- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Tiranların Ülkenin Anayasasını Değiştirme Alışkanlığı!
Haber:
5 Mayıs’ta Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Tokayev, Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası’nın “Cumhuriyet Referandumuna İlişkin” 18. Maddesini açıkladı ve şöyle karar verdim dedi: 1-5 Haziran 2022’de Cumhuriyet referandumunun yapılmasına…
Yorum:
Özellikle Orta Asya ülkelerinin başkanları olmak üzere ülkemizdeki devlet başkanları her değiştiğinde, suç işlediklerini bildiklerinden dolayı her biri kanunları kendi lehinde değiştirme telaşı içine girmektedir. Bu şekilde onlar, koltuklarını kaybetmelerinde ileride kendilerini cezai kovuşturmadan korumaya çalışıyorlar. Nitekim Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Nazarbayev de aynı şeyi yapmış, kendisini ümmetin lideri olarak adlandırmış, kendisi için dokunulmazlık yasaları ve cezai sorumluluk yasağı düzenlemişti.
Bugün dünyanın tüm ülkelerinin başkanları, insanın kendisi tarafından türetilen yasalar tarafından yönlendirilmektedir. Bu yasalar çelişkiler oluşturmakta ve kaçınılmaz olarak da bu yasalar altında yaşayan insanların acı çekmesine yol açmaktadır. Buna dair örneklerden biri, iktidarda bulunanların sadece ikincil yasaları değil, ülkenin anayasasını bile değiştirebilme gücüne sahip olmalarıdır. Bu nedenle despot yöneticiler, halkın mallarını çalmalarından, sömürgecilerin çıkarlarına hizmet etmelerinden, halklarına baskı uygulamalarından ve çok daha fazlasını yapmalarından dolayı cezalandırılmamaktadırlar. Dolayısıyla iktidardaki insanlar basitçe kendileri bir kanun haline gelmişlerdir. Böylece otorite sahibinin her zaman haklı olduğu ve sadece ondan daha yüksek ve güçlü olanın ona meydan okuyabileceği ortaya çıkmaktadır. Bu yasaların yozlaşmışlığının, başkandan yerel polise kadar hükümetin çeşitli düzeylerinde somutlaştığını görmekteyiz.
Bunun tek bir nedeni var ki bu da şeriata göre yaşamamamızdır. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in dönemine ve sevgili Peygamberimizin sünnetine tabi olan Raşid Halifelerin dönemine baktığımızda, kaidenin Allahu Teala’nın sabit hükümlerine dayalı olduğunu ve hiç kimsenin bu hükümleri ihlal etmeye ve değiştirmeye cesaret edemediğini görmekteyiz. Nitekim Allahu Teala Kerim Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ “Hüküm sadece Allah’a aittir.” [Yusuf 40]
13 asırdan fazla bir süre Müslümanlar, Hilafet yıkılıncaya kadar insan tarafından konulmuş başka hiçbir kanuna başvurmadan Allah’ın şeriatına göre yaşamışlardır. Zira İslam’da egemenlik şeriatın, otorite ise ümmetindir.
Rasul Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in siretini incelediğimizde, İslam’ın kanunlarının zenginlere ve fakirlere eşit bir şekilde uygulandığına ve herkesin kanun önünde eşit olduğuna dair birçok harika örneklerin olduğunu görürüz. Örneğin Aişe Radıyallahu Anha’dan şöyle rivayet edilmiştir; Beni Mahzun kabilesinden bir kadın hırsızlık yaptığında, bazı Müslümanlar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den iltimas etmesini, yüksek konumu nedeniyle bu kadının cezalandırılmamasını istediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: إِنَّمَا أَهْلَكَ الَّذِينَ قَبْلَكُمْ أَنَّهُمْ كَانُوا إِذَا سَرَقَ فِيهِمْ الشَّرِيفُ تَرَكُوهُ وَإِذَا سَرَقَ فِيهِمْ الضَّعِيفُ أَقَامُوا عَلَيْهِ الْحَدَّ وَايْمُ اللَّهِ لَوْ أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ مُحَمَّدٍ سَرَقَتْ لَقَطَعْتُ يَدَهَا “Ey insanlar! Sizden öncekileri (Allah) ancak şunun için helak etmiştir; onlar aralarından şerefli biri hırsızlık ederse onu bırakırlar; zayıf olan hırsızlık ederse ona had tatbik ederlerdi. Allah’a yemin olsun ki Muhammed’in kızı Fatıma bile hırsızlık etse mutlaka elini keserdim!” [Buhari ve Müslim rivayet etti.]
Veya Ebu Bekir Radıyallahu Anhın Halife olarak atanmasından sonra şu sözleri: “Aranızda zayıf olan, benim yanımda onun hakkını verinceye kadar en kuvvetlinizdir. Sizin içinizde kuvvetli olan ondan hakkı alıncaya kadar benim yanımda en zayıftır Allah’ın izniyle…”
Ey Müslümanlar: Bize hükmeden tiranlar, aslında daha önceki tiranlar tarafından türetilen aynı yasaları kendilerine göre değiştirip revize ettikleri sürece, onların cürümlerinin ve aynı yasaların çelişkilerinin acısını çekmeye devam edeceğiz. Bu yüzden tek doğru yönetim, şeriata dayalı yönetimin olduğu Allah’ın hükmüdür. O halde Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için hemen harekete geçin. Bizim yardımcımız Allah’tır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin