Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Giderayak Türkiye’nin İmajını İyileştirme Hamleleri

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Giderayak Türkiye’nin İmajını İyileştirme Hamleleri

Haber:

Politico’da yer alan haberde, NATO Dışişleri Bakanları zirvesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun tartıştığı öne sürüldü. Haberde, Pompeo’nun Türkiye’yi hedef alan açıklamalarına, Bakan Çavuşoğlu’nun yanıt verdiği belirtildi. [03.12.2020 Habertürk]

Yorum:

Haberlere yansıdığına göre Pompeo, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda, S400, Libya ve Karabağ meselelerinde Türkiye’ye eleştiriler yöneltti. Çavuşoğlu da bunun üzerine Pompeo’ya sert yanıt verdi.

Bu haberin kamuoyu nezdinde Türkiye’nin imajını iyileştirmek için servis edildiği açık. Eğer Pompeo ya da Trump bir ay sonra ABD yönetiminden ayrılmamış olsaydı, bu tür haberler servis etmek yürek isterdi. Kaldı ki Pompeo da Çavuşoğlu da S400, Libya ve Karabağ meselelerinde Türkiye’nin Amerikan çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini çok iyi biliyor.

Trump yönetimi 2019 Haziran ve Ekim’de Erdoğan ve yönetimine hakaret ettiğinde, neredeydi Çavuşoğlu ve Erdoğan? O zaman neden sert cevap verilmedi? O hakaretin devlet düzeyinde birisine yapılmasının savaş ilanı anlamına geleceğini saymıyorum bile.

Hatırlayalım, Trump, 2019 Haziran’da Japonya’nın Osaka kentinde Erdoğan ve ekibi ile yaptığı görüşmede, Erdoğan ve beraberindeki heyete “Hollywood palyaçoları” güzellemesi yapmıştı. Yine aynı yılın Ekim ayında Trump “Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan olarak görecektir. Katı bir adam olma. Budala olma” şeklinde hakaret içerikli bir mektup yazmış, mektup kamuoyundan gizlenmişti. Kamuoyuna yansıdıktan sonra da Erdoğan, kendisine hakaret eden birine gerekli yanıtı vereceği yerde Trump ile görüşmesinde mektubu kendisine arz edeceğini söyleyerek iyice küçülmüştü.

ABD’nin yeni yönetimi Biden da, -tabii o zaman daha başkan değildi- bu yılın Ocak ayında New York Times gazetesine verdiği bir söyleşide “Bence Erdoğan’a çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım” diyerek Erdoğan’ın darbe ile değil seçimle gönderilmesi gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine Kalın Twitter hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, “Biden’ın Türkiye analizi katıksız cehalet, kibir ve ikiyüzlülüğe dayanıyor. Türkiye’ye emir verme günleri geride kaldı ama hala bunu deneyebileceğinizi düşünüyorsanız, buyurun. Bedelini ödersiniz” ifadesini kullanmıştı. Ama Biden’ın başkan seçilmesiyle Erdoğan ve güruhu, sessizliğe gömüldü, söylediklerini yuttular, hatta imaj çalışması ve lobi faaliyetleri için Mücahit Arslan Washington’a gönderildi. Kim bilir, belki de Politico dergisinin bu son imaj güzelleştirme servisi, bu lobi faaliyetlerinin bir yansımasıdır.

ABD-Türkiye ilişkileri, bir tür efendi köle ilişkisine benzer. Nasıl ki bir kölenin efendisine sert çıkma lüksü yoksa Türkiye’nin de efendisi ABD’ye sert bir yanıt verme lüksü yoktur. Cumhuriyet tarihinde rastlanmamıştır. Erdoğan veya önceki liderlerin, seçim meydanlarında ya da normal zamanlarda popülerlik için TV’lerde yaptıkları ABD aleyhindeki açıklamalar, kamuoyunu kandırmak için yapılmış açıklamalardır, gerçekleri zerre kadar yansıtmazlar. Kapalı kapılar ardında yapılan ikili görüşmelerde, süklüm püklüm olduklarını, yalvardıklarını, dilendiklerini Ecevit ve Erdoğan’dan biliyoruz.

Bu durum sadece Türkiye yöneticilerine özgü değildir. İslam dünyasındaki hain yöneticilerin tamamı böyledir. İkili görüşmelerde doğruyu söylerler, efendilerinden talimatlar alırlar, ama kamuoyunda şaşarlar, talimat veren, düzen koyan bir dünya lideri görüntüsü ve imajı çizerler.

Türk halkı, hem kapalı kapılar ardında hem de kamuoyu önünde sömürgeci kâfirlere meydan okuyan, aşağılayan bir lider görmek istiyorsa, on üç yüzyıllık Hilafet tarihine bakmalıdır. Halifelerin diğer devletlerin yöneticilerini nasıl aşağıladıklarını yazmaya kalkarsak, mürekkepler yetmez. Onun için aynı şeyleri tekrar görmek ve yaşamak istiyorsa, o zaman bunu yaşatacak mekanizmayı kurması gerekir. Tabii ki o da Hilafet Devletidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER