- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mısır’da Ağır Sanayiler Tasfiye Ediliyor!
Haber:
Masravi web sitesi 05/09/2022 Pazartesi günü, Masravi’nin şirket kaynaklarına göre en-Nasr Kok İmalat Şirketi’nin olağanüstü genel kurulunun, kuruluşundan yaklaşık 62 yıl sonra bugün, şirketin işlerini tasfiye etme kararı aldığını ve en-Nasr Kok’un, 2021’de tasfiye edilen Mısır Demir ve Çelik Şirketi’ne katılacağını belirtti. Eski Kamu Ticareti Sektörü Bakanı Hişam Tevfik Masravi’ye, geçen yıl tasfiye kararı verilen Mısır Demir ve Çelik Şirketi’nin işçilerinin tazminat mekanizmalarına göre işçilere tazmin edileceğini söyledi. Yeni Kamu Ticareti Sektörü Bakanı Mahmud Asamet, selefinin yolunu tamamlayacağını söyleyerek “hiçbir yerde satış ya da tasfiye yok, mevcut olanı koruyacağız, mülkiyeti değil yönetimi özelleştirmek de dahil olmak üzere elimizde birçok yolumuz var” şeklinde işçilere güvence verdi.
Yorum:
Öncü bir sanayinin gerçek temeli, ağır sanayilerdir. Dolayısıyla kendi iradesine sahip ve yönetimi tamamen özgür olan bir devletin, sanayi alanındaki en büyük kaygısı ağır sanayiler olacaktır. Çünkü ağır sanayiler, makine üreten ve sanayi için ekipman ve temel malzemeleri tedarik eden ana sanayilerdir. Çelik endüstrisi ve kömür endüstrisi gibi onunla ilişkili tamamlayıcı endüstriler de kesinlikle buna dahildir. Bu yüzden makul olan, herhangi bir ülkenin, sahip olduğu bu sanayilerden vazgeçmek ve kurtulmak için değil, ağır sanayilere sahip olmak ve inşa etmek için çalışması ve küresel pazarlarla rekabet edebilmesi için onları desteklemesi, geliştirmesi ve mümkün olan her gelişmeye ayak uydurabilmesini sağlayacak şeylerle donatması gerekir. Halkını gözetmek için çalışan herhangi bir fiili ülkenin gerçek yönetiminin yapması gereken işte budur. Ama hali hazırda var olan dev şirketleri terk eden ya da onları, uçak ve tank fabrikalarından mutfak aletleri ve ev aletleri imalatına dönüştürmek gibi işe yaramaz sanayilere dönüştüren ülkelerimizdeki egemen rejimler bunu yapmıyorlar. Bu arada devlet, silah, teçhizat ve uçaklar satın almak için milyarlarca dolar harcamaktadır. Oysa ağır sanayilere önem verip destekleseydi ve rejim, zehirli paralarını çekmeye çalıştığı Batılı seçkin ve yatırımcılara hizmet etmek için inşa edilen hayalet şehirlere, yollara ve köprülere harcadığının çok azını bile olsa bunlara harcasaydı, onları kendisi üretebilirdi.
Bu şirketlerin ve kendileri için yeterliliklerini garanti edecek başka bir iş bulmaksızın aileleriyle birlikte bir kenara atılan işçilerin tasfiye edilmesinin ardından işsizlik çok daha fazla artacaktır. Şayet rejim, insanları gözetmek için çalışıp onların düzgün bir yaşam sürmelerini istemiş olsaydı, bu tür şirketleri tasfiye etmez, bilakis var gücüyle onları destekler, asıl kaygısı onları başarılı kılmak, desteklemek ve onlar için daha fazlasını yapmak olurdu. Çünkü o şirketler, tüm sanayilerin, fabrika makinelerinin üretiminin, imalatta temel besin maddelerinin sağlanmasının, işsizliğin ortadan kaldırılmasının, ürünlerini ihraç ederek döviz sağlanmasının ve devletin silah, ilaç ve benzeri temel mallardaki yeterliliğinin temelidir… Ancak bunu ajan rejimler yapmıyorlar. Oysa yaklaşık yarım milyar dolara bir başkanlık uçağı satın alan devlet, Demir ve Çelik Şirketi’ne 8 milyar Cüneyh destek vermeyi reddetti ve rejimin Mısır ve halkına karşı gerçek bakış açısını yansıtan besleyici kok endüstrisini desteklemeyi ve geliştirmeyi bıraktı.
Amerikan ordusunun, İngilizlerin ajanı olan kraldan teslim almasından şu ana kadar Mısır’ın vakıasına yakından bakıldığında, altın rezervlerinden iplik endüstrisine kadar Mısır ve halkının her düzeyde nasıl ifsat edildiklerinin boyutu ortaya çıkmaktadır. Hatta askeri ve çelik sanayilerinin tamamı, devletin yavaş yavaş ihmal ettiği sanayi ve fabrikalar olup ülkeyi Batı’nın hiçbir bedel ödemeden yağmalayacağı bir hammadde kaynağı, ardından bu hammaddelere dayalı olarak Batı’nın Mısır ve halkının gücünü, silahlarını ve ilaçlarını kontrol etmesini sağlayarak Batı’nın ürettiklerini tüketen bir pazar haline getirmek için yurt dışından ithal etmeye bel bağlamıştır.
