Haber-Yorum

El-Aksa Bir Akide ve Müslüman Ordularının Ribatı Azim Bir Farzdır!

Haber:

Bu haftanın başlarında 16 Nisan günü, yerleşimciler tarafından mübarek Mescid-i Aksa’nın avlularına günlük baskınlar düzenlemek için Yahudi varlığı tarafından şiddetli girişimler başladı. Birbiri ardına beş gündür saldırlar devam ederken Yahudiler mescidi kirletmeye devam ediyor.

Yorum:

Bu bayramlarında Yahudiler, Mescid-i Aksa’da hakları olduğu fikrini empoze etmeye çalışıyorlar. Zira dün Çarşamba günü, Mescid-i Aksa'nın kapılarında Talmud ayinlerini gerçekleştirmek için birçok girişimde bulundular.

Yahudi varlığının Mescid-i Aksa’da kurban kesme niyetini ilan etmesi ve ne onların ne de onları koruyan kordon ülkelerin yöneticilerinin garanti edemeyeceği bir şekilde bölgenin yeniden alevlenmesinden korkmalarının ardından geri çekilmesinin akabinde meydana gelen halk öfkesinden sonra baskınlar düzenleme ve mescidi kirletme girişiminde bulunma fikrinden vazgeçmediler. Nitekim dün murabıtlar, Müslüman kılığına girmiş bir yerleşimciyi ikinci kez yakaladılar. Allah niyetlerini daha iyi bilir ama şayet kapıda tutuklanmamış olsalardı kim bilir ne yapacaklardı.  

Bu günlük baskınlar sırasında erkek ve kadın murabıtların coplarla el ve ayaklarının kırılması hedef alınmış, plastic mermiler kullanılmış, bunun ardından birçok yaralı hastaneye sevk edilmiş, gençlerin gözleri hasar görmüş ve Mescid-i Aksa’da itikafa giren Sudanlı yaşlı bir adamın kafatası kırılmıştır. 

Daha önce El Halil’deki İbrahim Camii'nde olduğu gibi bu yoğun girişimler, zamansal ve mekansal bölünme fikrini empoze etmek için Mescid-i Aksa’yı halkından boşaltmak amacıyla yapılmıştır. Dahası girişimler, kurnazlıklar, planlamalar, günlük saldırılar ve yoğun çabalar, Mescid-i Aksa'mızı çalmak ve son kalemizi de elimizden almak içindir. Peki Müslümanlar olarak bizler ne yapıyoruz?   

Ey ümmetin orduları, ey teçhizat sahipleri ve ey silah taşıyanlar, Yahudiler Allah’ın Rasulü’nün İsra’sını kirletmek istiyorlar… Dolayısıyla şayet Mescid-i Aksa’yı gazaba uğrayanların elinden kurtarmak için harekete geçmiyorsanız, vallahi sizde bir hayır yok demektir. Ey rütbe ve nişan sahipleri! Yahudiler, meydanlarda tek başına olan özgür kadın ve erkeklere saldırılırken kılınızı dahi kıpırdatmıyorsanız o halde sizin erkekliğiniz nerede kaldı?!

Ey Ürdün’ün subayları: Ne bekliyorsunuz, Kudüs’ü daha çok harap edecek resmi kararları mı bekliyorsunuz?! Tüm bu olanlardan sonra bizleri görmezden gelip küstahça övünen rejimden resmi bir yazı mı bekliyorsunuz: Yoksa Haşimi vesayeti olmasaydı Kudüs kaybedilir miydi?! O halde harekete geçin! Allah’a yemin olsun dünyanın izzeti yakın bir zafer, ahiretin izzeti ise alemlerin Rabi olan Allah yolunda şehadettir.

Ey Mısır ve Türkiye’nin subayları: Özgür bir Mescid-i Aksa’da namaz kılmayı özlemiyor musunuz? Kalpleriniz Allah’ıjn Rasulü’nün İsra’sı için yanıp tutuşmuyor mu? Allah’ın düşmanları Mescid-i Aksa’yı kirlettiğinde kanlarınız öfkeyle kaynamıyor mu?! Tanklarınız ve savaş uçaklarınız hani nerede? Varlığın kalbini titreten füzeleriniz hani nerede? Onun kırılgan ve zayıf olduğunu tecrübe ettik. Zira azim bir imanla ve çok az bir teçhizatla donanmış genç adamlar başkentinden geçerken bile onu sarsmıştır.  Peki muhteşem bir ordunun ve komando askerlerin Allahu Ekber, artık zafer günü gelmiştir nidalarıyla uyandığı zaman nasıl olur acaba?

Burası Mescid-i Aksa’dır ve Allah’ın Rasulü’nün Mesra’sı için ne yapacağını beklemektedir. Ama sizler meydanlarda yoksunuz. O halde bizi yalnız bırakarak Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in karşısında yüzünüzü kara çıkarmayın.   

إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغاً لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ “İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardır.” [Enbiya 106]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal