- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Cinsiyet Eşitliği, Cinsiyet Türünün Yok Olmasına Yol Açar!
Haber:
11 Haziran’da Mirror Gazetesi’nde şöyle bir manşet atıldı: “Okul, cinsiyet olarak tarafsız yeni katı kurallar uyarınca tüm öğrencilerin etek giymesini yasakladı” ve Batı’nın cinsiyet türünü manipüle eden yönünü ortaya koydu. Okulun müdürü Sami Crook, okulun yeni politikasını, velilere yazdığı bir mektupta şöyle açıkladı: “Cinsiyetler arasında daha tarafsız bir politikanın uygulanmasında diğer liseleri takip edeceğiz. Ebeveynler/bakıcılar, üniformanın çoğunluğunun aynı kalacağını bilmekten dolayı memnun olacaklardır. Bunun dışında Eylül ayından itibaren tüm öğrencilerin şort giymesi beklenmektedir.”
Yorum:
Aliy ve Alîm olan Allah bizleri, erkek olsun kadın olsun insanlığı, yarattıklarını düşünmeye teşvik etmiştir. Ancak sapkın beyinler,insan cinsini istedikleri gibi yeniden tasarlayarak daha iyisini yapabileceklerini hayal ediyorlar. يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا۟ إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” [Hucurat 13]
Biyolojik tür, her zaman laikliğin tam olarak uygulanmasının önünde bir engel olmuştur. Çünkü doğası gereği bu ikili, cinsiyetler arasında gerçek farklılıklara yol açmakta ve her zaman mutlak eşitliğin karşısında durmaktadır.Ancak laikliği benimsedikten sonra Batı, özgürlük ve eşitlik için iç çatışmalara dahil oldu ve bu çatışmalardan biri de cinsiyet eşitliği için bir mücadeleydi. Oysa Batı’daki kadınlar, İslam’ın onlara çok önce verdiği haklara yavaş yavaş sahip oluyorlar ama Batı bunu kabul etmiyor. Böylece Batılı kadınlar, oy kullanma, mülk sahibi olma ve erkeklerin üniversitelerde okuyabildiği aynı bölümleri okuma hakkına sahip oldular. Bununla birlikte erkekler ve kadınlar arasındaki fiziksel ve duygusal farklılıklar, hala kadınların erkeklerle aynı şeyleri başarmasını engellemektedir.
Kadın ve erkek arasında mutlak eşitliği sağlamaya yönelik tüm çabaların başarısız olmasına rağmen cinsiyet sorunu sürekli olarak gelişmektedir. Nitekim işverenleri doğum izni vermeye zorlayan mevzuatlar, kadınlar için doğum ve kariyeri arasındaki dengenin sağlanmasına yardımcı oldu ancak sadece doğum için değil aynı şekilde çocuk yetiştirmek için iş yerinden uzaklaştırmaya yönelik yapılan düzenlemenin kaçınılmaz sonuçları nedeniyle kadınlar hala erkeklerden daha az ücret almaktadırlar. Dolayısıyla kadınları genellikle erkeklerin yaptığı işleri yapmaya teşvik etmek ve bu işlerde istihdam edilecek kadın sayısı için kotalar koymak, kadınların istihdamında daha kısıtlayıcı olan önceki rollerinin dışında bir artışa yol açmaktadır. Bununla birlikte mutlak özgürlük ve eşitlik dürtüsü, bununla sınırlı kalmamıştır.
Batılı sosyal manipülatörler toplumsal cinsiyeti ortadan kaldırmaya çalıştıkça, cinsiyet eşitliği cinsiyet tarafsızlığına dönüşmüştür. Nitekim erkek çocuklar oyuncak bebek mumyalarla oynamaya teşvik edilirken kız çocuklar ise baba olarak oynamaya teşvik edilmektedir. Dolayısıyla “cinsiyet tarafsızlığı” adına kız ve erkek çocuklara aynı kıyafetleri giydiren okul, kızların standart etek boyuna bağlı kalmasındaki sorunlara motive olurken, okulun, giderek daha güçlü olan cinsiyet tarafsızlığı kartını oynamak yoluyla yeni politikasına yönelik destek arayışına girmesi bir tesadüf değildir. Böylece bu tür sapkın bir hareketle, erkek ve kız çocukların kimlikleri konusunda giderek daha fazla kafaları karıştırılmaktadır.
Pew Araştırma Merkezi 7 Haziran 2022’de "ABD'deki genç yetişkinlerin %5'inin cinsiyetlerinin doğumda tanımlanandan farklı olduğunu söylediklerine” karşılık “50 yaş ve üzerindekilerin yalnızca %0,3’nün transseksüel veya ikili (cinsiyet) olmadığını” gösteren anket sonuçlarını rapor etmiştir. 24 Haziran’da New York’da Cinsiyet Tanıma Yasası yürürlüğe girecek ve insanların cinsiyetlerini “X” olarak kaydetmelerine olanak tanıyacaktır. Nitekim vali Hochul gururla şunu açıkladı; “cinsiyet kimliği veya ifadesine bakmaksızın her insan, kişiliğini yansıtan bir kimlik belgesine sahip olmayı hak ediyor…Yönetimim, New York’un LGBT topluluğu üyeleri için bir değer, sevgi ve aidiyet yeri olmasını sağlamaya kararlıdır.” Dolayısıyla birçok kurum “cinsiyet tarafsızlığı” tuvaletleri inşa ettiler ve hatta dil bile, cinsiyetler arasında daha az “farklılık/ayrımcılık” olacak şekilde değiştiriliyor.
Herkes bundan memnun değildir. Zira birçok çalışan, utandıkları ve sapkın zihinlerin hayal ettiği birçok yeni cinsiyet grubunu tanımlamak için yeni zamirleri kullanmadıklarından dolayı işten kovulmuştur. Ayrıca birçok kadın sporcu, kendilerini kadın olarak tanımlamayı seçen veya kendilerini transseksüel olarak tanımlayan ve biyolojik olarak kadın olanlarla “eşit düzeyde” muamele görmelerini talep eden daha kaslı erkek sporcularla bile rekabet edememiştir. Dolayısıyla sonuçlar karışıklık, sapma ve hatta hastalık olacak ve Allah’ın bizi yarattığı doğal fıtrattan bu tür sapmalarla insanların mutluluğu artmayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Rubin