- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ümmetin Devrimi ve Fedakârlıkları Ticaret İçin Değildir Ey Hamas’ın Liderleri!
Haber:
CNN-Hamas hareketinden bir heyet Çarşamba günü Suriye’nin başkentini ziyaret etti ve Filistin silahlı hareketinin Esad karşıtı savaşçıları desteklemesinden dolayı on yıl önce ayrılmak zorunda kalmasından bu yana ilk kez Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüştü.
Hamas’ın siyasi bürosunun önde gelen üyelerinden Halil el-Hayya, Esad ile görüşmenin olumlu ve tarihi olduğunu söyledi.El-Hayya, Esad ile görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Bunu tarihi bir toplantı ve Suriye-Filistin ortak çalışması için yeni bir başlangıç olarak görüyoruz.” El-Hayya, Şam’da düzenlenen toplantıyı şöyle nitelendirdi: “Filistin davasını ve bölgeyi hedef alan Siyonist projelere ve Amerikan zorbalığına karşı birleştiğimiz Filistin direniş güçlerinden doğal bir yanıttır.” El-Hayya şöyle ekledi: “Geçmişi aşmak için başkanla anlaştık.”
Görüşmede Esad, ülkesindeki savaşa rağmen Suriye’nin Filistinlileri desteklemeye devam ettiğini söyledi: “Suriye halkı, bir yanda direniş davasına, diğer yanda çıkarlarına yönelik ilkelerine ve derin inancına dayanmaktadır. Çünkü maslahat, direnişle birlikte olmamızı gerektiriyor.”
Yorum:
İslami hareketlerin aslı, İslam’ın onlarda vücut bulması ve hareketlerinin ona dayanmasıdır. Bu yüzden ümmetin yükünü omuzlaması, onun maslahatını gözetmesi ve küfür ülkelerinin siyasetine, oyunlarına ve komplolarına karşı bilinçli ve basiretli olarak ümmeti kuşatan tehlikeleri açıklayarak ümmet için güvenli bir nasihatçi olması ve İslam ve şerî hükümleri için net bir anlayışa odaklanması gerekir; bu yüzden ümmeti, ümmetin kalkınmasının engellenmesine yol açan konferanslar, ateşkesler ve diğer siyasi eylemler gibi kurnaz hilelerle aldatamazsınız. Zira ümmet, İslam ve hükümleri hakkında derin bir anlayışa sahip olup hareket ettiği pusulasını İslam’dan alarak siyasi ve bilinçli bir şekilde hareket etmekte ve davet ve cihat yoluyla İslam’ı taşımayı, halklara ve milletlere hitap etmenin metodu yapmaktadır; muhlis siyasi liderlik işte budur.
Hamas’ın liderlerine ve onlar gibi şekli olan İslami cemaatlerin liderlerine gelince; onlar, sahte İslami sloganlarla insanları aldatmaya çalışıyorlar ve Hamas liderleri ile ülkede zulmeden ve cinayet ve fesadı artıran bu mücrim Beşar Esad arasında Şam’da yaşananlara dair hiçbir kanıt yoktur. Nitekim eski ABD savaş suçları savcısı Stephen Rapp, “60 Dakika” programı sırasında, Suriye rejiminin başkanına karşı toplanan delillerin müttefiklerin Nürnberg’de Nazileri kınamak için kullandıklarından bile daha güçlü olduğunu kaydetti ve ekledi: “Esad’ın yandaşları tarafından işkenceyle öldürülen binlerce kurbanın fotoğraflarının yanı sıra onların cinayetlerini Suriye diktatörüyle ilişkilendiren evraklar var.”
Şam devriminin patlak vermesinden bu yana yüz binlerce sivil öldü ve onlardan bazıları, hapishanelerde, kimyasal gazlar, varil bombaları veya benzerleri altında can verdi…
Ayrıca Sierra Leone ve Ruanda’daki savaş suçu davalarına bakan Rapp şunları vurguladı: “Elimizde, cinayetler var, elimizde imhalar var, elimizde işkenceler var, elimizde tecavüzler var, elimizde başka cinsel şiddet biçimleri var ve elimizde tutuklamalar var ve elimizde çarpıtmalar var.”
Bunlar, ABD'nin eski savaş suçları başsavcısı Stephen Rapp’ın mücrim Beşar Esad hakkında söyledikleridir! Biz de diyoruz ki; hangi maslahattan bahsediyorlar Allah aşkına?!
Usulcülerin maslahat hakkındaki sözlerinin, maslahatı Batı düşüncesinden etkilenen bir din haline getiren sapkın bir ekolle hiçbir ilgisi yoktur. İlk fakihlerden hiçbiri, şeriatın insanların karar verdiği maslahatlara hizmet ettiğini söylememiştir! Hiçbir alim, bugün maslahatı bir din haline getiren dalalet savunucularının iddia ettikleri gibi maslahatın bir amaç ve şeriatın da bir araç olduğunu söylememiştir. Yine ilklerden hiçbiri, yeni sapkın dinin savunucularının yaptıkları gibi şayet sözde maslahat ile çelişiyorsa kesin olsa bile delilin reddedildiğini söylememiştir!
Nitekim maslahat bahanesiyle kesin haramları mubah kıldılar; tıpkı eğitim için Müslüman kadınların başörtülerini çıkarmalarını, ev almak için faiz almayı ve Müslümanlara karşı Haçlıların saflarında savaşmayı mubah saymaları gibi!
Hamas, tüzüğünü 2016 tarihli bir belgeyle değiştirdiği gün İslami kıyafetini çıkarmış olup bünyesinde, demokrasiye inanan, hain çözümleri kabul eden ve uluslararası hukuku referans alan bir ulusal hareketi barındırmaktadır.
İslami bir hareketin, elini Beşar gibi cani bir katilin elinin üzerine koyması imkansızdır. لَّا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun Allah’a ve Rasulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin.” [Mücadele 22] Bu sapkınlık, bir boşluktan dolayı gelmiyor. Bilakis Rablerine ve ümmetlerine olan güvenlerini kaybeden ve zalimlere boyun eğen harap olmuş akıllardan ve mağlup olmuş nefislerden geliyor. Rantisi gibi hareketin içindeki sadık insanlara Allah rahmet eylesin. Zira onlar, insanları aldatan, İslam kisvesine bürünen, ardından da ellerini Şam’daki çocukları katleden mücrim ve zalim birinin elinin üzerine koyan Heniye, Meşal ve el-Hayya gibiler için bir atmosfer oluşsun diye bertaraf edildiler. Nitekim bunlar, Allah’a, Rasulü’ne ve müminlere ihanet ettiler. Artık ne zannediyorlarsa?! Peki yaralı ve mazlum Şam devrimi yuvasına geri dönüp mücrim ve efendisi Amerika’nın iradesine boyun mu eğecek?! Hayır, vallahi! Bu, Ukbe İbn Nafi’nin atlarının durduğu yerden başlayan ve Daru’l İslam’ın merkezine ulaşıncaya kadar dönüp duracak olan bir devrim olup İslam kendi dârına geri dönünceye ve Ukab Râyesi yeniden Kubbetüs’s Sahra ve yaralı Mescid-i Aksa’nın üzerinde dalgalanıncaya kadar kesinlikle durmayacaktır. İstediklerini toplasınlar ve istedikleri tuzakları kursunlar biz biliyoruz ki onlar: مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ “Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!” [İbrahim 46]
Göz ardı edilemeyecek bir gerçek ise, Müslüman Suriye halkı, tüm bu fedakarlıkları böyle basit bir şekilde aldatılmak için mi yapmıştır. Oysa onların arasında, Hilafet sancağını taşıyarak onların hakikati görmelerini sağlayacak bilinçli siyasetçiler vardır. Zira bu zaman Hilafet zamanı olup bu asrın ajanlarının ve Ruveybidalarının zamanının sonudur. Allah, kafir Batı’nın projelerini taşıyan insan ve cin Şeytanlarının başlarını hayal kırıklığına uğratacak ve onları parçalayacaktır. Zira bu devrim, kendi cinsinden olmayan herkesi kaldırıp atacağı gibi tüm günahkar hainleri de kaldırıp atacak ve kapılarını sadece Rablerinin şu vaadini yerine getirmek için yağcılık yapmayan, sabreden ve sebat eden muhlislere açacaktır: وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rola İbrahim