyanını esas almak suretiyle fitne kapısını, sonuna kadar aralamanız başka bir zulümdür.
Süresiz nafaka cezasıyla evlilik kapısını tamamen kapattınız. 16-17 yaşında evlendikleri için binlerce genci cezaevlerine koyarak eşlerini kocasız, çocuklarını babasız bırakma cürmüne imza atan sizler iken hala geç evlilikten yakınmanız insanların aklıyla alay etmektir. Her türlü ahlaksızlığın işlenmesine aracılık eden basın yayın organlarının kontrolü sizde olmasına rağmen, sadece bu yayınların ahlaksızlığından dem vurarak, aileye zarar verdiğinden bahsedip, kendinizi temize çekmeye çalışmanız yöneticiliğin hangi ilkesiyle uyuşmakta?
Batı, aile kurumunu ekonomisine feda ettiği için aileyi parçalandı. Ve yok olmayla karşı karşıya. Fakat ne gariptir ki bu ahlaksız batının kanunları, çözüm diye ümmetin arasında hala uygulanırken, onları örnek almak hakka savaş açmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan; sanki Türkiye’nin değil de başka bir ülkenin lideri gibi konuşurken icraatları sözlerini yalanlamakta. Çıkardıkları yasalar ve kabul ettikleri sözleşmeler, evliliği kötüleyip yuvaları dağıtırken, evlilikle alakalı tavsiyeleriniz bir anlam ifade etmiyor. İcra makamında olanlar şikâyetten uzaktır. Eğer bu ilkeyi unuttuysanız tekrar hatırlatmış olalım.
AB istedi diye zinayı suç olmaktan çıkarttık itirafınızın üzerinden iki yıl geçti. İstanbul sözleşmesi nas değildir sözünüzün üzerinden 8 ay geçti. Fakat sözünüz uçup gitmesine rağmen uygulanan yasalar, yüzbinlerce ailenin yıkımına devam ediyor. Gerçekten sözlerinizde samimiyseniz önce kokuşmuş batının düzeninden vazgeçersiniz. Onlar istedi diye aramıza soktuğunuz Batı tandanslı fitne sözleşmelerini fes edersiniz. Allah’ın emriyle evlenen gençleri cezaevinden derhal bırakırsınız.
Aile, insan onur ve haysiyetini ayaklar altına alan basın yayın organlarına çeki düzen verdirirsiniz. Kadını, iş hayatına dâhil etme çabası ve teşvikinden vazgeçersiniz. Allah korkusu üzerine inşa edilecek yuvalar için İslam’ın İçtimai Nizamını tatbik edersiniz. O zaman güçlü aile, güçlü nizam ve güçlü devletle düşmanlarınıza boyun büktürürsünüz. Eğer siz buna hazırsanız toplum buna dünden hazır.
Bizler biliyoruz ki kapitalist düzende insanın hiçbir kıymeti güvende olmadığı gibi en mahrem olan aile dahi bu güvenden uzaktır. Bu güveni tekrar temin edecek İslam Nizamı, dün olduğu gibi bugün de yarın da tüm sorunların çözümü olacaktır. Bu nizamın tatbiki ise Allah’tan hakkıyla korkan yiğitlerin mücadelesiyle gerçekleşecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ahmet SAPA