Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hindu Aşırılık Yanlıları Hindistan’ın Genelindeki Müslümanlara Karşı Gucarat Katliamını Canlandırmaya Çalışıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hindu Aşırılık Yanlıları Hindistan’ın Genelindeki Müslümanlara Karşı Gucarat Katliamını Canlandırmaya Çalışıyor!

Haber:

Ramazan ayı, Hindu aşırılık yanlısı gruplar tarafından Hindistan’daki Müslümanlara yönelik zulmün ve şiddetin yoğunlaşmasına tanık oldu. Binlerce milliyetçi ve ırkçı Hindular Mübarek ay boyunca, Madhya Pradesh, Gucarat, Jharkhand ve Batı Bengal dahil olmak üzere Hindistan’ın çeşitli eyaletlerindeki Müslüman mahallelerine akın ettiler ve Hindu Rama Navami Festivali’ni kutlama kisvesi altında tehditkâr mitingler düzenlediler ve nefret dolu mesajlar yaydılar. Birçoğu sopa ve kılıç taşıdı ve çok sayıda cami, Müslümanların evleri ve dükkanları saldırıya maruz kaldı. Madhya Pradesh’in Kargon bölgesinde Hindu bir grup bir camiyi ateşe verirken Goa’da safran bayrakları taşıyan Hindu bir çete de oruçlarının başlamasıyla namaz kılarlarken bir camiye girmeye çalıştı.Bazı durumlarda polisin de kalabalığa katıldığı görüldü. Bu mitinglerde Müslümanlara yönelik soykırım tehditleriyle dolu kışkırtıcı toplu şarkılar çalındı. Hindu bir adam bir gazeteciye şunları söyledi: “Şarkıyı dinlediğimizde güçlenmiş hissediyoruz, etrafımızdaki her Müslümanı öldürmek istiyormuşuz gibi hissediyoruz.”

Yorum:

Bu mitingler, Hindistan’ı Hindu dini ve kültürel kimliğine dayalı bir Hindu devleti yapmak isteyen ve Müslümanları dinlerini terk etmeleri için korkutan Hindistan Başbakanı Narendra Modi liderliğindeki iktidardaki Bharatiya Janata Partisi de dahil olmak üzere Hindutva destekçilerinin devam eden gündeminin bir parçasıdır.Bu olaylar, Müslümanların ülke genelinde karşı karşıya kaldıkları şiddetli zulüm ve tehditlerin sadece küçük bir kısmıdır. Madhya Pradesh’in Kargon bölgesindeki bölge yönetimi, mahallelerine saldıran ve onları tehdit eden Hindu çetelerine karşı şiddet eylemleri yapmakla suçlanan Müslümanlara ait yaklaşık 16 ev ve 29 dükkânı buldozerle yıktı. Ayrıca Müslüman erkekler saldırıya maruz kaldılar ve Hindu aşırılık yanlılarının “cihat aşkı” olarak nitelendirdikleri İslam’ı benimsemesi maksadıyla Hindu kadınlarla evlenmekle suçlandılar. Ayrıca diğer Müslümanlar da sokaklarda inek muhafızları tarafından katledildi. Yine 2020 yılında Kovid pandemisinin patlak vermesinin ardından Müslümanlar, Korona virüsünü yaymakla veya “Korona Cihad” olarak adlandırılan eyleme katılmakla suçlandılar. Dahası Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi’nin desteklediği ve aynı zamanda Hindistan ve yurtdışındaki gösterimlerine sponsor olduğu en son Bollywood filmlerinden biri olan “The Kashmiri Files”, Müslümanları kana susamış kötü adamlar olarak tasvir etti. Nitekim film izlendikten sonra bazı Hindutva destekçileri sinema salonlarında Hindu erkeklerini Müslüman kadınlarla zorla evlendirmeye ve onlardan çocuk sahibi olmaya çağıran konuşmalar yaptılar.

