- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Bir Savrulma Örneği Daha; “Darbeci Zalim Sisi”den “Kardeşim Sisi”ye adım adım!
Haber:
Türkiye ile Mısır arasında istikşafi görüşmeler başlıyor. Mısır tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye ile Mısır heyetleri arasında 5-6 Mayıs tarihlerinde Kahire’de siyasi istişareler yapılacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, daha önce yaptığı açıklamada Türkiye ve Mısır arasında, önce istihbaratlar arasında açılan kanalın, dışişleri bakanlıkları aracılığıyla devam etmesi konusunda mutabık olunduğunu ifade etmişti. Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, siyasi istişarelerin, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Sanad Loza’nın başkanlıklarında yapılacağı kaydedildi. (Ajanslar)
Yorum:
Hepimizin de bildiği üzere Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler 2013’ten bu yana karşılıklı olarak maslahatgüzar düzeyinde sürdürülüyordu. Ne var ki yıllardır devam eden gergin siyaset yerini artık yavaş yavaş normalleşmeye bırakıyor. Adım adım “darbeci zalim Sisi” “kardeşim Sisi” oluyor…
Dün dündür bugün bugündür siyaseti güden yöneticiler ve başta Erdoğan! Siz; yıllarca Sisi’yi her fırsatta siyasetinize malzeme yaptınız ve yeri geldiğinde üst perdeden “Ey Zalim, Ey diktatör” diyerek eleştirdiniz.
Rabia işaretini her yerde kullanarak partinizin sembolü haline getirdiniz…
Ne pahasına olursa olsun Sisi gibi darbeciye eyvallah etmeyiz dediniz…
Haziran 2019’da pazar günü seçim sandığına gidildiğinde “Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı? Mesele bu” diyerek Rabia meydanında akıtılan Müslümanların kanlarını seçim malzemesi haline getirdiniz…
Kasım 2019’da “Sisi sen bir katilsin” dediniz…
Yine siz ey Erdoğan!
2014 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, darbeci Sisi’yi üst perdeden eleştirmiştiniz(!) Dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un verdiği yemeğe masada Sisi olduğu için katılmamış ve “aynı masaya oturup darbecileri meşrulaştıramam” demiştiniz…
Yine siz şöyle demiştiniz! “Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan Mursi’yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkûm eden bir anti demokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam. Bir defa bizim bu gerçekleri görmemiz lazım, eğer bu gerçekleri göremezsek Rabbim ebedi alemde bunun hesabını da bize sorar. Eğer biz idareciysek, eğer bir milleti, bir devleti yönetiyorsak bunun hesabını yarın o ruzi mahşerde vermeye mecbursun.”
El hak doğrudur. Allah zalimlerin kanlı ellerini sıkan ve her türlü iş birliği yapanlardan hesap soracaktır. Allah hesap sorucudur ve hesap sorucu olarak da yeter…
Sisi aynı Sisi, Diktatör ise bugün de diktatör.
Dün zalim ve diktatör dediğinizle bugün aynı masada oturmaya hazırlanıyorsunuz. Hey hat! Ne kadar da kötü savruluyorsunuz!
İşte böylesi kötü bir akıbet ve savrulma ideolojik olmayan devletler için kaçınılmazdır. İdeolojik bir devlet değilseniz nasıl hareket edeceğinizin kararını siz veremezsiniz! Kiminle nasıl bir siyaset izleyeceğinizi siz belirleyemezsiniz! Çünkü nihayetinde siz ideolojik değil bir uydu devletisiniz. Uydu devleti ise dış siyasetinde çevresinde döndüğü, yörüngesinde hareket ettiği ideolojik devlete bağlıdır. Tıpkı Türkiye ve ABD örneğinde olduğu gibi…
Ancak yakın zamanda kurulacak olan Raşidi Hilafet’in dış siyasetini ne Amerika ne de menfaatler belirleyecektir. Raşidi Hilafet Devleti’nin iç ve dış siyasetini ancak İslam akidesi belirleyecektir biiznillah. Raşidi Hilafet Devleti bugün olduğu gibi sömürgeci kâfirlerin yörüngesinde dönen bir devletçik değil, İslam akidesi merkezinde siyasetini icra eden ideolojik bir devlet olacaktır. Zaten kâfirlerin uykularını kaçıranda tam olarak bu değil midir?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah İmamoğlu