Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ekmek ve Ebeveynlik Arasında Seçim Yapmak!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ekmek ve Ebeveynlik Arasında Seçim Yapmak!

Yorum:

Dera İsmail Han: Başbakan İmran Han perşembe günü yaptığı açıklamada, gıda mahsulü üretimi artmaz ve nüfus da artmaya devam ederse, ülkenin önümüzdeki yıllarda kıtlık ve yoksullukla karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Ayrıca 1947’de 40 milyondan az olan Pakistan nüfusunun bugün 220 milyona yükselmesi konusundaki endişesini ifade ederek bu büyümenin, öncelikle eğitim seviyelerinin ve sağlık kurumlarının güçlendirilmesiyle gerçekleşebileceğini söyledi. Ve Pakistan’ın bu büyük nüfusunun hızla arttığını da bildirdi. (Ajanslar)

Yorum:

Yöneticilerimiz seleflerinin bizi içine soktuğu durumdan çıkmamıza yardımcı olmak yerine, bizim çocuk yapmamamızı ve kendi görüşlerine göre açlığın temel nedeninin ümmet içerisinde insan sayısındaki artış olduğunu söylüyorlar. Ama aynı zamanda onlar, kendilerine hizmet edecek ve kendi çıkarları için çalışacak insanlara da ihtiyaç duyuyorlar. Bu yüzden varlığımız hissedilmemeli, ancak gerekli çalışmaları yapıp onların lehlerine sloganlar atmalıyız! Ama İmran Han’ın, işinin sadece emir vermek ve insanların kusurlarını göstermek olmadığını bilmesi gerekiyor. Dahası ekonomisi tarıma dayalı bir ülkede neden gıda krizi oluyor diye bir sorması gerekiyor. Peki ülkedeki tarım sektörünün sistematik yıkımından kim sorumlu? Neden gıdalarımızı ithal etmek zorundayız? Ayrıca Pakistan’da tarımı yok eden halkın yedikleri değil, bilakis kaynakların kasıtlı olarak kötüye kullanılması ve Müslüman bir yöneticiye verilen sorumlulukların yerine getirilmemesidir.

Pakistan Ekonomik Araştırması tarafından elde edilen 2016-2017 verileri, tarım üretiminin GSYİH’daki payının %19,5 olduğunu ve %42,3’ünün ise işgücü istihdam olanaklarından sağlandığını göstermektedir. Ayrıca su kaynakları, Pakistan’ın can damarı olarak görülüyor. Nitekim Pakistan Bilimler Akademisi İslamabad tarafından 2019 yılında yayınlanan bir raporda, hanede kişi başına düşen asgari su ihtiyacının 50 litre olduğu ve gıda yetiştirmek amacıyla günlük bir kişi için 2.600 ila 5.300 litre suya ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. Bu nedenle gıda yetiştirmek için gerekli olan su, hane ihtiyaçları için kullanılan sudan 50 ila 70 kat daha fazla olduğundan, gıda güvenliği doğrudan su güvenliği ile bağlantılıdır. Ancak Pakistan Su Kaynakları Araştırma Konseyi, 2016 yılında ülkenin 2025 yılına kadar kuruyabileceği konusunda uyarıda bulunmuştur. Yine Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2016 tarihli bir raporu, bugün Pakistan’ın karşı karşıya olduğu ana tehdidin terörizm değil, su kıtlığı olduğunu söylemektedir. Pakistan dünyanın en büyük sulama sistemlerinden biri olmasına rağmen, ancak kötü sulama yöntemlerinden dolayı tarla düzeyinde meydana gelen sızıntılar nedeniyle suyun %60’ından fazlası kaybedildiğinden en verimsiz sulama sistemlerinden biri halene gelmiştir.

Pakistan zengin doğal kaynaklara sahiptir ancak maalesef yozlaşmış insanlar tarafından yönetilmektedir. Dolayısıyla bunların hepsi, iyi ve tarafsız bir yönetimle kolaylıkla halledilebilecek idari konulardır. Nitekim Medine’de bir kıtlık olduğunda, Ömer Radıyallahu Anh hemen yardım çalışmalarını organize etmek için emirler göndermiş ve sorun çözülünceye kadar çalışma ve organizasyonun içinde bizzat kendisi de yer almıştır. Hatta Ömer İbn-u Hattab’ın, bir yönetici olarak anlamış olduğu sorumluluğun boyutunu yansıtan etkileyici bir sözü de vardır: “Fırat’ın kenarında bir kuzu zayi olsa, bu sebeple Allah’ın beni hesaba çekmesinden korkarım!” İşte bu, gerçek bir yöneticinin Allah’tan korktuğunu ve onun yanında ihmal düşüncesi diye bir şeyin bilinmediğini göstermektedir.

Bu yüzden tek hakiki çözüm, ümmete çok çocuk yapmamasını öğütlemek yerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in minhacı üzere yürüyecek ve su verimliliği ve gıda üretiminin iyileştirilmesi için çözüm bulmada hızlı olacak bir Halife’nin varlığıdır. Ayrıca Hilafet, insanları daha az çocuk sahibi olmaya zorlamak yerine muhtaç olan tebaanın refahını etkin bir şekilde sağlamak yoluyla açlık sorununu da çözüm getirecektir.

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: مَا مِنْ وَالٍ يَلِي رَعِيَّةً مِنَ الْمُسْلِمِينَ، فَيَمُوتُ وَهْوَ غَاشٌّ لَهُمْ، إِلاَّ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَMüslümanlardan bir tebaayı yöneten bir vali, onları kandırmış olduğu halde ölürse, Allah ona cenneti haram kılar.”  

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER