Haber-Yorum

Ey Ebu El-Gayt, Şayet Aklın Olsaydı İstifa Ederdin!

Haber:

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu El-Gayt, ABD Başkanı Biden’in Filistinliler ile Yahudi varlığı arasındaki anlaşmazlığı çözmek için bir temel olan iki devletli çözüme bağlılığın onaylanmasını içeren açıklamalarını memnuniyetle karşıladı. (Amman Joe, 08.04.2021)

Yorum:

Bunlar, ümmetlerinden ve sorunlarından ayrılmış olan bu zamanın Rüveybidalarının alışık olduğu şeylerdir. Zira onların tek dertleri, önce Allah ile sonra da halklarıyla olan bağlarını koparmalarının ardından Batı ülkelerindeki efendilerini hoşnut etmektir. 

Batı’nın açıklamalarının ve uluslararası kararların, halkların dikkatlerini dağıtmaktan ve susturmaktan başka bir şey olmadığını ve bunların sadece İslam düşmanlarının çıkarlarına olan şeyleri uyguladığını bilmiyor mu?! Otorite liderlerinin ve Müslümanların yöneticilerinin utanç verici, itaatkar ve ihmalkar tutumları olmamış olsaydı Biden böyle bir açıklamayı yapmaya cesaret edemezdi.

Filistin meselesi, vatancıların, ulusalcıların ve grupların meselesi değil İslami bir meseledir. Onu kurtarmanın tek yolu; Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mesrası’nı ve senin gibi ey Ebu El-Gayt Allah’a ve Rasulü’ne ihanete çağrıda bulunan herkesi kurtaracak olan Hilafet’i ikamet etmek için orduları harekete geçirmektir.

İslami Filistin ve onun saf toprakları, istismarcıların ve mücrimlerin elleriyle kirletilemeyecektir. Zira Müslümanlar, bu mübarek toprakların başkalarına değil sadece kendilerine ait olduğunu ve buranın Allah’ın mübarek kıldığı topraklar olduğunu biliyorlar: سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ “Bir gece, kulunu (Muhammed’i) Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü eksiklikten uzaktır.” [İsra-1] Dolayısıyla bu topraklar, utanç verici ve aşağılık yöneticiler tarafından Yahudi çetelerine teslim edilmeden önce Ömer Faruk tarafından fethedilmesinden bu yana ve son Müslüman asker buradan ayrılıncaya kadar ümmetin tarihi boyunca binlerce şehidin kanlarıyla sulanmıştır.   

Sen, senin gibiler ve senin arkanda olan Batı çok iyi bilin ki, Allah’ın izniyle Müslümanların orduları Beytul Makdis’e girecek ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber’e girdiğinde tekbir getirdiği gibi tekbir getireceklerdir: اللَّهُ أَكْبَرُ، اللَّهُ أَكْبَرُ، خَرِبَتْ خَيْبَرُ، إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ فَسَاءَ صَبَاحُ المُنْذَرِينَ“Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, bir toplumun yurduna girdiğimiz zaman, (işte o an uyarılanların sabahı ne kötüdür! [Saffât-177])” [Buhari rivayet etti.]  

Ey Mısır, Ürdün, Türkiye, Pakistan, Cezayir, Hicaz ve diğer İslam beldelerindeki Müslümanların orduları, Peygamberinizin Mesrası sizlere haykırıyor. Allah’ın izniyle sizler, onu kurtarmaya muktedirsiniz. Haydi o halde ülkeleri ve insanları kurtaracak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’i ilan etmek için ellerinizi, hak daveti taşıyan Hizb-ut Tahrirli genç kardeşlerinizin elleri üzerine koyun. Bu, aziz olan Allah’a hiç zor değildir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Abdunnâsır – Ürdün