- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye, Hilafetin Yıkılmasından Sonra Dalalet Denizinde Kaybolup Gidiyor!
Haber:
PKK ile yaşanan şiddetli çatışmaların ardından Türkiye, Kuzey Irak’ta 3 askerinin öldürüldüğünü ve diğerlerinin de yaralandığını duyurdu. (Rusya el-Yevm, 24/05/2022)
Yorum:
Ölenlere Allah rahmet etsin ve ailelerine sabır ve metanet versin. Peki bu kardeşler, onlarca yıldır ne için ve kim için savaşıyor? Bu savaş Türkiye’nin lehine olan bir savaş mı? Yoksa Kürtlerin lehine olan bir savaş mı? Tabi ki cevap açık ve nettir. Amerika’nın, Yahudilerin, İngiltere’nin ve sömürgecilerin çıkarına değil midir?Peki Türkler ile Kürtler arasında haram olan kanın dökülmesi daha ne zamana kadar devam edecek?
Türkiye’nin dış politikasını yürütme şekli hem üzücü hem de rahatsız edicidir. Zira dış politikasını bölgeye indirgemesinden sonra Türkiye rejiminin tüm kaygısı ve meşguliyeti, Kuzey Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşleriyle savaşlar yapmak, baskınlar düzenlemek ve çatışmalara girmek olmuştur. Tabi ki bu, Kürt liderleri de bu cürümden beri kılmaz. Oysa bu, Türk ve Kürt kardeşler arasında haram olan kanın dökülmesine yönelik gerçek bir trajedi ve servet, enerji ve kaynak kaybıdır. Türkiye’nin öncülük ettiği bu dış politika nedir? İçinde bulunduğu bu karışıklık ve yanılgı nedir Allah aşkına? Kürt partilerinin liderlerinin yaptıkları şey nedir, Türkiye’de güvenliğin istikrarsızlaştırılması için midir?
Bu haram kanın dökülmesinde sömürgeci Amerikalıların iğrenç ellerinin olduğu kesindir. Bu, gizli olan bir husus da değildir. Ancak Türkiye rejiminin Irak’ta, Suriye’de ve diğer yerlerde Amerika’ya sağladığı büyük hizmetlere rağmen Türkiye rejimi Amerikalılardan ve onların entrikalarından kurtulamamıştır. Dahası Türkiye rejimi, Suriye dosyasında, Suriye devrimini dize getirmede ve Amerika’nın ajanı olan Esad rejimini pekiştirmede Rusya’nın müttefiki ve ortağı olmuştur ve hala da öyledir.
Osmanlı Hilafetinin İngilizler tarafından Yahudi Mustafa Kemal'in ve Hüseyin bin Ali başta olmak üzere Arap hainlerinin yardımıyla yıkılmasından sonra Türkiye’nin dış ve hatta iç politikası bile değişmiş ve 1924’ten bu yana en düşük seviyelere inmiştir. Zira Osmanlı Hilafetinin yıkılmasının ardından, Laik Türkiye rejimi ve hatta sahte İslamcı olarak adlandırılanlar bile, Türkiye’nin dış politikasını sömürgecilere bağlamışlar ve onların yörüngesinde dönmüşlerdir. Dolayısıyla sömürgecilerin yörüngesinde hareket eden bir kişi, elbette haram olan kanı dökecek,tefecilik sistemi üzerine inşa edilen ve kurulan Türk lirasını yok edecek, Irak ve Suriye’yi altın tepside Amerika’ya teslim edecek ve Yahudi varlığıyla ayrıcalıklı ilişkiler kuracaktır. Bu yüzden Irak ve Şam’dan Amerika’yı ve ajanlarını kovacağımız yere kendi aramızda savaşıp birbirimizi öldürüyoruz!
Türk ve Kürt halkı kardeş oldukları gibi Araplar, Çeçenler, Arnavutlar, Peştunlar ve diğer İslami halklar şanlı İslam akidesi ve tarihi sayesinde bir araya gelmiş kardeşlerdir. O halde haram olan kanlarımızı dökmeyi bırakalım, sömürgecilerin esaretinden kurtulalım ve Allah Azze ve Celle’nin istediği gibi tek bir ümmet olalım. Yeter artık savaştığımız ve Allah’ın haramlarına karşı cüret ettiğimiz. Azze ve Celle’nin şu kavlini hatırlayalım: وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” [Nisa 93] Ahnef İbn Kays’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle derken işittiği rivayet edilmiştir: إِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ بِسَيْفَيْهِمَا فَالْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِي النَّارِ “İki Müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya gelirlerse, katil de, maktul de cehennemdedir.” Dedim ki: Ey Allah’ın Rasulü! Haydi katil öyle, peki ya maktule ne demeli? Bunun üzerine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: إِنَّهُ كَانَ حَرِيصاً عَلَى قَتْلِ صَاحِبِهِ “O gerçekten arkadaşını öldürmek istemiştir.” [Buhari ve Müslim rivayet etti.]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec