- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye ile Gasıp Yahudi Varlığı İsrail Karşılıklı Olarak Büyükelçi Atama Kararı Aldı!
Haber:
Yeni hükümetin kurulması ve Isaac Herzog'un Cumhurbaşkanı seçilmesiyle “İsrail”le bir diyalog süreci başladığını hatırlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Herzog'un Türkiye ziyareti ve daha sonra benim “İsrail” ziyaretim, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in Ankara ziyareti ile süreç devam etti." dedi. (AA)
Yorum:
İlk 10 yıllık iktidar döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan askeri vesayete karşı mücadele etti, Dünya beşten büyüktür dedi, Gasıp Yahudi Varlığının Eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e “one minute” “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” çıkışını yaptı, Mavi Marmara hadisesinden sonra Yahudi Varlığı ile diplomatik münasebetleri askıya aldı. Arap Baharında Mısır’da İhvanı Müslimin’i, Suriye’de muhalifleri destekledi. Türkiye’de, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da değişim taleplerini öne çıkardı.
Erdoğan’ın bu söylemleri daha önceki statükocu ve baskıcı rejimler tarafından ötekileştirilen gerek Türkiye gerekse diğer Müslüman ülke halkları nezdinde kabul gördü ve desteklendi. Hatta kendisine Ümmetin Lideri gibi yakıştırmalar yapılmasına yol açtı.
Halbuki Erdoğan’ın Türkiye ve bölgesindeki değişim söylemlerinin temelinde sömürgeci kafir Batılı büyük devletlerin nüfuz çatışmaları yatıyordu. Ancak Erdoğan bu çatışmayı bölgedeki Müslüman halkların hoşuna giden ve destekledikleri söylemlerin arkasına gizleme konusunda başarılı oldu ve iktidarını güçlü bir şekilde devam ettirebildi.
Erdoğan’ın ikinci 10 yıllık iktidarında Arap Baharının başarısızlıkla sonuçlanması ve önceki statükoya geri dönüş, 2016 yılında yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi. 2020, 2021 yılarında yaşanan pandemi süreci ve ardından gelen yüksek enflasyon ile birlikte ekonomide yaşanan bozulmalar Erdoğan’a olan halk desteğinde azalmaya yol açtı.
Yaklaşan 2023 seçimleri öncesinde hem iç siyasette hem dış siyasette sıkışan Erdoğan, ekonomiyi toparlayabilmek ve Amerika’nın, bölgede bulunan devletlerin Yahudi varlığı “İsrail” ile ilişkilerini normalleştirmeleri talebine istinaden Türkiye ile gasıp Yahudi varlığı arasında karşılıklı olarak Büyükelçi atama kararı aldı
Yahudi varlığının Gazze’ye yönelik saldırıları sonucu 49 Filistin’li Müslüman’ın şehit olması, 360 Müslüman’ın da yaralanmış olmasınının üzerinden iki hafta bile geçmeden ve mesele sıcaklığını henüz korurken bu kararın alınabilmesi Erdoğan’ın geldiği noktayı göstermesi açısından ibret vericidir.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusunda büyükelçi atamasının önemli olduğunu vurgulayarak, "Filistin, Kudüs ve Gazze‘nin haklarını savunmaya devam edeceğiz ve bu konuda mesajlarımızın doğrudan büyükelçi seviyesinde Tel Aviv'e iletilmesi de önemli." İfadesi de dış politikada durdukları yeri göstermesi açısından ibret vericidir.
Son 3 aylık dönemde;
Elinden Müslüman kanı damlayan Yahudi varlığının Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ankara’da kırmızı halılarda karşılanmıştır.
Müslüman Türk askerine Yahudi varlığının bayrağı taşıtılmıştır.
Sultan 2. Abdulhamid Han’ın Filistin’den toprak istediği için huzurundan kovduğu meşhur Siyonist Theodor Herlz’in mezarı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından ziyaret edilmiş ve çelenk bırakılmıştır.
Gasıp Yahudi varlığı “İsrail” Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid Ankara’da Çavuşoğlu ile görüşmüştür.
49 Filistinli Müslüman’ın şehit edilip 360’nın yaralandığı Yahudi varlığının son Gazze saldırısı görmezden gelinmiştir.
Türkiye ile Yahudi varlığı arasında karşılıklı Büyükelçi atama kararı alınmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gasıp Yahudi varlığı “İsrail” Başbakanı Yair Lapid ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.
Bütün bunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek iç siyasette gerekse dış siyasette sadece çıkar, menfaat, güç ve iktidarı önceleyen bozuk Kapitalist düzeni esas almasından kaynaklanmaktadır.
Allah’ın hükmü olan İslam’ı referans almamasından kaynaklanmaktadır.
Başka bir deyişle ne Allah’ın iradesi, ne de halkın iradesi esas alınmamış, sadece günümüz dünyasına egemen sömürgeci kafirlerin iradesi esas alınmıştır.
Şüphesiz ki Erdoğan’ın bu tutumundan Allah Azze ve Celle razı olmadığı gibi Müslüman halklar da razı değildir.
Razı olan sadece Yahudi varlığı ve onun güvenliğini isteyen sömürgeci kafir Batı’dır.
Gasıp Yahudi varlığını devlet olarak tanımak, diplomatik ilişkiler kurarak büyükelçi atamak ya da onunla normalleşme anlamına gelebilecek herhangi bir adım Allah ve Rasulü tarafından yasaklanmıştır.
Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi Müslümanların kutsallarını ve dokunulmazlarını kendi çıkar ve iktidarları için feda ederek Yahudi varlığına hayat verenler. Raşidi Hilafet ile birlikte Yahudi varlığının yok olduğunu gördüklerinde hem bu dünyada hem de Allah Subhanehu ve Teala’nın yanında pişman olup kaybedenlerden olacaklardır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Remzi Özer