- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika Türkiye’ye Yemen’de Bir Rol mü Verdi?!
Haber:
Görünen o ki Türkiye, Yemen toplumunda sorunlar çıkarmak için müttefiki İhvan “Islah” Partisi aracılığıyla Yemen krizini daha fazla alevlendirmeye çalışıyor. Son zamanlarda Türk vatandaşlığına sahip olan Müslüman Kardeşler liderliğinden aktivist Tevekkül Kerman, Arap koalisyonuna karşı birleşik bir askeri liderlik kurma çağrısında bulundu. (Güncel Haberler-Tahdisu’l Ahbar)
Yorum:
İstanbul, “Savaştan sonra Yemen… İleriye Dönük Bir Vizyon” başlıklı bir konferansa ev sahipliği yaptı ve basında çıkan haberlere göre Katar, Tevekkül Kerman Vakfı aracılığı ile konferansa önemli miktarda finansman sağladı. Nitekim Kerman, açılış konuşmasında çeşitli Arap ülkelerinden gelen Müslüman Kardeşler liderlerinin huzurunda “meşruiyetin dış vesayetlere bağlı” olarak nitelendirilen şeye karşı yeni bir devrim başlatma çağrısında bulundu, Müslüman Kardeşler liderliğine, Güney Geçiş Konseyi’ne ve Tarık Afaş Güçleri’ne saldırdı, Husiler hakkındaki konuşmayı göz ardı ederek herkesi Arap koalisyonu liderliğine bağımlı olmakla suçladı.
Bu Kardeşlerin Arap koalisyonuna karşı dönüşümünün sebebi, gerek İngiltere’nin zayıflığını gerekse Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra iç düzenlemedeki dikkat dağınıklığını istismar ederek Amerikalı Efendilerine hizmet etmesi için Türkiye’nin Bab’ül Mendeb’in her iki yakasında kontrolü sağlaması amacıyla Yemen’de askeri varlığını bulundurması arzusundandır. Özellikle Türkiye’nin Somali’deki askeri varlığı bu misyonu kolaylaştıracaktır. Zira Islah Partisi’nin (parti içindeki Amerikan kanadından olan) bazı liderlerinin Türkiye’nin Yemen’e müdahale etmesini istemesi beklenmektedir. Senaryo aynen Libya senaryosuna benzemektedir. Nitekim hem El-Cevf hem de El-Meârib’deki Islah Partisi’ne getirilen kısıtlamalar, Arap koalisyonunun meşruiyet olarak adlandırılan şeyi desteklemedeki ilgisizliği ve ciddiyetsizliği nedeniyle Türk müdahalesini talep etmek için bir tür baskıdan öte bir şey değildir. Suudi uçaklarının meşruiyet olarak adlandırılan kuvvetler üzerinde gerçekleştirdikleri hava saldırıları, Amerika’nın Husilerin kuzey vilayetlerindeki alanlarını temizlemeye devam ettiğine dair bir kanıttır. Güney eyaletlerinde bulunan ve Amerikan destekli Hasan Baum Hareketi’ni desteklemeye amaçlayan Suudi kara güçlerinin başarısızlığının ardından, (Amerikan kanadı) Islah Partisi’nin daveti üzerine güney eyaletlerinde geçici konseyle karşı karşıya gelmede Türkiye’ye bir rol verilmesi ve bir yandan kendisini Husilerin diğer yandan da Türk kuvvetlerinin pençesi arasında bulmasının ardından bizzat partinin İngiliz kanadını kontrol altına alması için çalışması mümkündür. Onları zorlayan ne olabilir ki, ama dedikleri gibi mücrimler ehven-i şerri (daha az kötü olanı) tercih etmek zorundan kalmışlardır.
Yemen’deki son olaylar, aralarında savaşmayı haram kılan dinlerinin bilincinde olmamaları istismar edilerek bir ülke halkının aralarındaki çatışmanın boyutunu ve bazılarının, bekalarını koruyan ümmetin düşmanlarından olan efendilerine hizmet etmek için sadece bacakları kırık iktidar koltuklarını önemseyen ajan yöneticiler aracılığıyla düşmanlarının emriyle komplo kuran güçlerinin zorbalığını haber vermektedir. Dolayısıyla vahdeti, kardeşliği, düşmanıyla savaşmayı ve kutsallarını kurtarmayı emreden dinlerinin bilincinde oluncaya kadar ümmetin siyasi bir kararı olmayacaktır. Bu da ancak Hizb-ut Tahrir’in kendisi için çalıştığı Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin altında mümkün olacaktır. Bu nedenle ümmetin, onu kurmak için çalışması gerekmektedir.
#YenidenHilafet
#ReturnTheKhilafah
#أقيموا_الخلافة
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Üstad Abdullah El-Kâdî – Yemen