Haber-Yorum

Husiler, Tahran'ın Yeniden Riyad ve Yahudi Varlığı İle Diplomatik İlişkiler Kurmasını Nasıl Sindirecekler?!

Haber:

22 Ağustos Pazartesi günü Sana’da yayınlanan günlük hükümet gazetesi es-Sevra, manşetinde şu başlık altında bir haber yayınladı: “Tahran: Riyad ile görüşmelerimiz ilişkileri yeniden düzeltme aşamasına geldi.” Ve onda şöyle geçti: “İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Sözcüsü Ebu el-Fadl Amui, Tahran ile Riyad arasındaki görüşmelerin ilişkileri yeniden iyi bir seviyeye getirme aşamasına geldiğini belirtti.”

Yorum:

Tahran ve Riyad arasındaki diplomatik ilişkilerin yakında yeniden kurulacağını ilan eden haberde dikkat çeken ilk şey, bu ilişkilerin yeniden kurulacağına dair ilanın zamanlaması olmuştur. Zira Riyad’daki iktidar rejiminin Yahudi varlığıyla normalleşme trenine doğru koştuğu, orada yerini ayırdığı, normalleşmenin utanç verici ve aşağılayıcı sahnesinde en önde yer aldığı, gizli olan şeyleri açığa vurduğu, daha dün ortaya çıkmasından utandığı şeyleri ilan ettiği ve Müslümanların öfkesine kayıtsız kaldığı -ki İzzet ve Ceberrut Sahibi Aziz olan Allah’ın öfkesinden bahsetmiyoruz bile- bir dönemde, “Direniş Cephesi Lideri” Tahran’ın, Riyad ile diplomatik ilişkileri yeniden kurma yönünde hızlandığını, normalleşmenin zor zamanlarında onun yanında olmak için acele ettiğini ve onun küstah bir şekilde yaptıklarını inkar etmek yerine teselli etmek için omuzuna vurduğunu görmekteyiz!

Yahudi varlığıyla normalleşmeye karşı çıkan Husilerin pozisyonu da kıskanılacak gibi değildir. Zira siyasi kisvesinin altına gizlendikleri İran, Riyad’ın Yahudi varlığıyla normalleşmesinde bir beis görmemekte, belki de bu canice adımı cesur ve olumlu bir adım olarak görmektedir! Belki de Yahudi varlığıyla normalleşmek için kendisine zemin hazırlamaktadır! Dolayısıyla Husiler Riyad’ın normalleşmesini kınamaya devam edecek ancak Tahran’ın Riyad ile diplomatik ilişkileri yeniden kurması konusunda sessiz kalacaktır! Yahudi varlığı ile normalleşme trenini yakalama sırası Tahran’a geldiğinde onların konumu daha da utanç verici olacak ve Tahran’ın yaptığı her şeye sessiz kalmaktan ve desteklemekten başka bir şeyleri olmayacaktır.

Tahran ve Riyad’ın öğretmenleri aynıdır. Bu yüzden onun emrine itaat ediyorlar ve ona karşı gelmiyorlar. Bugün Riyad’a Yahudi varlığıyla normalleşmesini emretti, yarın da aynısını yapma sırası Tahran’a gelecektir.

Müslümanların Allah’a ve Rasulü’ne itaat etmekten ve onların günahından kaçınmaktan başka çareleri yoktur. Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti, Müslümanların itaat etmelerine yardımcı olur ve onları buna sevk eder, onun yokluğu ise günaha girmelerini ve ona teşvik edilmelerini kolaylaştırır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Şefik Hamis – Yemen