- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hindular Camilere ve Müslümanların Mülkiyetlerine Saldırıyorlar!
Haber:
28/10/2021 Perşembe günü BBC Arabic, Hindistan’ın Tripura kentindeki son şiddet olaylarında, Hindular tarafından Müslümanların mülkiyetlerinin gasp edildiğini, bunun sonucunda Hindistan güvenlik güçlerinin güvenliği sıkılaştırdığını, etkilenen bölgelerdeki toplanmalara kısıtlamalar getirdiğini, Hinduların saldırılarının Bangladeş’teki Hindu azınlığa yönelik saldırıları protesto etmek için Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) yakın bir müttefiki olan katı Hindu örgütü Vishwa Hindu Parishad tarafından düzenlenen bir mitingin ardından geldiğini bildirdi. Ayrıca Hintli bir polis yetkilisi, yürüyüşe katılan örgüt aktivistlerinden bazılarının Shamtila semtinde bir cami, üç ev ve üç dükkanı yağmaladığını ve Roa Bazar’da iki mağazayı yaktığını söyledi.
Yorum:
Hindistan’daki Müslümanların çekmiş olduğu acıların bilinen bir başlangıcı var ama Müslümanların parçalanması ve yöneticilerinin ihaneti altında sonunu bilmek çok zordur. Nitekim ineklere ve farelere tapan Hinduların Müslümanlara yönelik kini tüm sınırları aşmıştır ve bunda hiç şaşılacak bir şey değildir. Zira Mevla Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَداوَةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا “İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allah’a ortak koşanları bulursun.” [Maide-82] Dolayısıyla Hindular müşriklerdendir. Bu yüzden onların ve Yahudilerin düşmanlık yönünden eş şiddetli oldukları görülmektedir. Nitekim 28/09/2021 günü sosyal medyada, bir grup askerle birlikte Hindu bir gazetecinin, Hindular tarafından öldürülen bir Müslümanın cesedinin üzerine tüm güç ve nefretle atlamalarıyla Hinduların kalplerinde gizledikleri nefreti gösteren bir video yayılmıştı. Çünkü Assam Müslümanları, 50 yıldır ikamet ettikleri evlerini boşaltma kararına karşı çıkmışlardı.
Hindistan Müslümanlarının çekmiş olduğu acıların şiddetine rağmen bu acıların, adalet tanımayan ve Müslümanların haklarını baskı altına almaya dayanan bu dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanların çektiği acılardan hiçbir farkı yoktur. Zira dünyanın her yerindeki Müslümanlar zulüm görmekte, katledilmekte, kendileri ve malları yakılmakta, camileri yıkılmakta ve gece gündüz namuslarına saldırılmaktadır. Tüm bunlar, uluslararası medyanın ve insan hakları örgütleri denilen şarlatan örgütlerin güzü ve kulakları önünde olmasına rağmen, onların üzerinden zulmü kaldırarak mazlumlara yardım etmek yerine katili destekledikleri, onunla komplo kurdukları ve ellerini sıktıkları görülmektedir. Zira binlerce Rohingyalı Müslümanını katleden Myanmarlı mücrim Aung San Suu Kyi, işlediği suçlardan dolayı Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirildiği gibi yüz binlerce Uygurlu Müslümanını öldüren ve hala bir milyondan fazla Müslümanı ölüm kamplarında tutan Çinli mücrim Xi Jinping, onlara ciddi şekilde işkence etmektedir. Ayrıca 22/10/2021 tarihinde Anadolu Ajansı, 14’ü Arap ülkesi olmak üzere 62’den fazla ülkenin Uygur Müslümanlarına yönelik Çin ihlallerini savunan bir bildiri yayınladığını bildirmiştir. Bu ülkeler açıklamasında şöyle demiştir: “Çin'e karşı dezenformasyona ve insan hakları bahanesiyle o ülkenin iç işlerine müdahaleye dayalı temelsiz siyasi saikli iddialara karşı çıkılmaktadır.” Böylece dünya ve hain Arap yöneticileri Çin kasabının yanında yer aldıkları ve alışık oldukları üzere Müslümanları yüzüstü bıraktıkları gibi diğer yerlerdeki Müslümanların durumunun, Uygur, Rohingya veya Keşmir Müslümanlarının durumundan farklı olmadığı hiç kimse için bir sır değildir. Dolayısıyla onlar, her bir yerde ağlayanı olmayan yetimler gibidirler.
Artık Müslümanların, sadece Müslüman oldukları için kendileriyle savaşılıp öldürüldüklerini ve Hilafet Devleti'nin yokluğunda hiçbir değerlerinin olmadığını ve hiç kimsenin onların hesabını sormayacağını anlamalarının zamanı gelmiştir. Çünkü onlar, tüm dünya ülkelerinin gözünde sadece bir böcekten ibarettir. Şayet işlerini düzeltmezler ve İslam’ın otoritesini yeniden tesis etmek, Hilafet Devleti’ni kurmak ve Müslümanların Halifesine biat etmek için var güçleriyle çalışmazlarsa onları daha çok musibet ve felaketler beklemektedir. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Dolayısıyla korunması gerekenleri savunacak, namusları koruyacak, onlara hayat verecek ve servetlerini yağmalamak için ülkelerine uzanan tüm elleri koparacak olan odur. O halde bunun için çalışın ey Müslümanlar! Zira küfür ülkeleri, sizinle savaşmak ve size yok etmek için ittifak etmişlerdir. İşte bugün yaşananlar da, Kureyş’in kafir ordularını Müslümanları yok etmek, Nebilerini ve devletlerini ortadan kaldırmak için harekete geçirdiği Ahzap savaşından pek farklı değildir. Ama Allah onların tuzaklarını başlarına geçirmiştir. Nitekim bugün küfür ülkeleri, Hilafet Devleti olmadıkça zulüm ve baskılarını durdurmayacak ve tuzakları da başlarına geçirilemeyecektir. O halde çalışanlar bunun için çalışsınlar ve yarışanlar da bunun için yarışsınlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Haşim