- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Devletin İşlettiği Şeker Fabrikaları Kapitalistlerin Çıkarları için Kasıtlı Olarak Ziyan Ediliyor
Haber:
Ülkedeki devlet şeker fabrikalarının biri hariç on beş tanesi şu anda zararına çalışıyor ve bu şeker fabrikalarının birikmiş borcu yaklaşık 6 bin crore takadır. Ancak şeker fabrikası çalışanları ve uzmanları, zararlardan öncelikli olarak hükümet politikalarının ve yönetiminin sorumlu olduğunu, biraz modernizasyonla birlikte şeker fabrikalarının devletin önemli bir gelir kaynağı haline gelebileceğini, yurtdışına ihracat yapılabileceğini ve hükümetin şeker fabrikalarının şu anda insan sıkıntısı çektiğini ve bunun da 4.500 insan gücü açığına tekabül ettiğini söylüyorlar. Ayrıca daha fazla şeker üreten bir şeker kamışı fabrikasında modern ekipmanların eski teknolojilerle değiştirilmesine yönelik bir girişim de bulunmamaktadır. Dahası şeker fabrikalarının, şeker kamışından üretilen dezenfektanlar veya pahalı içecekler yapmak ya da şeker kamışı yan ürünleri yoluyla üretimlerini binlerce kat artırma yeteneğine sahip olduğu da bilinmektedir. (Daily Dichropanteur, 30 Mart 2022)
Yorum:
Bangladeş, yüksek kaliteli şeker üretiminde kendi kendine yetebilme gücüne sahiptir ancak ajan Hasina hükümeti, fabrikaları kasıtlı olarak işe yaramaz hale getirdi ve zayıf politikaları ve kötü yönetimi nedeniyle sektör ağırlıklı olarak ithalata dayanmaktadır. Bu ise sadece özelleştirmede Uluslararası Para Fonu’nun talimatlarına bağlı kalmak için yapılmaktadır. Ayrıca ülkedeki tüm şeker fabrikaları 50-70 yıldan beri faaliyette olup ekonomik ömürleri sona ermiş ve üretim kapasiteleri de düşmüştür. Bu halk düşmanı Laik hükümet, birçok uzmanın gereksiz olduğunu söylediği birkaç mega projeye milyarlarca dolar harcayabilir ancak Bangladeş’teki şeker endüstrisinin yanı sıra işgücünü kendine güvenen bir hale getirmek için birkaç on milyon harcayamazlar. Oysa fabrikaların modernizasyonu hükümet için en önemli bir öncelik olmasına rağmen bu konuda herhangi bir girişimde bulunmamaktadır. Dahası bunun yerine hükümet, özel şirketleri rafine edilmemiş şeker ithal etmeye teşvik etmektedir. Bunun yanında devlet teşviklerinin varlığı sayesinde, özel şirketler devlete ait şeker fabrikalarından daha düşük fiyata şeker satmakta ve bu da devlete ait şeker fabrikalarının rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun sonucunda ülke, şeker ithalatına daha fazla bağımlı bir hale gelmiştir. Ayrıca devlete ait şeker fabrikaları, fon eksikliği ve hükümetin yozlaşmış politikaları nedeniyle şeker kamışı çiftçilerine zamanında ödeme yapamamaktadır. Bu nedenle çiftçiler, şeker kamışı hasadına olan ilgilerini kaybetmekte ve şeker kamışı arzı her geçen gün azalmaktadır.Bu bağlamda da özel şirketler, ihtikar, suni kriz endüstrisi ve aşırı fiyatlandırma yoluyla piyasayı manipüle etme olanağına sahip olmaktadırlar. Dolayısıyla bir avuç siyasi elitin siyasi desteği ile Kapitalist seçkinler, bu süreç sayesinde sıradan insanları yağmalarken Kapitalist hükümet de Kapitalist seçkinler için bu suçu kolaylaştırma rolünü oynamaktadır. Kapitalist sistemde olduğu gibi sermaye, hükümetin kararını büyük ölçüde etkileyen bir husustur.
Kapitalist sistemin sistematik kaosundan ve Batı’nın yeni sömürgecilik müdahalesinden kurtulmak için, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin temsil ettiği adil bir siyasi sisteme ihtiyacımız vardır. Zira bu sistem, yabancı çıkarlara dayalı olarak ve toplumun belirli bir sınıfına hizmet etmek için karar vermeyecek, aksine bir bütün olarak toplumun refahını sağlamak için çalışacaktır. Ayrıca Hilafet, mevcut fabrikaları modernize edeceği gibi tüm şeker ekosistemini doğrudan devletin denetimi altına alarak yeniden organize edecek, bu sektörün diğer düşman ülkelere bağımlı kalmasına izin vermeyecek ve Hilafet Devleti’nin tarım endüstrisi de dahil olmak üzere hafif ve ağır endüstriler için altyapıyı geliştirmeye yönelik yoğun sanayileşme politikalarının bir parçası olarak şeker endüstrisi de gelişecektir. Dolayısıyla şeker endüstrisinde istihdam sağlanması doğal olarak tüketimin artmasına yol açacak ve böylece insanlar daha fazla gelir elde edebileceklerdir.
Son olarak Hilafet, tarım sektörünü tüm dış bağımlılıklardan kurtararak gıdada kendi kendine yeterlilik politikalarını uygulayacak ve böylece kendine güvenen ve kendi kendine yeten güçlü bir devlet inşa etme yönünde ilerleyecektir. Bu nedenle ümmet, gerçek endüstriyel bir ilerleme ve gelişmeye tanık olabilmek için Batı’nın desteklediği yozlaşmış Kapitalist sistemi derhal terk etmeli ve onu vaat edilen Raşidi Hilafet Nizamı ile değiştirmelidir. Nitekim Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur: فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى “Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.” [Taha-123]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Şiraz - Bangladeş