Haber-Yorum

Türk Hükümeti Hilafet’e Davet Edenler ve Onun İçin Çalışanlarla Savaşıyor!

Haber:

02/04/2021 tarihine denk gelen geçen Cuma, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, 2017 yılında Türkiye otoritelerinin engellediği “Dünya Hilafet’e Neden Muhtaç” başlıklı Hilafet Konferansında konuşma yapacak olan Hizb-ut Tahrir'in dört üyesi hakkında keyfi haksız bir karar verdi. Nitekim 04/04/2021 Pazar günü bir Türk Gazetesi’nde yer alan haberin manşetinde belirtildiği üzere “Yapılamayan konferans için toplam otuz bir yıl” hüküm verildi. 

Yorum:

Türkiye hükümeti 2017’de Hilafet Konferansı’nın yapılmasını engellemekle yetinmedi, dahası dört yıldır bundan sorumlu olanların yargılanmaları ve sanki cezadan kaçan suçlularmış gibi mahkemelerde yargılanmaları konusunda ısrar etti. Onlardan sadece, Müslümanlara Allahu Teala’nın farzlarının en önemlisi olan, Allah’ın şeriatıyla hükmedecek ve O’nun dinini iktidar kılacak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet’i kurmak için çalışmayı hatırlattıkları için intikam aldılar. 

Bu suçlama, Türkiye’deki onlarca davet taşıyıcısının cezaevlerinin karanlıklarında kalmasına neden olan aynı suçlamadır. Bu suçlama, Receb ayı kampanyasının son günlerinde Amuriye’de tutuklanan kız kardeşlerimize atılan aynı suçlamadır. Allah’tan, onların tamamına bir çıkış yolu vermesini ve onları esaretten kurtarmasını temenni ediyoruz.

Bu iğrenç hükümet, zina yapanlara, eşcinsellere ve hatta dinden çıkanlara hiçbir ceza vermezken Erdoğan’ın, Türkiye’deki davet taşıyıcılarını takip etmesi, onları yargılaması ve cezaevlerinin karanlıklarına atması garip bir paradokstur. Evet, davet taşıyıcıları ve Allah Azze ve Celle’nin dostlarının suçlanıp onlarla savaşılması ve münkerlere ve kötülüklere izin verilmesi ne yazık ki bir hakikattir!!   

Başta Amerika olmak üzere sömürgeci kafirler, Müslümanların dinlerine özlem duyduklarını ve hayatlarını yeniden bu dinin temeli üzerine kurmak istediklerini bildiklerinden dolayı Erdoğan’ın yolunu açıyorlar ve onu iktidara taşıyorlar. Zira onlar, Erdoğan’ın Müslümanların duygularını okşamaya, onların kafalarını karıştırmaya muktedir olduğunu ve cafcaflı açıklamalarının “gürleyen ama yağmayan” babından olduğunu biliyorlar! Bu nedenle çirkin eylemlerinin söz ve sloganlarıyla çeliştiğini görmek için fazla düşünmeye gerek yoktur. Zira onun İslam sevgisi ve ekranlarda tertiline göre sürekli Kur’an okuması, davet taşıyıcılarından nefret etmesi ve Müslümanların hayatında Kur’an’ın hakim olmasına davet edenlerle savaşmasıyla bağdaşmadığı gibi Şam’dan Çeçenistan’a kadar Müslümanların kanını içen ve bunun dışında sayılamayacak derecede örnekleri olan mücrim Putin’i “sıcak bir dost” gibi sevmesiyle de tezatlık oluşturmaktadır. 

Erdoğanlı Türkiye hükümetinin vakıası, asrın mücrimi Mustafa Kemal hükümetinin uzantısı olmasıdır. Zira onun kabrini ziyaret ettiğinde o bunu ifşa etmiş ve onun izinden yürüyeceğine, mirasını koruyacağına ve Hilafet Devleti’nin enkazı üzerine kurulan cumhuriyetini muhafaza edeceğine dair yemin etmiştir. Erdoğan’ın zikretmekten nefret ettiği ve ona davet edenlere tuzak kurduğu işte bu Hilafet Devleti’dir. Allah’tan, kazdığı kuyuya kendisini düşürmesini, Türkiye’deki davet taşıyıcılarına yardım etmesini ve ayaklarını sabit kılmasını temenni ediyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Velid Belibel