Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Ümmetin İhlasına ve İzzetine Mukabil Yöneticilerin Ajanlığı ve Zilleti!

Ümmetin İhlasına ve İzzetine Mukabil Yöneticilerin Ajanlığı ve Zilleti!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ümmetin İhlasına ve İzzetine Mukabil Yöneticilerin Ajanlığı ve Zilleti!

Haber:

26/11/2021 Cuma günü el-cezire.net sitesi, “Bizi Varlığa İpotek Ettiler” başlığı altında bir haber yayınladı… Ürdün’de yapılan bir gösteride “İsrail” ile yapılan su ve enerji anlaşması reddedildi ve onda şu ifadeler geçmektedir:

Cuma günü başkent Amman’da, binlerce Ürdünlü, Amerika sponsorluğunda “İsrail” ile yapılan su karşılığında enerji anlaşmasını protesto etmek için gösteri düzenlediler.   

Bu yürüyüşe çağrıda bulunan Ürdün’deki partili ve sendika güçleri, geçen Pazartesi günü Ürdün ile “İsrail” arasında BAE’de imzalanan niyet beyanı anlaşmasına karşı çıktılar.

Anlaşmanın maddeleri, Ürdün’ün güney Ürdün çölünde fotovoltaik güneş enerjisi çiftliği aracılığıyla “İsrail’e” 600 megavat elektrik tedarik etmesine karşılık “İsrail’in” de Akdeniz’deki özel bir istasyon aracılığıyla Ürdün’e 200 milyon metreküp tuzdan arındırılmış su tedarik etmesini içermektedir.

Başkent Amman’da yoğun güvenlik önlemleri altında El-Hüseyni Camisi’nin önünde başlayan protesto yürüyüşü, En-Nahil Meydanı’na kadar ulaştı ve göstericiler şu sloganları attılar: “Bizi Varlığa İpotek Ettiler ve Yarın Amman’ı İşgal Edecekler”, “Düşmanın Suyu Zillettir” ve “Utanın, Utanın, Hükümetin Tamamı Tüccardır.” Ayrıca bir “ihanet” olduğunu ifade ederek “normalleşmeyi” de kınadılar. 

 

Yorum:

Haberin içerisinde üç husus yer almaktadır. Bizim bunları tek tek yorumlamamız gerekmektedir: Birinci husus; Ürdün rejimi, İngilizlerin eliyle kurulduğundan bu yana, kendisini çevreleyen sınırlar tarafından Yahudi varlığının dış güvenliğini korumak ve ona yaşam nedenleri sağlamak için görevlendirilmiş bir proje olup bunlardan biri de enerjidir ve daha önce de Yahudi varlığına hizmet etmek için Disi Havzası’na aşırı su yüklemesi yapmıştı. Dolayısıyla insanları susuzluğa, açlığa ve tuzdan arındırılmış suya ihtiyaç duymaya neden olan şey, daha önce yapılan Wadi Araba Anlaşması kapsamında Ürdün sularından feragat edilmesi olduğu halde hala bu meşum anlaşmalar tekrarlanmakta ve ortaya çıkmaktadır. 

Yukarıdaki haberde geçen ikinci hususa gelince; el-cezire haberde, iki yönden hata ve saptırmaya gitmiştir: Birinci yön; işgalciyi “İsrail devleti” olarak adlandırmıştır. Oysa yaşlılardan ziyade gençler bile onun Filistin topraklarını gasp eden bir varlık olduğunu bilmektedir. İkinci saptırmaya gelince: Bu da haberin veriliş şeklidir; zira sanki bu varlık her zaman vaatlerini ve söylediklerini yerine getiriyormuş gibi Yahudi varlığının Akdeniz’deki özel bir istasyon aracılığıyla Ürdün’e 200 milyon metreküp tuzdan arındırılmış su tedarik edeceğini bildirmektedir!     

Haberde geçen üçüncü hususa gelince: Ümmet hala hayatta olup ölmemiştir ve ölmeyecektir de. Zira ümmet, zafer ve iktidar için yanıp tutuşmakta ve karşı karşıya kaldığı yoksulluğun, susuzluğun ve açlığın sebebinin bu yöneticiler olduğunu bilmektedir. Aynı zamanda ümmet, İslam Devleti’nin kurulması ve büyük küçük hayatının her alanında şeriat ile hükmedilmesi dışında bu acı vakıadan kuruluşun olmadığını da idrak etmektedir. Dolayısıyla ümmet muhlistir ancak onun eli kolu bağlıdır.

Bu haberde trajikomik olan şey, Ürdün rejiminin, ezilmiş ve darmadağın olmuş halkı pahasına başta İngiltere ve Amerika’da sahip olduğu lüks gayrimenkuller olmak üzere kamu parasını tüm hain ve hırsız projelere harcamak için hala mali bir bolluğa sahip olduğunu görüyor olmamızdır. Bu yüzden Amerika ve İngiltere’de ihtiyacı olmayan birçok gayrimenkule sahip olduğunu halkının gözünden saklamaya çalışmakta ve kral her skandalın ardından şunu tekrarlamaktadır: “Ürdün’e karşı türünün ilki olmayan bir kampanya olduğu gibi sabote etmek ve şüphe uyandırmak isteyenler vardır.” Ardından da hayali ekonomik ve idari reformun melodisini çalmaktadır! Aha işte reformun başı, Ürdün’ün enerjisini, suyunu ve egemenliğini istisnasız hepsini kafir ülkelere satmaktır.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّواْ عَن سَبِيلِ اللّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَGerçek şu ki; kâfirler mallarını, Allah'ın yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra bu onlar için yürek acısı olacak, sonra yenilecekler ve inkâr edenler cehenneme sürüleceklerdir.” [Enfal-36]

 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bessâm El-Makdisî

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER