Haber-Yorum

İfrat ve Tefrit Arasında Ürdün!

Haber:

Senato Başkanı Faysal El-Fayez, Ürdün’ün ekonomik düzeyde zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirterek sözlerine, bu dönemin ekonomik açıdan krallık tarihinin en zor dönemi olduğunu ekledi.

El-Fayez, eski Milletvekili Paşa Süleyman Ganimat’ın evinde bir öğle yemeği sırasında yaptığı konuşmada şunları ekledi, Ürdün, Rusya-Ukrayna krizinin sonuçlarını henüz hissetmedi ama 6 ay veya bir yıl sonra hissedebilir.

El-Fayez, Arap Tarım ve Su Bakanlarını Arap halkları için gıdayı güvence altına almak amacıyla bir plan geliştirmeye çağırdı ve temel emtia fiyatlarını etkileyecek bir gıda güvenliği krizinden geçeceğimizi, şimdi Ürdün vatandaşlarının çok ağır yükler taşıdığını ama sonrasının daha zor olacağını vurguladı. (Ahbar’ul Ürdün 25/05/2022)

Yorum:

Diğer Müslüman ülkeleri gibi Ürdün de, hala yoksulluğun, işsizliğin ve geçim sıkıntısının acısını çekiyor. Her ne zaman yerel veya küresel bir salgının içinden geçse, yoksulluk ve sıkıntı daha da artmaktadır. Zira ekonomisi, uluslararası yardımlara ve sadece zalimlerin cebine giren tefeci kredilere bağlıdır.

Ürdün halkı henüz Korona krizinden çıkmadan buğday krizi ve Rusya-Ukrayna savaşı gerçekleşti. Dolayısıyla ülkenin evladı onun ve bunun arasında boğulmaktadır. Bu yüzden gelir azlığından dolayı yüksek elektrik, benzin, barınma ve gıda fiyatlarına ayak uyduramadığı için kendisi için tek çözümü, banka kredilerinde görmektedir.

Bu bir yöndendi. Ürdün için diğer bir yön daha görüyoruz ki o da; ifrat yönüdür.

İşte -aynı gün Ürdün haber ajanslarının bahsettiği üzere- (Ürdün Başbakanı Dr. Beşir el-Hasavne, özel bir anonim şirket olan “Abdali Towers/Ürdün” şirketi ve Sino Gulf Company şirketine bağlı “Abdali Tower views” projesinin açılışı yaptı.

Başbakan, 100 milyon dolarlık yatırımla Abdali bölgesinin en büyük konut kulelerinden biri olan projenin tesislerini gezdi. Bunun 50 milyon doları BAE, Umman ve diğer Körfez ülkelerinden gelen doğrudan yabancı yatırımdır.)

Öte yandan krallığın, sözde bağımsızlık günü olarak adlandırdığı ve milyonların harcandığı günü kutlamak için hazırlık yaparken ifrata kaçtığını görüyoruz.

Bu ifrat ve tefrit arasında, gençlerin kaybolduğunu ve davranışlarını düzeltecek ve tüm bu aldatmaca, yalan ve yolsuzluğa karşı koymak için kendisini yönlendirecek kimseyi bulamadığını görüyoruz. Böylece dertlerinden kurtulacağını ya da kaybettiği mutluluğu yakalayacağını umarak uyuşturucunun, sapıklığın ve sapkınlığın kucağına düşüyor. Dolayısıyla o bunların, önce günahkar, sonra katil ve maktul olmasına yol açacak dalalet, Şeytan, yıkım ve bozulma yolu olduğunu bilmiyor.

Hakeza Ürdün mahkemeleri, vatandaşlarını sadece kendinin ve efendilerinin çıkarları için bir araç olarak gören bu sistemler tarafından getirilen davalarla doludur.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ لِلَّهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَى أَلاَّ تَعْدِلُوا اعْدِلُوا هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'tan ittika edin. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.” [Maide 8]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Fatıma Mahmud