- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
BAHÇELİ’NİN SEÇİM KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMASI
HABER:
Bu itibarla Türkiye’nin ve siyasi hayatımızın üzerindeki kâbus bulutlarının dağıtılması için şu hususların gündeme alınması ve bir an önce hukuki ve ahlaki bir temele kavuşturulması sağlanmalıdır.
1– Siyasi Partiler Kanunu hemen değiştirilmelidir.
2– Seçim Kanununda düzenlemeler yapılmalıdır.
3– TBMM İç Tüzüğü mutlaka yeni baştan gözden geçirilmeli, yeniden yazılmalıdır.
4– Milletvekili Dokunulmazlığıyla ilgili beklentiler karşılanmalıdır.
5– Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır.
6– Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlarla ilgili kanuni düzenlemeler süratle gerçekleştirilmelidir. (https://www.mhp.org.tr/)
YORUM:
Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "memleket masası" çağrısına ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu'nun partilerine grup kurmak için milletvekili verebileceklerini söylemesine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den tepki geldi ve yukarıda yer alan açıklamaları yaptı. Özellikle son on yıllık süre içerisinde Devlet Bahçeli’nin ayrı bir siyasi parti gibi hareket etmekten ziyade AKP’nin bir üyesi gibi hareket ettiği görülmektedir. Bu haliyle Bahçeli MHP’den sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı gibi çalışıyor. Erken seçim yapılması yönündeki açıklamalarda olduğu gibi iktidar partisi tarafından talep edilen birçok husus, doğrudan Bahçeli’nin ağzı ile gündeme getiriliyor. Şu anda da Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve Akşener tarafından yapılan açıklamalar üzerine birtakım kanunlarda değişiklik yapılması talebinde bulundu. Her iki tarafça yapılan açıklamalar hakkında şunları söylememiz mümkündür.
a- CHP’nin liderlik ettiği ve Demokrasi İttifakı adı altında seçime katılan siyasi partiler (Saadet Partisi dâhil) takip etmiş oldukları çizgi itibariyle Avrupa yani İngiliz siyasetini takip etmektedirler. AKP’nin liderlik ettiği ve Cumhur İttifakında yer alan siyasi partiler ise Amerika’nın siyasi çıkarlarının temsilcisi konumundadırlar. Dolayısıyla her iki taraf da hizmet ettikleri, çıkarlarını gerçekleştirmek istedikleri sömürgecinin isteklerine göre hareket etmektedir. Yapmış oldukları açıklamalar hiçbir surette bu ümmetin, bu topraklarda yaşayan Müslümanların çıkarı için değildir. Ancak ve ancak sömürgeci efendilerini razı etmek, onların çıkarlarını gerçekleştirmek için yapılan açıklamalar ve çalışmalardır.
b- Covid-19 salgını nedeniyle tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin gidişatı iyi değildir. Bu durumu kendileri açısından fırsata çevirmek isteyen Akşener “memleket masası” adı altında bir açıklama yaparken Kılıçdaroğlu da Deva ve Gelecek Partileri’ne milletvekili transferi yapacakları yönünde açıklama yapması üzerine tepki olarak Bahçeli de yukarıdaki açıklamaları yapmıştır.
c- Nitekim Akşener, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli tarafından yapılan açıklamaların ardından Türkiye’de siyaset ısınmaya başlamış, koronavirüs yavaş yavaş gündemdeki ağırlığını kaybetmeye başlamıştır. Çünkü tüm dünyada ilginç bir şekilde aynı dönemde ve zamanlama ile normalleşme adımları atılmaya başlamıştır. Bu nedenle bir taraftan Erdoğan bir taraftan da Bahçeli İngiliz yanlılarının başlatmak istedikleri atağı boşa çıkarmak için hızlı bir şekilde harekete geçtiler. Bahçeli, seçim kanunu gibi birtakım hususlarda değişiklik talebinde bulunurken Erdoğan ise Adana ve İzmir’de yaşanan olaylar ve diğer konular üzerinden sert bir şekilde muhalefete yüklenerek gündemi değiştirmek istemiştir. Korona sonrasında muhalefetin, ekonomik sıkıntıları bahane ederek iktidarı sıkıntıya sokacak eylemlerine ve faaliyetlerine fırsat vermek istememiştir. Özellikle de Erdoğan, Müslümanların duyguları üzerinden İngilizlerin kalesi CHP’ye yüklenmektedir. Çünkü Türkiye’de Müslümanlar CHP tarafından İslâmi değerlere yönelik saldırılar karşısında hassasiyet göstermekte ve iktidar partisinin yanında yer almaktadırlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Hanefi Yağmur