- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İkiyüzlü Batı’nın Spora Müdahalesi!
Haber:
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucunda spor dünyası, Ukrayna’ya yönelik destek açıklamaları ve Rusya’nın katılmasına yönelik boykotlarla doldu. FIFA ve UEFA gibi büyük futbol federasyonları, “Ukrayna’daki durumun önemli ölçüde ve hızlı bir şekilde iyileşeceği ve böylece futbolun bir kez daha insanlar arasında birlik ve barış kaynağı haline geleceği” umuduyla tüm Rus takımlarını ve tüm Rus katılımlarını ortak bir duyuru ile durdurdular. Bu da aslında St Petersburg’da gerçekleşmesi planlanan Şampiyonlar Ligi finali de dahil olmak üzere büyük spor etkinliklerinin Rusya’dan uzaklaştırılmasına yol açtı.
Yorum:
Genellikle tarafsız ve apolitik olarak tanıtılan spor dünyası, şimdi Ukrayna’daki çatışmada taraf tutuyor. Bu, siyasetin spora ilk kez karışması değildir. Zira Soğuk Savaş sırasında da spor, sırasıyla Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki güç gösteri alanı olarak kullanıldığı gibi spor etkinlikleri de genellikle Batı Anma Günlerini kutlamak için bir platform olarak kullanıldı. Futbolcuların rozetlerindeki #stopwar, yani savaşı durdurun ve Ukrayna bayrakları gibi hashtag’ler, spordaki çatışmaya damgasını vuran en son işaretlerden birisi oldu. Nitekim mesele, Batılı özgürlükler ve sözde insan haklarıyla ilgili olduğunda ikiyüzlülük, her zaman olduğu gibi şimdi de oldukça belirgindir.
Batı, savaşı kınamakta ve Ukraynalı mültecilere desteğini ilan etmekte acele ederken, Müslüman mülteciler kötü muameleye maruz kalırken bu örgütlerin hiçbiri Batı’nın yıllardır Irak ve Afganistan işgalini kınamamıştır. Nitekim resmi olarak desteklenenlerden farklı siyasi mesajlar nedeniyle oyuncular ve taraftar gruplar her ceza aldığında veya cezalandırıldığında spor dünyasındaki iki yüzlülük ortaya çıkıyor. Örneğin Yahudiler Gazze Şeridi’ni bombaladığında, Mısırlı futbolcu Muhammed Ebu Trika, gömleğine Gazze'yi desteklemek için yazdığı sloganlardan dolayı cezalandırılmıştı. Ayrıca Çin rejiminin Doğu Türkistan’da Müslümanlara uyguladığı zulmü eleştiren Mesut Özil gibi oyuncuların da sponsorluk anlaşmaları iptal edilmiş, görüşleri geniş çapta eleştirilmiş ve sansürlenmişti.
Otoriter rejimler muhasebe edildiğinde susturulmaya zorlanan seslerin listesi uzayıp gitmektedir. Rusya’nın 2018 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmasına rağmen hiçbir spor federasyonu Rusya’nın Suriye’deki Müslümanlara yönelik katliamlarını kınamamıştı. Buna rağmen insan hakları ve özgürlük denilen sözde değerlerin dünyada barışı sağladığı ilan ediliyor! Irak, Afganistan, Filistin, Çin veya Myanmar’da Müslümanların karşı karşıya kaldıkları hangi barıştı acaba?! Şu anda Rusya’yı Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle boykot eden Danimarka da dahil olmak üzere aynı ülkelerden cinayet, işkence, işgal ve zulümden başka karşı karşıya kaldıkları bir şey var mı?
Spor dünyası her zaman siyasi çatışmalara maruz kalmaktadır. Zira ulusal spor federasyonları, Katar’daki Dünya Kupası aleyhindeki hâkim görüşte olduğu gibi boykotlar ve kınamalarla ilgili ülkelerin siyasi kararlarına bağlı kalmaktadırlar.
Bazı klişelerin aksine spor insanları birleştirmez ve barış sağlamaz. Zira spor dünyası, mevcut yozlaşmış küresel Kapitalist sistemle bağlantılı olup bu dünya düzenine meydan okuyacak, savaşların, despot ajanların ve Amerika ve Rusya gibi sömürgeci güçlerin kurbanları için güvenlik ve adaleti sağlayacak olan sadece İslami Hilafet Devleti’dir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yunus Biskurçik