Haber-Yorum

Normalleşen Kim Olursa Olsun Normalleşme Bir Cürümdür!

Haber:

27/05/2022 Cuma günü El-Cezire Net, (Amerika Birleşik Devletleri Irak Parlamentosu’nun Normalleşmeyi Suç Haline Getirme Oylamasını Kınamakta ve “Antisemitizm” Uyarısında Bulunmaktadır) başlıklı bir haber aktardı. Haber basit bir şekilde şöyle geçiyor:

Amerika Birleşik Devletleri, Irak parlamentosunun Yahudi varlığıyla ilişkilerin normalleştirilmesini suç sayan bir yasa lehinde verdiği oydan duyduğu derin endişeyi dile getirmekte ve bu yasada Irak’ın komşularının Tel Aviv’e yönelik izledikleri yol ile tam bir tezatlık görmektedir.

ABD Dışişleri Bakanlığı, -Irak parlamentosunun dün Perşembe günü yaptığı oylamadan saatler sonra yaptığı açıklamada, bu yasa “ifade özgürlüğünü tehdit etmenin ve antisemitizm için bir ortamı teşvik etmenin yanı sıra Irak’ın komşularının Yahudi varlığıyla köprüler kurma ve ilişkileri normalleştirmede kaydettiği ilerlemeyle taban tabana zıtlık oluşturuyor.

-Bakanlık sözcüsü Ned Price tarafından yayınlanan- açıklamaya şöyle bir ekleme yapıldı; ABD, “herkes için daha fazla barış ve refah umuduyla komşularıyla ilişkilerini güçlendirme çabaları da dahil Yahudi varlığını desteklemek için güçlü ve amansız bir ortak olarak kalmaya” devam edecektir.

Irak parlamentosu üyeleri dün Perşembe günü, Yahudi varlığıyla normalleşmeyi suç sayan yasa tasarısını bayram havasında oyladı...

Yorum:

Siyasi amellerin ve diğer şeri hükmün amellerinin saiki, helal ve haram, Allah’a itaat ve günahlardan sakınma olduğunda, o zaman işte o zaman siyasi amellere özel bir bakış açısıyla bakmalıyız. Bu ise, Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah’ın Rasulü’dür bakış açısı ve her iki cihanda da kurtuluşa ereceğimiz İslam akidesi bakış açısıdır. İşte o zaman Amerika, Irak parlamentosunun Yahudi varlığıyla normalleşmenin suç sayılmasına ilişkin oylamasına itiraz etmeye veya onu kınamaya bile cesaret edemezdi. Ama Amerika, Irak parlamentosu üyelerine sanki kendi çalışanlarıymış gibi davranıyor ve onların oylarını kınıyor. Nasıl olmasın ki. Zira bugün Iraklı politikacıların istisnasız tamamı yetkilerini, Filistin topraklarını gasp eden Yahudi varlığının çemberinin daralmaya başladığını ve kaçınılmaz sonunun geldiğini fark eden Amerika’dan uzanan bir ipten alıyorlar.

Irak parlamentosu üyelerine diyoruz ki; Irak ve diğer İslam beldelerindeki sokağın gerçeğini yansıttığı için bu oylamanın sonucundan dolayı sevinmeye hakkınız vardır. Ancak aynı zamanda sizler, hain politikacılarla ipleri koparmalı, onların bir parçası olmamalı ve onların hain projelerinin hiçbirine ortak olmamalısınız. Şunu bilin ki Filistin halkı dün, normalleşmek için Beytu’l Makdis’i ziyaret eden ve oraya Yahudi varlığının korumaları ve izniyle giren Türk bakanın geldiğini duydular ve ona, kim olursa olsun normalleşmeyi reddettiklerini ve Mescid-i Aksa ve Filistin’in geri kalanının, Yahudi varlığıyla saçma siyasi müzakereleri değil onu kurtaracak orduları beklediğini duyurdular. Ebu Hureyra Radıyallahu Anhu’nun şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الآنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ فُوا بِبَيْعَةِ الآوَّلِ فَالآوَّلِ أَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ “İsrailoğullarını nebiler siyase ederlerdi (yönetirlerdi). Bir nebi öldüğünde onu başka bir nebi takip ederdi. Benden sonra nebi yoktur, fakat birçok Halife olacaktır. Oradakiler dediler ki: Bu halde bize ne yapmamızı emredersiniz? Dedi ki: İlk biat edilene vefakâr olun ve onlara haklarını verin. Çünkü Allah onlara da yönettikleri insanlara da haklarını soracaktır.” [Müttefekun Aleyh] Siyasi amellerin yapılması ve anlaşılması İslam esasına dayanırsa, hayatın her alanında İslam’ın tatbik edilmesiyle sonuçlanacaktır. Zira hadis, siyaseti ve siyasi amelleri başından sonuna kadar İslam temelinde bir Halife’ye biat etmekle ilişkilendirmiştir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bessâm El-Makdisî