- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Alemlerin Rabbinin Öfke Duyduklarıyla Normalleşen Yöneticilerin Vay Haline!
Haber:
“İsrail’in” mübarek Mescid-i Aksa’ya yönelik son ihlallerinde Knesset Eğitim Komitesi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların Yahudi öğrencilere yönelik eğitim gezilerine “Tapınak Dağı’ndan” olduğu iddiasıyla Mescid-i Aksa'yı da dahil etme zorunluluğu getirme kararı aldı. (el-cezire.net, 19/11/2021)
Yorum:
Mescidi Aksa Müdürü Şeyh Ömer el-Kisvani, yeni karar hakkında şunları söyledi: Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, sadece Müslümanların hakkı olan ve bölünme veya ortaklığı kabul etmeyen Mescid-i Aksa’ya yönelik bu kışkırtmayı ciddiye almaktadır. Ve şöyle ekledi: Aşırılık yanlısı bazı Knesset üyeleri, ya meydanlarda aşırılık yanlıları için yapılan evlilik sözleşmelerini belgeleyerek ya da kasıtlı olarak Tevrat’taki duaları ve “destansı secde” ritüellerini ve din savaşını ateşlemek istedikleri diğer ihlalleri gerçekleştirerek kendilerini Mescid-i Aksa’da yeni bir vakıa empoze etmek için çalışmaya adamışlardır. İşgalci, işlerine ve onlarca yıldır devam eden bakımına müdahale etmek yoluyla sürekli olarak Ürdün Vakıfları’nın bu kutsal mekân üzerindeki egemenliğini geri çekmeye çalışmakta ve iki kıblenin ilkine seyahat etme ve onun avlularında günün her saati büyük bir mevcudiyet oluşturma çağrısında bulunmaktadır. Bu da, İhlalleri belgeleyen, bunları Ürdün Vakıflarına sunan ve (Arap ve İslam ülkeleri için) Mescid-i Aksa'ya yönelik sürekli tahrikleri püskürtme rolünü üstlenen Kudüs Vakfı rolünü tamamladığı için Arap ve İslam kimliğini pekiştirmektedir.
Kudüs meseleleri hakkında yazar ve araştırmacı olan Mazen el-Caberi’ye gelince; Ürdün’ü Kudüs’teki kutsal mekanların koruyucusu olmaktan sorumlu tutmakta, ona Yahudilerin Ürdün’ün tarihi rolüne saygı göstereceklerini belirten Yahudi varlığı ile olan barış anlaşmasını ve aralarındaki sözleşmeleri hatırlatmakta ve ona ve Filistin otoritesine, Yahudilerin on yıllardır yürürlükte olan statükoda değişiklik yapmalarını yasaklayan uluslararası kurumlara başvurma çağrısında bulunmaktadır.
Normalleşen yöneticilere karşı Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!
İşte uzun yıllar gâsıp Yahudi varlığının cürümleri, özelde Kudüs’e, halkına ve Mecid-i Aksa’ya, genel olarak da Filistin ve halkına karşı bir gün olsun durmamıştır. Nitekim gördüğünüz ve duyduğunuz gibi Mescid-i Aksa’ya yapılan her saldırıdan sonra aynı tepki, kınama ve eleştiriler tekrarlanmakta, sahada yeni bir oldubittiyi dayatmayı amaçlayan bu tırmandırıcı önlemlerin durdurulmasını talep etmek için İslam ülkelerine, Birleşmiş Milletler, Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü’ne gitme çağrısı yapılmakta ve genel olarak Müslümanlara ve özel olarak da Filistin halkına ise oraya seyahat etme ve onu savunmak için yoğun bir varlık gösterme çağrısı yapılmaktadır.
Ey kendilerini Yahudi varlığını korumaya adamış Arap ve Müslümanların yöneticileri:
İster küçük, ister büyük, ister yakın ister uzak olsun İslam ümmetinin gönlünde büyük bir yere sahip olan Mescid-i Aksa, mübarek toprakları onların yerinden etme ve yıkma plan ve projeleri için bir arena olarak terk ettiğinizden dolayı sizleri Allah’a şikayet etmekte ve biz de onunla birlikte şikayet etmekteyiz. “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” ve “sahipsiz mal hırsızlığı öğretir” atasözleri tam da sizlere uymaktadır. Zira hiçbirinizden, mübarek toprakları ve Mescid-i Aksa’sını Yahudi varlığından ve birbiri ardına gelen kötülüklerinden kurtarmak için kışlalarınızdaki ordularınızın prangalarını kırmaya yönelik hak bir haykırış işitmedik.
Ey İslam beldelerindeki ordular:
Allah Subhanehu ve Teala bize, sevincin geleceğini ve nusretin kaçınılmaz olduğunu vadetmiştir ve İslam ümmeti kurtuluşu çok arzulamaktadır. Zira tüm zorluklara, zamanın ve mesafelerin uzamasına rağmen kararlılığı kesinlikle sarsılmamış ve asla pes etmemiştir. Dahası zulmün, adaletsizliğin ve işgalin tüm zincirlerini kırabilmek için hala en değerlilerini feda etmeye ve daha fazla can ve tertemiz kanlarını vermeye hazırdır. Bunu da ancak sizinle birlikte yapabilir. O halde ümmeti hayal kırıklığına uğratmayın ve ülkenin temizlenmesi, sınırların açılması ve hiçbir engel kalmayacak şekilde herkesin Mecid-i Aksa’da namaz kılması için ona yardım edenlerden olun. Zira ümmetin alınları Kerim Rasul’lerinin Mesrâ’sında secdeye gitmeye ve hatibin hutbesine şu ayet-i kerimeyle başlamasını duymaya hasret kalmıştır: فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ “Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.” [Enam-45] Aynen Şam vaizi Muhyiddin el-Kureşî’nin, Mescid-i Aksa’nın muzaffer komutan Salaheddin’in eliyle Haçlıların elinden kurtarılmasından sonraki ilk Cuma hutbesinde yaptığı gibi. Allah’tan, bunun yakın olmasını ve onu görenlerden olmamızı temenni ediyorum.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Raziye Abdullah