Maharaştra eyaleti gibi bazı Hindistan eyaletlerindeki yetkililer, camilerin ezan okumasını engellemeye çalıştılar ve Hindu takipçilerini camilere gitmeye ve hoparlörler kaldırılmazsa ezan sesinin iki katı hızda Hindu şarkıları çalmaya teşvik ettiler. Yine Karnataka gibi diğer Hindistan eyaletlerinde sağcı Hindular Müslüman tüccarların, taksi şoförlerinin ve helal dükkanların boykot edilmesi çağrısında bulunurlarken eyaletteki Müslüman kadın ve kızların okullarda ve kolejlerde başörtüsü takmaları yasaklandı. Ayrıca diğer Hindistan eyaletlerindeki eğitim kurumlarında da İslami kıyafetin yasaklanması düşünülüyor. Nitekim geçen yıl Aralık ayında, dini bir toplantı sırasında Hindu rahipleri ve Hindutva liderleri alenen Müslümanlara karşı soykırım çağrısında bulundular. Aslında Müslümanların topluca öldürülmesi için yapılan bu tür çağrılar Hindistan’da rutin bir hale gelmiştir. Bu toplantının organizatörlerinden biri olan Hindu Raksha Sena taraftarı Swami Prabhavananda şunları söyledi: “Tıpkı Myanmar’da olduğu gibi polis, ordu ve her Hindu silaha sarılmalı ve (Müslümanların) temizlenmesini organize etmeli... Başka seçeneğimiz yok.” Bütün bunlar, sistemin vatandaşlık değişikliği yasası ve nesiller boyu bu topraklarda yaşamalarına rağmen ülkeye vatandaşlıklarını kanıtlamak için gerekli belgelere sahip olmadıkları takdirde sınır dışı edilme tehdidiyle orantısız bir şekilde Müslümanları hedef alan Hindistan ulusal vatandaşlık kaydı ile paraleldir.

Bütün bunlar bize, yirmi yıl önce Müslüman karşıtı Gucarat katliamında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu yüzlerce Müslümanın öldürüldüğü Müslümanların maruz kaldıkları nefreti ve şiddeti hatırlatıyor. Nitekim bu toplu katliam, o sırada Gucarat eyaletinin Başbakanı olan Narendra Modi’nin gözetimi altında ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte geçmişte ve günümüzde Hindistan’daki Müslümanlara karşı işlenen bu vahşete rağmen Modi ve ırkçı rejimi, ekonomik kazançlar ve ulusal siyasi çıkarlar elde etmek için dünya çapında otoriterliği benimseyen devlet ve hükümet başkanları tarafından sıcak bir şekilde karşılanmaktadır...Burada laik kapitalist ülkeleri kastediyoruz. Zira sadece Nisan ayında, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ticaret ve yatırım anlaşmalarını artırmak için Hindistan’ı ziyaret etmiştir. Bu arada Pakistan’daki rejim, Keşmir’deki Müslümanların süregelen acımasız işgaline ve Bharatiya Janata Partisi (BJP) ve destekçileri tarafından Müslümanlara yönelik zulümlere rağmen ülkenin Hindistan ile ilişkisini normalleştirmeye çalışıyor.

Bütün bunlar dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara, bugün hiçbir ülkenin, hiçbir uluslararası kuruluşun ve hiçbir liderliğin, gerek Hindistan, Keşmir, Myanmar, Suriye, Filistin, Yemen, Orta Afrika, Doğu Türkistan’daki gerekse başka yerlerdeki Müslümanların hayatlarını, haklarını ve dinini savunmak için kesinlikle dürüst bir duruş sergilemeyeceğini hatırlatmalıdır. Gucarat katliamının kurbanlarının aileleri, 20 yıl önce kendilerine karşı kışkırtılan suçlar için adalet beklemeye devam etmekle kalmadılar… şimdi de Müslümanlara yönelik toplu katliam kampanyasını destekleyen bir adam tarafından yönetiliyorlar.

Müslümanlar olarak şunu çok iyi bilmeliyiz ki; Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin olduğu İslam liderliği ve sistemi kurulmadıkça Hindistan ve diğer herhangi bir yerdeki Müslümanların güvenliği olmayacaktır. Aslında Hindistan’daki Müslümanlar ve diğer dinlerin takipçileri, sadece İslami yönetim altında güvenli ve refah içinde yaşayabilirler. Bu nedenle Hindistan veya dünyanın diğer ülkelerinde yeni bir Müslüman katliamını önlemek için dikkatlerimizi, çabalarımızı ve enerjilerimizi samimi ve hızlı bir şekilde Müslümanların ve dinlerinin koruyucusu, kalkanı ve destekçisi olan Hilafet Devleti’ni kurmaya odaklamalıyız. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِİmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Nesrin Nevaz

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER