- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Peki, Kuran’sız, Sünnetsiz İslam Olur Mu Ey Erdoğan?
Haber:
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Allah’sız, Muhammed’siz, Ali’siz Alevilik olmaz. Sapkın sevklerin üzerine inşa edilenlerle insanlık olmaz.” Dedi. (03.09.2022 Yenişafak)
Yorum:
2002’de iktidara geldiğinden beri Kuran ve Sünnete göre yönetmeyen, köhne kapitalist ideolojisine göre yöneten Erdoğan, İslam ve Müslümanlık hakkında mistik bir anlayışa sahip. Yani ekonomik, yönetim, eğitim, sosyal ve hayatın diğer yönlerinde kapitalist ideolojiye göre Türk halkını yöneten Erdoğan, İslam’ı ve Müslümanlığı ibadetler ve ahlak ile sınırlıyor. Diğer bir deyişle Erdoğan’a göre İslam ve Müslümanlık, Yaratıcı ile kul arasındaki ilişkileri düzenleyen mistik bir dindir. İnsanın diğer insanlarla ilişkisi üzerinde hiçbir etkinliği yoktur. Diliyle bunu ikrar edip söylemese de eylemleri ve icraatları bunun kanıtıdır.
Soruyoruz, “Allah’sız, Muhammed’siz, Ali’siz Alevilik olmuyorsa” Kuran’sız ve Sünnetsiz İslam olur mu? İbadetlerin, Kuran ve Sünnetten alınıp ekonomi, yönetim, siyaset ve dış politika vb. hükümler ve sistemlerin Batıdan ithal kapitalist ideolojiden alınmasına İslam denilir mi? Bazı duyguların İslami olup kapitalist laik fikirleri benimsemeye, taşıyama, uygulamaya Müslümanlık denir mi?
İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi değildir. Bu dinlerin hayatın her alanına ilişkin düzenlemesi yoktur. Sadece ruhi yönle sınırlıdırlar. Ama İslam öyle değil. İslam, kapitalizm ve komünizm gibi bir ideolojidir. İbadetinden, ekonomisine, yönetimine, eğitimine, dış politikasına kadar hayatın her yönüne ilişkin bir düzenlemesi vardır. Kısacası siyasi bir dindir. İslam’ı Hristiyanlık gibi ruhi yöne hasredip siyasi yönünü dışlamak, kâfirlerin çıkarlarına hizmet, köleliklerini yapmak, onların kölesi olarak kalmak anlamına gelir. Çünkü salt mistik İslam anlayışı, İslam’dan değildir. İslam bu anlayıştan beridir. Bu anlayış, sömürgeci kâfir Batının Müslümanlara aşıladığı, hegemonyasını sürdürmek için de ajan yöneticileri Müslümanların tepesine bekçi olarak diktiği bir anlayıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ böylesi kimseler hakkında şöyle buyurdu:
اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ“Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?” [Bakara 85] Bu ayete göre günümüz siyasetçileri gibi ibadetlerde güya Kuran‘a uyan, ekonomi, yönetim, ceza sistemi gibi alanlarda Kuran‘a değil kapitalist ideolojisine uyup, Batıyı kıble edinenler, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın ayetlerinden bir kısmını inkâr etmiş olmazlar mı? Müslümanların kamuoyu tepkisinden çekindiklerinden dolayı açıkça dilleriyle inkâr etmeseler de eylem ve icraatlarıyla inkâr etmiş olurlar.
Kuran ve Sünnette, ibadetlere ilişkin hükümler olduğu gibi alışveriş, ticaret, dış politika, ceza ve içtimai sisteme ilişkin hükümler de vardır. Faiz ile ilgili nas var deyip, hayatın her alanında faizi yasaklamamak, Allah’a inandığını, güvendiğini söylediği halde Allah’ın indirdikleriyle hükmetmemek, dindar gençlikten alkolün haram olduğunu bilmesini istediği halde alkol üreten fabrikaları kapatmamak, üretimine izin vermek, siyasi rant ve istismardan, kapitalist ideoloji ve Batının kul ve köleliğini yapmaktan başka bir şey değildir.
Müslüman eylem ve söylem birliğine sahip biridir. Eylemi farklı, söylemi farklı olmaz. Ama kapitalist ideoloji ürünü ve yapımı ülkemizdeki ajan yöneticilerin eylem ve söylem farklılıklarına, omurgasızlıklarına, yukarıdaki faiz, alkol ve diğer sayısız örneklerde olduğu gibi hayatın her alanında rastlamak mümkündür. Söyledikleri ve okudukları Kuran gırtlaklarından öteye geçmiyor. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir hadiste şöyle buyurdu:
يقرأون القرآن لا يجاوز حناجرهم“Onlar Kuran okurlar. Ama Kur’an onların boğazlarından öteye geçmez.” [Tirmizi]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş