Haber-Yorum

Erdoğan, 33 Yıl Sonra “Ecdadın İhtişamına Layık Bir Türkiye” Sözü Verdi

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2053 yılında, yani tam 33 yıl sonra ülkesinin gençlerine ecdatlarının ihtişamına layık bir Türkiye” bırakacakları sözünü verdi. 

Erdoğan İstanbul'un fethinin 567'nci yıl dönümü münasebetiyle yapmış olduğu konuşmada şöyle dedi: “İnşallah İstanbul’un fethinin 600. yıl dönümü olan 2053 yılında gençlerimize ecdatları Muhammed Fatih’e layık bir Türkiye bırakacağız.”

Erdoğan şunu da vurguladı: “Fethin 567. yıl dönümünde Fatih’in emaneti Ayasofya’da Fetih Suresi’nin okunması ve dualar edilmek suretiyle yâd edilmesi çok önemli.” Resmi Türk haber ajansı "Anadolu Ajansı’nın" aktardığına göre İstanbul’un fethinin “yeniden yapılanma, kalkınma, adalet ve sevgiyi” sembolize ettiğini ifade ederek “Allah’ın Türk halkına daha fazla fetihler, zaferler ve başarılar vermesi” temennilerini dile getirdi. (CNN)

Yorum:

Günümüzdeki Ruvaybida Müslümanlar, Müslüman vatandaşlarına sadece ballı sözlerle pazarladıkları boş vaat ve sözlerle başarılı oldular. Nitekim bu, ne Muhammed Fatih’in şehri İstanbul’daki halkımız ne de diğer Müslümanlar için bir sır değildir.  

Erdoğan’a diyoruz ki: Ey daha dün ecdadının yaptıklarıyla övünen kişi! Sen bunun neresindesin. Oysa sen, Türkiye’yi, fetih dönemlerinde gerçekleşen, insanları karanlıklardan nura, senin gibi beşere kulluktan senin Rabbine, beşerin Rabbine ve yaratıcısına kulluğa kavuşturan, bu fazileti ve zaferleri birçok ülke ve bölgelerde gerçekleştiren o görkemli döneme geri döndürmek için çalışanlarla savaşmakta diğerlerinden daha ileri gittin?!

Senin karşı karşıya kaldığın sistem, sadece Türkiye’yi bu ihtişama geri döndürmek için çalışanlara düşman kesilen bir sistem olmadığı gibi dahası sen nefsini Allah Azze ve Celle’nin dışında ilah edindiğinden dolayı yaratıcınla bile rekabet ediyorsun. 

İnsanlara güldüğün bu ifadelere gelince;, ey önce kendi nefsine sonra da Allah’ın hakkında bir Sultan indirmediği kanun ve yasalar çıkararak seni ve senin gibileri Allah Azze ve Celle’nin dışında Rabler kılan Cumhuriyet rejimini benimseyerek tebasına karşı zalim olan adam, senin ve beşerin Rabbi olan Allah senin gerçek yüzünü bilmiyor mu sanki?! Allah Subhânehu senin hakkında ne kadar da doğru söylemiş:

﴿أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ﴾

“(Ey Muhammed!) Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah’ın kendi ilmi dahilinde saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun? Şimdi onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz?” [Casiye-23]

O ihtişamlarını ve zaferlerini övdüklerin senin gibi değillerdi. Zira onlar, Cumhuriyet rejimlerini ve hem Allah Azze ve Celle’ye hem de Allah Azze ve Celle katındaki hiçbir şeye eşit olmayan bu dünya pahasına Allah’ın rızasına nail olmak için bu fani dünyayı feda eden itaatkar kullarına düşmanlık eden kanunları kabul etmemişlerdir.   

İşte tüm bunlardan dolayı, her şey elinde olan Allah’tan korkun ve Türkiye ve tebasını Allahu Subhanehu’nun rızasına yönlendirin.

Yorumumu, Allahu Teala’nın senin açıklamanla ilgili şu kavliyle sonlandırıyorum:

﴿وَلا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لا تُنْصَرُونَ﴾

“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud-113)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah Abdurrahman