- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye'nin Libya’ya Müdahalesi Amerika’nın Çıkarlarını Korumak İçindir
Haber:
Rusya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergev Lavrov’un Pazartesi günü, Libya’daki barış sürecine dönük şartları oluşturmak için işbirliği yapmanın gerekliliği üzerinde anlaştıklarını" söyledi.
Yorum:
Hem Türkiye’nin hem de Rusya'nın hızlı bir şekilde Libya’ya yeni bir Birleşmiş Milletler elçisinin atanması gerektiğine dair karar vermeleri dikkat çekicidir. Nitekim Türkiye’nin Trablus’ta Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen Libya hükümetine verdiği destek, ülkedeki dengenin değişmesine yardımcı oldu. Bu da Trablus’ta konuşlanan kuvvetlerin başkentin havalimanını restore etmesine ve Amerikan yanlısı general Halife Hafter liderliğinde doğuda konuşlanan muhalefet güçlerine karşı savaşı kazanmasına izin verdi. Mısır ise Libya için seçilmiş bir liderlik konseyi oluşturma girişiminin bir parçası olarak Pazartesi günü başlayacak ateşkes çağrısında bulundu. Hafter taraftarları da Rusya ve BAE ile birlikte teklifi memnuniyetle karşıladı. Ayrıca Erdoğan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’li mevkidaşı Donald Trump ile Libya'da “yeni bir dönemi” müjdeleyen bir anlaşmaya ulaştıklarını söyledi. Erdoğan bu yorumu, ABD Başkanı ile yaptığı telefon görüşmesi sonrasında kendisiyle yapılan bir televizyon röportajında yaptı ancak vardıkları anlaşmanın şeklini açıklamadı. Yine Erdoğan TRT radyosuna verdiği bir demeçte, "Libya'daki geçiş süreci hakkındaki görüşmelerimizden sonra Türkiye ile ABD arasında yeni bir dönem başlayabilir, bazı anlaşmalar yaptık." dedi.
Açıktır ki Amerika, Libya’daki batı ve doğu bölgelerini içeren bir birlik hükümeti oluşturarak Avrupa’nın projelerinin kontrolünü ele geçirmesinin yanı sıra ülkede kendi çıkarlarına yönelik istikrarı da gerçekleştirmiştir. Ayrıca Türkiye, Trablus’taki hükümetle çatışmaya katılarak Avrupa’nın geçiş sürecindeki etkisini de marjinalleştirmiştir. General Hafter tarafsız olmasına rağmen, sadık bir CIA ajanı olmaya devam etmekte olup kendisi geçiş sürecinde bir birlik hükümetinin oluşumunu hızlandırmak için kullanılacaktır. Amerika Türkiye ve Rusya’yı bir kez daha Libya’daki projelerini gerçekleştirmek için kullanmıştır. Aynen her ikisini gerek Suriye’de gerekse ajanı Beşşar Esed’in yönetimini korumada kullandığı gibi.
Libya için yeni döneme gelince; Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Trablus devletini restore etmeyi düşünmüyor. Aksine, Amerika’nın Kuzey Afrika'daki etkisini genişletmek istiyor. Bu ise Avrupa için, özellikle İngiltere için rahatsız edici bir haberdir. Zira Tunus, Cezayir ve Fas’taki ajanları, Amerika’nın çıkarına veya buralardaki rejimlerin değişmesine yönelik büyük bir baskıyla karşı karşıya kalacakları gibi Amerika’nın ajanları ise İngiltere’nin ajanları da dahil Avrupa’nın ajanlarının yerine geçecektir.
Türkiye’nin, bu ihanet yoluyla Amerika'nın Arap Mağrip’teki çıkarlarını yerine getirdiğini görmemiz utanç vericidir. (1800-1815 yılları arasında) gerçekleşen barbar savaşları sırasında Türkiye, Osmanlı Hilafeti’nin başkenti olarak hareket ederek Amerika’yı Mağrip’ten çıkarmak için Trablus vilayetine katılmıştı. Zira bölgedeki Türkler ve Müslümanlar, Batılı güçlerin İslam ülkeleri üzerinde bir otoriteye sahip olmaması gerektiğini anlamışlardı. وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلً “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermez.” [Nisa-141]
Libya'daki Müslümanlar yabancı nüfuzun etkisinden kurtulmadıkça, tüm bölge sömürgeci kâfir güçlerin kontrolü altında kalacağı gibi muhtemelen otorite Avrupa’nın nüfuzundan Amerika’nın nüfuzu altına girecektir. Dolayısıyla Türkler, İslami köklerine geri dönerek Avrupa Birliği, Amerika ve Rusya gibi kâfir sömürge güçleriyle işbirliği yapmayı reddetmelidirler. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ “Ey iman edenler; benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişken onlara sevgi gösteriyorsunuz.” [Mumtehine-1] Ayrıca Libya ve Türkiye’deki Müslümanlar, Nübüvvet Minhaci üzere Hilafet’i geri getirmek ve Arap Mağrip’teki Müslümanlar da dahil Müslümanlar için bağımsızlık ve izzetin olduğu yeni bir dönem başlatmak için hep birlikte çalışmalıdırlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulmecid Bahâtî