- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sen Tesettürlüsün... Girmek Yasak!!
Haber:
Mısır’daki şirketler ve restoranlar, sadece başörtüsü bile olsa tesettürlü kadınların girişine izin vermiyorlar. (BBC)
Yorum:
2015’ten beri Mısırlı tesettürlü kadınlar, ayrımcılığa maruz kaldıklarını şikâyet etmek için elektronik medyayı kullanıyorlar. Kadınlardan birçoğu başörtüsü takmaları nedeniyle bazı (üst düzey!) restoranlara girmelerine izin verilmediğinden şikâyet ettiler. Aslında birkaç gün önce bazı BBC News muhabirleri, bu restoranlardan bazılarına başörtülü olarak girmeye çalışıp bu nedenle girişleri engellendiğinde meydana gelen şey işte buydu. Çünkü görevlilerin haber verdiklerine göre bu yerlere giriş kurallarından biri de budur.
Aynı şekilde bazı emlak şirketlerinin, köylerde ve turistik bölgelerde daire satın almak isteyen tesettürlü kadınlara kısıtlamalar getirdikleri, böylece bunu erteledikleri veya satılık gayrimenkul olmadığını iddia ettikleri ortaya çıktı.
Dünya üzerinde parıldayan bir ilim ve din meşalesi olan Ezher-i Şerif’in beşiği olan Kenane toprağı Mısır’da şerî kıyafet, onu bu iğrenç görüntüyle giyen kadınlara ve kızlara karşı bile ayrımcılığa neden olmuştur!
Bu, İslam’a ve özellikle de kadınlarla ilgili olmak üzere onun hükümlerine karşı yenilenmiş bir savaş biçiminden başka bir şey değildir. Bu da kadınlar üzerindeki kontrolü sıkılaştırmak, ardından da onlardan iman eden aileyi ve toplumu kontrol etmek içindir. Çünkü nesillerin anası, öğretmeni ve mürebbisi olan kadın bozulursa, tüm toplum bozulacaktır. Böylece CEDAW’ın habis hükümlerini etkin ve güçlü bir şekilde uygulamak için ilerleme, medeniyet, özgürlük, cinsiyet ve eşitlik bahanesiyle Allah’ın tüm hükümlerinden ve kanunlarından arındırılmış bir toplum meydana getirmek için yıkıcı planlarını hayata geçirmeleri kolaylaşacaktır. Yozlaşmış ajan hükümet de bu hususta onlara yardım ediyor.
Burada hakların olduğu iddiasında bulunanları ve ayrımcılığın olmadığı çığırtkanlığı yapanları görmüyor ve onlardan hiçbir bir ses işitmiyoruz! Zira Allah’ın hükümleri olduğunda, özgürlükler yok oluyor ve sesler kısılıyor. Kadınların soyunma ve Allah’ın hükümlerini çiğneme özgürlükleri var ama bu hükümleri uyguladıklarında aynı özgürlüğe sahip değiller. Bir okul, üniversite veya bir kurum, kadınlardan şerî kıyafet giymelerini, hatta sadece başörtüsünü bile talep etse bu, en yüksek sesle ve çeşitli yollarla kınama, inkâr, şikâyet ve protesto gerektiren kabul edilemez bir ayrımcılık haline geliyor. Ama diğer yandan tesettürlü kadınların, restoranlar ve dükkanlar da dahil olmak üzere birtakım yerlere girmeleri engellendiğinde, bunun kabul edilemez bir ayrımcılıkla hiçbir ilgisi olmuyor!! Ne kadar da kötü hüküm veriyorlar! Gün gelecek, Allah’ın izniyle bundan dolayı dünyada zor bir hesap vereceklerdir. Ahiretin azabı ise daha şiddetli ve daha zor olacaktır.
إنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ “İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Nur 19]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müslime Şâmî (Ümmü Suheyb)