Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ya Rabbi, Laikliğin ve Laiklerin Kötülüklerinden Sana Sığınırız

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

(Tercüme)

Ya Rabbi, Laikliğin ve Laiklerin Kötülüklerinden Sana Sığınırız

Haber:

12/09/2020 tarihinde Fas'taki güvenlik birimleri, Adnan Bouchouf adlı çocuğun (Allah ona Rahmet etsin) cesedinin bulunduğunu ve kaçıranın öldürmeden önce ahlaksızlık yaptığını, bildirdi.

Yorum:

Bu trajedi sokakta üzüntü, öfke ve güvensizliği ateşledi. Bu trajik olaya herkes ne kadar üzgün ve öfkeli ise de böylesine kirli eylemi yapanlar, ormandaki vahşilerin dahi yapmadığı bu şeytani zihniyeti kavrayamıyorlar.

Halk, bu caninin başkalarına örnek olması anlamında infazının yerine getirilmesini yüksek sesle talep ediyor. Ayrıca Uluslararası kuruluşların ve insan hakları derneklerinin baskısıyla yıllarca askıya alınan uygulamanın aktif hale getirilmesini de talep etti; “bu iğrenç eylemi kınıyoruz ve bu suçluya karşı Allah Subhânehû Ve Teâlâ’nın hükümlerinin uygulanmasını talep ediyoruz, o da katl’dır.” Allah Subhânehû Ve Teâlâ şöyle buyurmakta;

وَلَكُمْفِيالْقِصَاصِحَيٰوةٌيَٓااُو۬لِيالْاَلْبَابِلَعَلَّكُمْتَتَّقُونَ

Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.” (Bakara 179)

«لَا يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَّا بِإِحْدَى ثَلَاثٍ: الثَّيِّبُ الزَّانِي، وَالنَّفْسُ بِالنَّفْسِ [كناية عن قتل القاتل]، وَالتَّارِكُ لِدِينِهِ الْمُفَارِقُ لِلْجَمَاعَةِ» “Müslüman bir kimsenin kanı (öldürülmesi) asla helal değildir. Ancak üç şeyden dolayı helaldir; dul kadının zinası, cana karşı can [katili öldürmekten kinayedir] dini terk edip cemaatten (İslam’dan) ayrılmak.” (müttefikun aleyh)

Ancak üzüntümüzü ve öfkemizi artıran, bazı laik partilerin insanların yaralarına tuz serpme ısrarıdır ki, bu ölüm cezasına itiraz etmeleridir. Bunu da sadece Allah’ın hükmü olduğu için yapmaktadırlar, başka hiçbir şey. Zira bu korkunç suça yönelik, Allah Subhânehû Ve Teâlâ'nın hükümlerinin toplumun hastalığına doğru çare ve topluma doğru çözüm getirdiğini kabul etmek istemiyorlar. Hatta içlerinden biri, Allah Subhânehû Ve Teâlâ’nın hükmünü uygulama talebinde ısrar edenlerin bu mücrimden geri kalmadıklarını söyleyerek daha ileri gitti.!!

Bu durum, laiklerin bir vadide ümmetin de başka bir vadide olduğunu bir kez daha ispatlıyorlar. Ümmet dinine ne kadar bağlı kalırsa, toplumu koruyan, işlerini düzenleyen ve onu mücrimlerin ve kalplerinde hastalık olanların suçlarından koruyan şeyin İslami hüküm ve sınırlar olduğunu görür. Ancak laikler, entelektüel fikirlerinin yakın ve uzaktaki herkese ahlaki çürüme, fikri tembellik ve mücrim ordulardan başka hiçbir şey üretmemesine rağmen ona tutunmakta ısrar ediyorlar.

Laiklik, yani dinin hayattan ayrılması, bu terimi doğru telaffuz etme ve seküler insanların kendilerine yakışan, sapkınlıklarına ve felsefelerine aldırış etmeyen konumlarını ortaya koyma zamanı geldi.

﴿أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلاً﴾“Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar.”(Furkan 44)

Müslümanların laiklikten ve onun kötülük ve pisliklerinden korunma vakti gelmiştir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Menaci Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER