- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
RUS İŞGALCİ KIRIM’DA HİZB-UT TAHRİRLİ GENCİ ŞEHİT ETTİ!
"Kırım Akmescit'te Hizb-ut Tahrir üyesi olduğu gerekçesiyle evine baskın yapılan Nabi Rahimov, tutuklamaya karşı mukavemet gösterdiği iddiasıyla Rus Özel Servisi FSB tarafından vurularak şehit edildi.
Eşi Sahiba Burhanova ve çocukları Meryem ve Takiyüddin ise sınır dışı edilecek.
Kırımlı avukatlar, 12 Mayıs sabahı saat 06.00 sularında Rahimov'un evine baskın yapıldığını, baskında Rahimov'un önce işkence gördüğünü, ardından öldürüldüğünü ifade ediyorlar. FSB, gerçekleştirdiği yasa dışı cinayete ‘direniş gösterdi’ yalanıyla, yaptığı katliamına üstünü örtmeye çalışıyor.
Sahiba Burhanova'nın kocasını öldüren Rus işgalciler, akıl almaz suçlamalarda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda sınır dışı edilmesini istediler. Rus kontrolündeki Sovietsky Bölge Mahkemesi, Özbekistan'a sınır dışı edilmeden önce geçici bir gözaltı merkezine yerleştirilmesine karar verdi.
Rusya, 2014 yılından beri işgal ettiği Kırım’da sözde terörle mücadele maskesi altında İslam’a ve Müslümanlara karşı baskı uyguluyor. Rus istihbarat örgütü FSB’nin kanunsuz baskınlarında gözaltına alınan Kırım Tatarları, Moskova’nın kontrolündeki Rus mahkemelerinde hukuksuz sürdürülen yargı süreci sonrası onlarca yıl hapse mahkûm edildi. Yapılan baskınlarda tek bir silaha bile rastlanmazken, Müslümanlar “terör” iftiralarıyla Rus zulmüne maruz kalıyor.
Terörizm ve köktendincilik gibi uydurma suçlamalarla tutuklu bulunan Müslümanlar, yasal bir dayanak olmadan yargılanıyor ve zorlu koşullar altında hücre hapsine maruz kalıyorlar. Ayrıca Müslüman tutuklular, açlık işkencesine uğruyor, zira cezaevi yönetimi yemeleri için onlara domuz eti veriyor.
Memorial İnsan Hakları Merkezi, internet sitesinde, 297 siyasi tutuklunun listesini içeren bir rapor yayınladı. Raporda, listedeki isimlerin neredeyse tamamının Müslüman olduğu belirtildi. Mahkûmların çoğunun Hizb-ut Tahrir (191 tutuklu) üyesi olduğu kaydedildi. Raporda bu listenin eksik olduğu vurgulanıyor. Listede adı geçen isimler, sadece davaları incelenebilir halde olanlardır. Memorial Merkezi’nin ulaştığı mazlumların sayısı, en az üç veya dört kat daha fazladır. Ancak ya haklarında istenilen bilgi gelmediği için ya da henüz incelenmesi tamamlanmadığı bu listede isimleri belirtilmemiştir.
Raporda, birkaç yıl önce Hizb-ut Tahrir üyeliğiyle suçlananların, herhangi bir yasal dayanağı olmadan Rusya’da “terörist örgüt” olarak nitelendikleri ve “terör örgütü” üyesi olmakla suçlandıkları kaydediliyor.
Raporda, kanunun uygulanmasındaki anlayışlara ek olarak, mevzuatın sıkılaştırılmasıyla birlikte, kanundaki “Bir terör örgütü faaliyetlerini organize etme ve bu örgütün faaliyetlerine katılma” yeni maddesi uyarınca bugün Hizb-ut Tahrir üyelerine suçlamalar yöneltildiği söyleniyor. Bu madde, ömür boyu hapis cezası öngörebiliyor. Ayrıca mahkemeler, 24 yıla kadar hapis cezaları verebiliyor.
Hâlbuki Hizb-ut Tahrir’i “terörist” eylemlerde bulunmakla suçlamak, gerçeği tersyüz etmektir. Hizb-ut Tahrir’in fikir, hüccet ve burhana dayalı bir davet yöntemi benimsediği, ne Hizbin ne de üyelerinin bu yöntemden uzaklaşamayacağı yakın uzak herkes tarafından biliniyor. Dünya halkları arasındaki siyasi, kültürel ve entelektüel faaliyetleri bunun kanıtıdır. Bu gerçeklere rağmen Hizb-ut Tahrir gençlerinin, asılsız davalar ve uydurma suçlamalar ile halen yargılamaları devam ediyor.
Hizb-ut Tahrir “terörist” bir örgüt değildir. Hakkındaki bu tür suçlamalar, kocaman bir yalandır. 1953’te kuruluşundan bu yana Hizb-ut Tahrir tarihine ve faaliyetlerine bir göz atıldığında, bu yalan kolayca çürütülebilir.
Müslümanlara karşı yasaların sıkılaştırılmasıyla birlikte Tataristan, Başkurdistan, Moskova, Petersburg, Çelyabinsk, Tümen ve diğer şehirlerde geniş çaplı Hizb-ut Tahrir tutuklamaları gerçekleşti. Kırım’ın işgalinden sonra oradaki Müslümanlar da tutuklandı. İşgal güçleri, mahkemelerin çalışmalarını kısıtlamak ve Müslümanlara insanlık dışı koşullarda hapis cezası vermekle kalmadı, ceza infaz yerlerinde bile suçlamalar uydurmaya başladılar. İşte bu zulüm sahnelerden bazıları:
Mirzabarot Mirzacharipov, Petersburg’da Hizb-ut Tahrir üyeliğinden 5 yıl hapis cezası aldı. 21 Mart 2019’da cezaevine atıldığında, “aktivistler” tarafından acımasızca dövüldü. Hapishanede “Rusya Cezaevi İnfaz” idaresinin odasına girdiğinde, bir görevli boğazına bıçak dayadı. Sonra beraberindeki başka bir görevli ise Hizb-ut Tahrir hakkında sorular sormaya başladılar. Mirzabarot, görevlilerin sorularına yanıt verdi ve onlara Hizbin çalışmalarını anlattı. Fikri çalışmalar yürüttüğünü, fiziksel eylemler yapmadığını ve Hizb davalarının uydurma olduğunu vurguladı. Mirzabarot, beş yıllık hapis cezasını yattıktan sonra tekrardan üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. İki yıl hapishane odalarında, bir yıl da yüksek güvenlikli cezaevinde yattı.
Galulin Rinat, Çelyabinsk sakinlerindendi. Hizb-ut Tahrir üyeliği nedeniyle Galulin, yüksek güvenlikli cezaevinde 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dışarı çıktığı gün, yeni uyduruk bir suçlamayla yeniden tutuklandı, hapishaneden çıkmasına izin verilmedi. Düzmece soruşturma ile 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Rahman Hacayev Zikrullah, Hizb-ut Tahrir üyeliğinden dolayı Moskova’da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasını yattıktan sonra, yeniden İslam’a davet etme suçlaması yönelttiler. 13 Aralık 2018’de 14,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yani, Zikrullah, Hizb-ut Tahrir ile çalışma suçlamasından 7 yıl hapis cezası aldıktan sonra aynı suçlamadan tekrar hapse atıldı ama yeni bir dilde ve çift katı hapis cezasıyla.
Kazan’da yaşayan Usmanov Zakhir John da, Ocak 2021’de benzer bir hapis cezasına çarptırıldı. 2017’de, 6 yıl hapis cezası aldı. Ekim 2020’de, İlk Doğu Askeri Bölge Mahkemesi, 9 yıl hapis cezası daha verdi. Dokuz yılının beş yılını hapishane odalarında geçirmesi gerekiyor.
Asgat Hafizov, Aralık 2017’de 17,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargılandığı sözde “terörist” faaliyetler düzenlemek (Ceza Kanunu’nun 205/5.1) ve köktencilik maddesine (Ceza Kanunu’nun 282/2.1), sözde “terörist” faaliyetlere katılım suçlaması maddesini de (Ceza Kanunu’nun 205/5.2) eklediler.
Rusya’nın en etkili insan hakları savunucusu Levi Panamarayov, rejimin vahşiliğine sessiz kalmanın zor olduğunu söylüyor. Memorial International Center tarafından düzenlenen bir konferansta konuşan Levi Panamarayov şunları söyledi: “Hizb-ut Tahrir Müslümanları, terör eylemleri gerçekleştirmek veya hazırlamak suçlamasına maruz kalıyorlar. Böyle bir suçlama yok, herhangi bir yargı kararı da yok. 24 yıl, 20 yıl, 18 yıl olağanüstü hapis cezasına çarptırılıyorlar. Bu mesele hakkında her köşede konuşmak lazım... Düzenli olarak yargılamalar oluyor, insanlar giderek daha fazla hapse atılıyor. Nihayet yüzlerce kişiye ulaştılar. Bazıları ikinci kez hapis cezasına çarptırılıyor. Benim bakış açıma göre bu, gerçek bir faşizmdir.”