Gerçek bir devlet, düşmanına ve dininin düşmanına bağlı kalmaz. Bilakis elinde güç araçlarına sahip olmayı ve ihtiyaç duyabileceği her şeyin yetiştirilmesini ve üretilmesini desteklemeyi amaçlar. Dolayısıyla bireylerin sahip oldukları da olmak üzere ülkedeki tüm sanayilerin temeli, ağır ve besleyici sanayilerdir. Sonra devlet, bu fabrikaların ürünlerini satmak için pazarlar açmak ve sahiplerini desteklemek, hatta ülkede tek bir işsiz kalmamasının yollarını açmak için çalışır.
Sanayileşme politikası, ülkenin sanayileşmesine dayanmaktadır. Bu nedenle başka sanayilerin varlığı söz konusu olsa da önce makinelerin üretilmesi gerekir. Yani her şeyden önce ülke sanayisinden makine üreten fabrikalar oluşturmakla başlamak gerekir. Sonra bu makineler alınır ve geri kalan fabrikalar yapılır. Ülkeyi sanayi bir ülke yapmak için, her şeyden önce makine üretimine başlamaktan başka bir yol yoktur. Sonra ülkede üretilen makinelerin dışında herhangi bir fabrika icat edilmez. Makine sanayisinin icat etmek için uzun bir zamana ihtiyaç olduğu, bu yüzden temel ihtiyaçların üretiminden başlanmasının gerektiği sözü, aldatıcı bir sözdür. Bilakis bununla, makine sanayisinin engellenmesi ve ülkenin Batı’nın fabrikaları için bir pazar olarak kalmaya devam etmesi için ülkenin tüketim sanayisine yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca makine sanayisi için, mühendisler, işçiler, teknisyenler ve benzerlerinden oluşan bir endüstriyel ortamın oluşturulmasına ihtiyaç vardır sözü de bir mugalata ve aldatmadan ibarettir. Zira başka ülkelerden bilim adamları ve teknisyenler getirmek veya uygun sayıda gencimizi ağır mühendislik sanayisini öğrenmeleri için göndermek ve Mısır ve ümmetin evlatlarının tüm dünyaya yayılmaları mümkündür. Dolayısıyla bu mesele öncelik sırasına göre ele alınır ve gerekli tüm çaba ve gayret gösterilirse, çelik ve diğer sanayiler çok kolay ve ulaşılabilir olacaktır. Bu nedenle tüketici endüstrilerinden herhangi bir şeye yönelmek doğru değildir. Bilakis sadece makine sanayisi oluşturma yönünde sınırlı kalınmalıdır. Bu ise Mısır rejiminin yapamayacağı bir şeydir. Bilakis tüketici sanayiler uğruna ağır sanayileri yok ederek bunun tam tersini yapmaktadır. Hatta Mısır’ı, Batı ürünlerini tüketen ve tükettiğinin %90’ından fazlasını ithal eden bir pazara dönüştürmüştür!
Ey Kenane Mısır halkı: Bu rejim sizin türünüzden değildir, bilakis size yabancıdır; size rağmen Batı’nın çıkarlarını gözetmektedir. Oysa uçaklara, saraylara ve hayalet şehirlere harcadığı paralar, Mısır ve ümmeti, layık olduğu başka bir konuma getirecek devasa bir sanayi ve tarım devrimini gerçekleştirmek için yeterlidir. Ancak bunun, bu rejimin altında olması imkansızıdır. Bunun için, insanları Allah’ın adaleti ve O’nun devlet hakkında inen vahyi ile yönetecek alternatif özgür bir sisteme ihtiyaç vardır. Zira bu devlet, insanları gerektiği gibi en güzel şekilde gözetecek, onların haklarını ve maslahatlarını doğru bir şekilde koruyacak ve daha önce yaptığı, ürettiği, yetiştirdiği ve dünyanın da tükettiği gibi Mısır’ın sanayileşmiş bir ülke olması için sanayileşmeyi öncelikleri arasına alacaktır. Tüm bunlar için adil bir devlete ihtiyaç vardır; bu devlet ise Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’dir. Hizb-ut Tahrir’in gece gündüz demeden projesini taşıdığı ve sizlerden kucaklamanızı ve bu rejimi kökünden söküp atacak, Mısır ve ümmete, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin olduğu hak ve adil devletin altında yeniden İslam ile yönetme hakkını verecek İslam’ın tatbik edilmesine yardım etmek için Kenane ordusu içerisindeki evlatlarınızı teşvik etmenizi beklediği işte bu devlettir. Allah’ım, bu devleti bizim için çabuklaştır, Mısır’ı onun başkenti ve Mısır’ın ordularını da onun Ensarları yap. Allahümme Amin.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl