Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ayasofya Camisi ile Mescid-i Aksa Arasında “İncirlik Üssü”

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ayasofya Camisi ile Mescid-i Aksa Arasında

“İncirlik Üssü”

Haber:

Geçen hafta, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ve Yunanistan'da bu konunun endişeyle karşılanıp kınanmasına ve Amerika ile Fransa’nın da müzenin camiye dönüştürülmesi konusunda Ankara’yı uyarmasına rağmen (Ayasofya Müzesi’nin) camiye dönüştürülmesi çabalarına yönelik eleştirileri reddetti.

Erdoğan şöyle dedi: “Ayasofya meselesinde ülkemize yönelik suçlamalar, egemenlik hakkımıza doğrudan bir saldırıdır.”

Yorum:

“Bu, orta çağa geri dönüştür.” Bu açıklamayla birlikte Rusya’daki Ortodoks Kilisesi, Ayasofya Camii'nin yeniden açılmasını kınarken Yunan hükümeti ise dönüştürme kararının medeni dünyaya yönelik bir provokasyon olduğunu ve Erdoğan’ın gösterdiği bu milliyetçi eğilimin ülkesini altı asır geriye götürdüğünü ifade etti.

Rusya, Yunanistan, Fransa ve Amerika’dan Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesine yönelik aşırı ve öfkeli tutumlar bizlere, Kostantiye’nin fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından bin yıldan fazla bir süredir dünyanın en büyük kilisesi olan Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi emri geldiğindeki Haçlı nefretini hatırlatan tutumlardır. Zira Bizanslıların inşa ettikleri ve imparatorlarını taçlandırdıkları bu kiliseden çan, sunak ve vaftizlerin kaldırılarak minare ve mihrapların dikilmesi ve içerisinde ezan seslerinin yükselmesi, Osmanlı dönemindeki Müslümanların için gerçek bir zafer ve Haçlıları yenme ve hezimete uğratma konusunda Müslümanların gücünün boyutunun bir göstergesi mesabesindedir.

Batılıların ve Hıristiyanların tepkileri, Ayasofya’nın geri dönüşünü Osmanlı Hilafeti’nin geri dönüşüyle ilişkilendirdikleri için ideolojik nefreti ifade etmelerine neden olan aşağılama ve yenilgi duygularını uyandırdığından dolayı olabilir.

Özellikle 1934 yılında Ayasofya’nın kapatılması ve müzeye dönüştürülmesi emri Müslümanlar için aşağılanmalarının ve Osmanlı Hilafetini yıkan mücrim Mustafa Kemal’in karşısında yenilgiye uğramalarının ve hor görülmelerinin bir göstergesi olduğu için caminin açılmasından dolayı Türkiye içindeki ve dışındaki birçok Müslümanda neşe ve zafer duygularını görmemiz doğaldır.

Ancak tüm bunların ironisi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Batı’nın Ayasofya’nın açılması hususundaki müdahalesini devletinin egemenliği için bir tehdit olarak ifade ederken aynı ülkenin kapılarını, Türkiye’nin İncirlik üssünü Orta Doğu'daki birçok askeri kampların yanı sıra Amerika’nın bölgesel bir depolama merkezi olarak kullanması için bir hareket noktası haline getirmesidir.

Yine camiyi yeniden açmak, büyükelçisini izhar etmek, Batı’ya meydan okumak ve ulusal egemenliğini savunmak noktasında liderlik rolü olan Türkiye gibi güçlü bir devlet başkanının, topraklarını daha önce Afganistan’ı bombaladıkları gibi Suriye ve Irak’a girip dolaşan ve buraları bombalayan Amerikalılar için bir savaş üssü haline getirmesi gerçekten utanç vericidir.  

Bir devlet yöneticisinin, aslında kendi topraklarının hakkı olan camiyi açarak Batı’ya meydan okuyup caminin açılışına müdahale edilmesini ülkesinin egemenliği için bir tehdit olarak görürken, Mescid-i Aksa’nın işgalinin üzerinden onlarca yıl geçmesi ve tek başına kırmızı bir çizgi olan bu felaketi ümmetinin egemenliği için bir tehdit olarak görmemesi  gerçekten utanç vericidir!! Ayrıca ülkesinin üstünde hava kuvvetleri alanında 12 ödül kazanan ve yurtdışındaki en büyük hava kuvvetleri silah envanterini denetleyen 57 savaş uçağının olduğu askeri bir üs olduğu halde bir yöneticinin Evvelü’l-kıbleteyn ve sâlisü’l-Haremeyn’in (yani Müslümanların ilk kıblesi ve Mekke Medine’den sonra üçüncü Haremi’nin) işgal edildiğini izlemesi gerçekten, ama gerçekten utanç vericidir.  

Suriye, Irak ve Yemen’deki Müslümanların öldürülmesine ve İncirlik üssünden çocukların, yaşlıların ve kadınların başlarına roket atılmasına katkıda bulunup ülkesinin sınırlarını savaştan kaçan mültecilere kapatırken öldürme ve yok etmelerine yardım edilmeleri için buraları Amerikalılara açması utanç vericidir.

Gelin Ayasofya’yı yeniden restore ederek ve Haçlıları öfkelendirerek bir zafer sevinci yaşayalım ve bu sevinci sembolik ve sınırlı başarılarla sınırlandırmayarak daha büyük zaferlerle taçlandıralım. Bu ise ancak Rabbimizin şeriatına ve İslam’ın hükmüne geri dönmekle ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmakla olacaktır. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “… O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.”[Rum-4-5] 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nesrin Buzafiri

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER