- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Putin'in Sovyetler Birliği’nin Çöküşünü Rusya’nın Çöküşü Olarak Nitelendirmesinin Anlamı!
Haber:
Rusya Devlet Başkanı Putin, Russia 1 tv kanalına verdiği röportajda, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra geçen yüzyılın doksanlı yıllarındaki Rusya’nın iç durumuna değinerek bunu bir iç savaşa benzetti ve şöyle dedi: “Durum çok zordu ve bu, tüm ülkenin durumunu, ayrı ayrı tüm bileşenlerini, ekonomiyi, güvenliği ve silahlı kuvvetlerini ilgilendiren bir nitelemedir…Gerçekte ülke, bir iç savaş halindeydi.”
Putin, o dönemde Avrupa ülkelerinin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına benzer şekilde, Rus devletinin dağılmasının kaçınılmazlığına tamamen ikna olduklarını açıkladı ve şöyle dedi: “O dönemde ülkenin varlıklarından 16’sı egemenliğini ilan etti ve bu göz ardı edilemeyecek bir gerçekti.” Kendisinin şu görüşte olduğunu söyledi: “Avrupa’da tasarlanan haritalar, Rusya’nın birkaç bağımsız devlete bölündüğünü çizmiştir.” Putin, “Sovyetler Birliği'nin çöküşünün tarihi Rusya’nın sonu mesabesinde olduğunu” ifade etti.
Yorum:
Putin’in açıklamaları, Batı ile Rusya arasındaki ilişkilere gölge düşüren Ukrayna’nın tanık olduğu şiddetli gerilimin ışığında gelmiştir. Zira Rusya, Ukrayna’nın doğu sınırlarına Rus askeri yığınak yapacağını açıklamıştır. Her ne kadar bu, Ukrayna topraklarına yakın bir Rus işgalinin başlangıcı olsa da Rusya, bu iddiaları reddetmiş ve bu yığınağın sadece Ukrayna’ya müdahale etmesini durdurmak, NATO’ya girmesi için çalışmasını engellemek için Batı’ya yönelik mesajlar olduğunu ve bu sorunun gerek Batı ile müzakereler yoluyla gerekse özellikle Rus ve Amerikan başkanları arasında olmak üzere liderler arasındaki periyodik zirveler düzenlemek yoluyla çözülmesi gerektiğini söylemiştir.
Rusya Ukrayna’ya özel bir gözle bakmaktadır. Zira Ukrayna, onun tarihinde özel bir yer teşkil etmekte, burasını Slav halkının tarihi bir kalesi olarak nitelendirmekte ve Batı’yı onu Rusya’ya karşı çevirme girişiminde bulunması hususunda uyarmaktadır.
Putin’in son açıklamaları, Rusya’nın birliğine bağlılığının boyutunu gösterdiği gibi geçen yüzyılın doksanlı yıllarında Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi Batı’nın bu bölgeyle oynamasına izin vermeyeceğini de teyit etmektedir. Ayrıca Rus devleti açısından büyük bir öneme sahip olduğu göz önüne alındığında Ukrayna’yı veya en azından doğu bölgelerini kalıcı olarak Rus etkisi altında tutmaya yönelik yoğun ilgisini de göstermektedir. Zira Ukrayna, yüzyıllardır Rusya’nın en önemli tarihsel uzantısını oluşturan bir dış arenası mesabesindedir.
Putin, bu açıklamalar aracılığıyla Ukrayna’nın kaybının bizzat Rusya’nın dağılmasına yol açabileceğine inanmaktadır. Bu yüzden burayı korumak için tüm gücüyle Batı ile savaşmakta ve daha önce Rusya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya ve Baltık ülkeleri gibi Doğu Avrupa’daki birçok ülkeyi kaybettiği için burayı da kaybetmeye izin vermemektedir. Zira Ukrayna, diğer ülkelerden farklı bir ülke olup burası, onun görüşüne göre Rusya’nın dahili kalesinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Ancak Amerika, sonunda Ukrayna’nın büyük bir kısmını Rusya’dan ayırmakta ısrar etmekte, daha fazla yaptırım uygulamakla tehdit etmekte, Ukrayna meselesini Rusya’yı meşgul etmek ve onu Çin’den uzak tutmak için bir baskı kartı olarak kullanmakta ve onu mümkün olduğu kadar uzun bir süre savunma durumunda bırakmak için yumuşak karnıyla kuşatmaktadır.
Rusya’nın temel zayıf noktası, Batı ile Rus vatancılığı ve Slav milliyetçiliği ile savaşmasıdır. Zira o, Amerika ve Batı’ya karşı koyacak net bir fikir ve ideolojiye sahip değildir. Bu nedenle ideolojisiz kaldığı sürece galip gelmesi zor olup gelecekte Ukrayna konusunda Batı ile uzlaşmaya girmek zorunda kalacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî