- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Davanın Sahibi İslam Ümmetidir ve Karar Ona Aittir
Amerika’nın Yahudi Varlığını Desteklemekten Başka Yapacak Bir Şeyi Yoktur!
Haber:
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Başkan Biden’ın bölgeyi ziyaret etme, Abbas ile görüşme, ikili ilişkileri güçlendirme ve iki devletli çözümü desteklemenin en iyi yollarını bulma arzusunu teyit etti ve Yahudi varlığını koşulları iyileştirmeye ve her düzeyde somut ilerleme kaydetmeye teşvik etti. (El-Arabi El-Cedid).
Yorum:
Amerika’nın İslam ümmetinin işlerine karışma konusundaki bu küstahlığı karşısında aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
Birincisi: Gerek davanın sahibi gerekse toprak ve kutsalların sahibi İslam ümmetidir ve mübarek toprakların davasını çözme mahiyetindeki karar da ümmete aittir; bu ise mübarek toprakların tamamen özgürleştirilmesi ve Yahudi varlığının bir kerede ve sonsuza dek kökünden sökülüp atılmasını gerektiren İslam ümmetinin akidesinden ve kültüründen kaynaklanan bir çözümdür.
İkincisi: ABD Dışişleri Bakanı’nın sözleri ve Filistin meselesine yönelik sömürgeci çözümleri, Yahudi varlığını pekiştirme ve onu meşrulaştırma konusundaki arzusundan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu söz, Yahudi varlığından hiçbir şekilde farklı olmayan İslam ümmetine düşman olan birinin sözüdür. Bu yüzden onun sözleri ve çözümleri, ümmet için hiçbir şey ifade etmemekte olup tamamen ABD’nin, ülkemizdeki rejimlerden ve İslam ümmeti nezdinde hiçbir değeri olmayan yöneticilerden oluşan ajanlarına ve araçlarına yöneliktir.
Üçüncüsü: Amerika’nın iki devletli çözümü, toprağı, halkı ile gaspçıları arasında bölmektedir. Bu ise sadece Batı’nın ajan rejimlerinin ve ülkemizdeki ucuz araçlarının üstesinden gelebileceği bir çözümdür. Dahası bu çözüm, mübarek toprakların büyük bir kısmına Yahudi varlığının egemenliğinin dayatılması ışığında vakıası olmayan hayali bir çözümdür.
Dördüncüsü: Biden’ın bölgeye yapacağı ziyaretin amacı olarak durumları iyileştirmekten bahsetmek, Amerika’nın hamlelerinin düşüklüğünün tavan yaptığını gösteriyor. Zira Amerika, Yahudi varlığının kalması gerektiğini ve sorunun işgalinden kaynaklanan trajedileri idare etmekte olduğunu düşünüyor. Böylece Filistin sorunu, burada ve şuradaki bir kontrol noktasını kaldırarak, oraya buraya bir geçit açılarak veya işçilerin çalışmalarına izin verilerek çözülebilecek insani bir soruna dönüşecektir. Bu da Yahudi varlığını pekiştirmek ve Filistin halkının ve ümmetin, onun ortadan kaldırılmasına sessiz kalması karşılığında sorunlarını çözmede ona yardım etmek anlamına gelmektedir.
Beşincisi: İslam ümmeti, akidesinden kaynaklanan şerî hükümlerle toprağın ve kutsalların sahibidir. Aynı zamanda bunlar, Nebi’si Aleyhissalatu ve’s Selam’ın Mesra’sını kurtarmak ve Yahudi varlığını kökünden söküp atmak için derhal harekete geçmeyi farz kılan hükümlerdir. İslam ümmetinin artık Amerika’nın, rejimlerden ve yöneticilerden oluşan araçlarını ve ajanlarını kökünden söküp atmasının, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmasının ve Hıttin ve Ayn Calut gibi tek bir savaşta mübarek toprakları kurtarmasının zamanı gelmiştir. İşte bu, Biden’ın ziyareti aracılığıyla ertelemeye veya engellemeye çalıştığı ve bunu nasıl yapacağını düşündüğü Yahudi varlığıyla olacak çatışmanın kaçınılmaz sonucudur! Zira ümmetin treni hareket etti ve ülkemizdeki sömürgeciliği ve araçlarını ayaklar altına alacak ve Allah’ın izniyle çok yakındaki günün bir saatinde mübarek toprakları özgürleştirecektir. Çünkü bu, Allah Subhanehu’nun vaadi ve Kerim Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Musab Ebu Arkub - Mübarek Toprak (Filistin)