- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Tiyatro Sona Erdi ve Perdeler İndi!
Haber:
Viyana görüşmelerinin yeniden başlamasıyla eş zamanlı olarak… Tahran, yaptırımları ve nükleer bir güç olmasını önlemeya yönelik İngiliz (İsrail) anlaşmasını kaldırmaya çalışıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri başkanlığındaki İran müzakere heyetini, yedinci tur müzakerelerinin başlamasından önce Rus ve Çin heyetleriyle üçlü bir toplantıyla bir araya getirdiğini söyledi.
İngiliz Financial Times Gazetesi, Bakiri’nin, Tahran’ın Viyana müzakerelerine katılmaktaki amacının ülkeye yönelik yaptırımları tamamen kaldırmak olduğunu söylediğini aktardı. Batı’nın bir anlaşmaya varmak için çalışmadığını, bilakis İran’dan tavizler koparmak istediğini de sözlerine ekleyerek ülkesinin askeri tehdit veya yaptırımlara boyun eğmediğini ve geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması gerektiğini vurguladı. (el-cezire.net)
Yorum:
İran dosyasının anlaşması, İran nükleer anlaşmasının imzalandığı Obama yönetimi ile başlayan üç aşamadan geçti. Ardından bu anlaşmayı bozan Trump dönemi geldi ve bugün de Biden yönetimi döneminde Viyana’da yeni bir nükleer anlaşmanın imzalanmasına tanık olmaktayız.
Tüm açıklamalar, bu anlaşmanın Viyana'daki toplantının sonunda imzalanacağını göstermektedir. Zira tüm hazırlıklar buna işaret etmektedir. Olağan olan Viyana topantısının 4 veya 5 gün içinde yapılmasıydı ama bugün iki hafta uzatıldı. Bu yeni anlaşmayı duyurabilecek üst düzey isimlerin varlığına işaret eden benzeri görülmemiş güvenlik baskısından bahsetmiyorum bile.
Aynı şekilde Biden’ın, “İran’ın Viyana’daki müzakereleri konusunda ciddi olduğunu düşünüyorum ama ne ölçüde olduğu net değil” şeklinde açıklaması da var. Abbas Arakçi’nin açıklaması ise şöyledir: “… Washington yaptırımları kaldırmayı kabul etti, ancak İran daha fazlasını istiyor.” Rus temsilcisi ise şöyle dedi: “… Viyana toplantısına katılanlar, yeni bir nükleer anlaşmaya varmak için müzakereleri yoğunlaştırma konusunda anlaştılar.”
Ayrıca İngiliz Guardian Gazetesi, 29 Kasım Pazartesi günü gerçekleştirilen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu toplantısı öncesinde ABD’nin İran Özel Elçisi Robert Malley’in geçen Cuma günü Paris’te Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık diplomatlarıyla bir araya geldiğini bildirdi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi de daha önce, “açıklanmayan vakıayla ilgili sorunların hala çözülmediğine ve İran’ın mümkün olan en kısa sürede çözülmesi gerektiğine dair giderek artan endişesini” ifade etmişti.
Yine Washington’un daha önceki nükleer anlaşmaya geri dönme ihtiyacını hissediyoruz. Zira Fransa 24’den İsminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili şu açıklamada bulundu: “… Müzakerelerin yürütüldüğü Viyana’ya hızla geri dönebileceğimizi ve işte o zaman niyetlerini öğreneceğimizi ümit ediyoruz.”
İngiltere ile gâsıp Yahudi varlığı, İran’ın bu alanda ilerlemesinden duydukları korkuyu gizlememekte ve anlaşmanın bağlayıcı ve ayrıca bir mahkemenin olmasını ümit etmektedir. Dolayısıyla onların sahip olmalarına izin verilen şeye, bizim ona hiçbir şekilde ulaşmamıza izin verilmemekte ve onların ulaştığından daha fazlasına ulaşmamızı sağlayan dahiyane zihinlere, muazzam bir güce ve hammaddelere sahip olmamıza rağmen her zaman onların otoriteleri ve yetenekleri altında kalmaya devam etmekteyiz.
Ancak uluslararası kısıtlamalar her zaman Müslümanların daha iyi bir geleceğe ve dürüst bir rekabete muttali olmalarını engellemekte ve mahrum bırakmaktadır. İşte bu yüzden Batı’nın ihtiyaç duyduğu tüm tavizleri veren ve bizim yeteneklerimizi kontrol eden ajan yöneticilerin olduğunu görmekteyiz.
Müslümanların heybetini yeniden kazandıracak, servetlerini koruyacak ve onları kendi görüş ve şeriatını dayatan bağımsız bir şahsiyet yapacak olan tek çözüm, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin varlığıdır. Bu yüzden ey İran halkı, ey güç ve kuvvet ehli ve ey hayırlı ümmet: Haydi dininize ve izzetinize yardım etmek ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bize müjdelediği Raşidi Hilafet’i yeniden kurmak için harekete geçin.
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ “Allah’ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidî) Hilâfet olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra Isırıcı Meliklik olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra Zorba Diktatörlük olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidî) Hilâfet olacaktır.” Sonra sükût etti.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn Eş-Şanti