- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Doğal Kaynaklar, Özellikle de Altın Yatakları, Kamu Malıdır!
Haber:
4 Nisan’da Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ülke halkına hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi: “İyi akşamlar sevgili Kırgız halkı! Şanlı insanlar! Kutsal Millet! Bugün canlı olarak yaptığım konuşmamın nedeni, Kumtör madeninin tamamen ve sonsuza dek anavatanımıza geri döndüğünü, Centerra ile yeni bir uzlaşma anlaşması imzalandığını, böylece en büyük milli varlığımız olan Kumtör madeninin Kırgızistan’a eksiksiz ve geri alınamaz bir şekilde devrini sağladığımızı Kırgızistan halkına ve tüm uluslararası topluluğa duyurabilmemizdir. Bu da Kumtör’un tamamen Kırgızistan’a ait olduğu anlamına gelmektedir! Hiç abartmadan söyleyebilirim ki bugün ülkemiz tarihi bir dönüm noktasına girdi.”
Yorum:
Kumtör Madeni, Kırgızistan’ın Issyk Kul bölgesinde bulunan ve yılda 15-17 ton altının çıkarıldığı Orta Asya dağlarındaki en büyük altın yataklarından biridir. Maden, Kanada merkezli Centerra Gold Inc tarafından geliştirilmiştir.
Yaklaşık 20 yıldır yabancı şirketler ülkede altın madenciliği yapıyor ve Kırgızistan’a çok az kâr sağlıyor. Her yıl yerel haberler, altın madenciliğinde kullanılan ve basitçe yerel nehirlere akan kimyasal maddelerden dolayı suç işlenmesi nedeniyle çevre kirliliği sorununu gündeme getiriyor. Nitekim Sağlık Bakanlığı, defalarca yerel sakinlerin bu kimyasallar tarafından zehirlendiğini açıklamıştır. Uzmanlara göre yerel çevreye verilen zarar 3 milyar dolardan daha fazladır. Ayrıca on yıllar boyunca tüketilmiş ekipmanın da yeniden satın alınması gerekecektir bu da daha fazla satın alma ve kurulum maliyeti anlamına gelmektedir.
Yabancı şirketlerin, altın madenciliği ve kimyasal imha maliyeti olmadan uzun süredir Müslümanların altınlarını çaldıkları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla yeni ekipman satın alma ve doğaya verilen zararı onarma zamanı geldiğinde, yaptıkları enkaz arabasından bedava kurtulacaklardır. Tabii ki yeni teçhizatın bedelinin ödenmesi, çevrenin temizlenmesi ve canlandırılması mükelleflerin omuzlarına, yani ülke Müslümanlarının boynuna düşecektir.
Kapitalist yönetim sisteminin gerçeği işte budur. Zira sömürgeciler, güçlerini topraklarımızı sömürgeleştirmek ve doğal kaynaklarımızı yağmalamak için kullanmaktadırlar. Şu an ki bizim yöneticilerimiz de kendilerini halkın savunucuları olarak sunmaya çalışmakta ve bizim maslahatlarımızın peşinde oldukları söylenmektedir.
Bugün Kumtör madeni bir dolandırıcının elinden diğerine geçmiştir. Zira yabancı şirketlerin altın madenciliğinden dönüştürdüğü kuruşlar, ülkedeki bu yetkililer ve politikacılar tarafından çalınmıştır. Nitekim bugün mevduatlar, uzun süredir para çalmak için bir plan yapan aynı yozlaşmış politikacıların ve yetkililerin eline geçmiştir. Böylece inşaatın, korumanın, çevrenin temizlenmesinin ve benzerlerinin maliyeti ülkenin Müslümanlarının üzerine düşecektir.
Doğal kaynaklara gelince; Ebu Davud İbn Abbas’tan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلاَثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلإِ وَالنَّارِ وَثَمَنُهُ حَرَامٌ “Müslümanlar su, mera ve ateşin olduğu üç şeyde ortaktırlar ve onun bedeli (parası) haramdır.” Aynı hadisi Enes, şu ilave ile rivayet etmiştir: ...وَبَيْعُهَا حَرَامٌ “Onun satışı haramdır…” Yine İbn Mace, Ebu Hureyra’dan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: ثَلاَثٌ لاَ يُمْنَعْنَ الْمَاءُ وَالْكَلأُ وَالنَّارُ “Üç şey men edilmez; su, ateş ve mera.” Dolayısıyla bu, insanların suya, meraya ve ateşe ortak olduklarına ve özel bir şahsın ona sahip olmasının haram olduğuna delalet etmektedir.
Maden yatakları, altın da dahil olmak üzere kamu mülkiyeti olup yabancı bir devlet şöyle dursun hiçbir özel kuruluş veya devlet ona el koyma hakkına sahip değildir. Dolayısıyla sadece İslam Devleti’ni, şeriatla yönetecek olan Hilafet Devleti’ni kurarak kamu mallarını gerçek sahipleri olan İslam ümmetine geri verebiliriz.
Ey Müslümanlar: Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için çalışmaktadır. O halde alemlerin Rabbini razı etmek için bize katılın ve bizimle birlikte çalışın! Şüphesiz bizleri başarıya ulaştıracak olan Allah’tır!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin