- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Biden: “Bu Ukrayna’dan Daha Büyük Savaş. Bu Avrupa ve NATO’dur”!
Haber:
Washington Post 21/10/2022 Cuma günkü makalesinde, Başkan Biden’ın Kongre’deki Cumhuriyetçileri eleştirdiğine ve şöyle dediğine dair bir haber yayınladı: “Onlar gerçeği anlamıyorlar. Bu Ukrayna’dan daha büyük bir savaş. Bu (Doğu) Avrupa’dır. Bu NATO’dur. Netice ve sonuçları ciddidir. Onlar Amerika’nın dış politikasını anlamıyorlar.”
Yorum:
Net olarak ve analizlerden, spekülasyonlardan ve beklentilerden uzak bir şekilde Ukrayna’da devam eden savaşın kimliği ve stratejik hedefleri ABD başkanı tarafından belirleniyor. Aslında mesele Ukrayna değildir. Zira Ukrayna, Amerika’nın, genel olarak Avrupa, özelde olarak da Doğu Avrupa ve NATO ile ilgili dış politikasında stratejik hedeflere ulaşmak için kullandığı bir günah keçisinden ibarettir. Rusya, bunu bilip karşı çıkmasa veya bilmese ya da uluslararası bir tuzağa düşmüş olsa da Amerika’nın iyi kullandığı araçtan başka bir şey değildir.
Soru şudur; Amerika NATO veya Avrupa ile ilgili olarak neyden korkuyor? Cevap gizli değildir. Bunun hakkında defalarca konuşmuştuk. Ancak neler olup bittiğini analiz edip anlamaya çalışmamız ile tanıkların başlarının aleni bir şekilde açıklama yapması ve bunun, Amerika’nın dış politikasının gerçekleri ve Beyaz Saray’ın, dahası tüm dünyanın adamı olan Amerikan başkanı hakkında doğru bir şekilde yayın yapan en önemli Amerikan gazetesinde yayınlanması arasında fark vardır.
Biden’ın konuşmasının kongredeki Cumhuriyetçilere yönelik sert bir eleştiri olduğu doğrudur. Ancak sonunda, Ukrayna savaşının siyasi hakikati hakkında söylenilen ve üzerinde durduğumuz her şeyi teyit etmiştir.
NATO’nun, Amerika’nın Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana dünyadaki uluslararası durumu kontrol etme, rakiplerine ya da bir gün rakibi olacağını düşündüğü kişilere üstün gelme mücadelesinde kullandığı en büyük ve en güçlü silah olduğu hususunda hiç şüphe yoktur ve siyasi bir gözlemci için de gizli değildir. Siyasi bir düşünürden bahsetmiyorum bile. Nitekim Amerika, kitle imha silahlarına sahip olmasının yanı sıra siyasi ve fikri arzuları olan ve Avrupa’da sürekli olarak sosyalist ideolojisini yaymaya çalışan dev bir ülke Sovyetler Birliği’nden koruma bahanesiyle Avrupa’yı kendi şemsiyesi altında tutmak için NATO’yu doğrudan bir araç haline getirmiştir. Dolayısıyla çoğunlukla Avrupa’nın Amerika’nın nüfuzu altında nasıl kalacağına odaklanan soğuk savaş oyununun kuralları üzerine yapılan Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki tarihi anlaşma, Avrupa’nın paniğini ve Amerikan şemsiyesine boyun eğmesini artırmıştır. Her ne zaman Avrupa’da, zorunlu koruma şemsiyesinden bir santim bile uzaklaşmak için bir kımıldanma ortaya çıksa, tıpkı bir çobanın bekçi köpeğini kullanarak koyunlarını ahıra geri getirmesi gibi Amerika buna hızlı bir şekilde yanıt vermektedir!
Ancak Fransa liderliğindeki Avrupa, NATO’nun artık gerçekte var olmayan soğuk savaşın bir kalıntısı olduğuna itibar ederek NATO’nun ölmekte olduğunu ve Avrupa’nın kendisini koruması ve kendi kuvvetlerinin kapsamını genişletmesi gerektiğini teklif etti; Amerika’yı çok öfkelendiren ve Trump’ı rahatsız edip Macron ile karşılaştığında şöyle dedirten şey işte budur: “Kurtarma odasında ölümünün açıklanmasını beklerken neden NATO’ya ödeme yapıyoruz?” Belki de Biden’ın, savaşın Ukrayna sorunundan daha büyük olduğundan kastettiği tam olarak da buydu. Bu da NATO’dur!
Sonra Almanya’nın başını çektiği Avrupa, Rusya ile iş birliği içinde enerji alanında çok büyük adımlar atmış olup gazın tüm Avrupa’ya akması için Kuzey Akım 2’nin açılışını yapmak üzereydi. Bu da ona, enerji ihtiyacının %80'den fazlasını karşılamak için Amerikan etkisine bağlı kaynaklara muhtaç olmama imkânı sağlayacaktı. Tıpkı içerisindeki derin devletin görüşlerini temsil eden Amerikan Dış İlişkiler Konseyi huzurunda yapılan konuşmada da belirtildiği gibi Amerika, Kuzey Akım 2’yi iptal etmek ve olası gaz akışını durdurmak için tüm gücüyle çalışıp çabaladı ancak başarısız oldu. Nitekim küresel jeopolitik geleceğin kurucusu ve başkanı George Friedman şöyle demiştir: “Amerika’nın kökleşmiş korkusu, Rusya'nın doğal kaynakları ve insan gücü ile birlikte Almanya’nın ileri teknolojisi ve artan zenginliği nedeniyle daha da artmıştır. Yüzyıllardır ABD’yi korkutan ve hala korkutmaya devam eden tek kombinasyon işte budur. Zira bu kombinasyon, Amerika’nın Avrupa üzerindeki hegemonyasını kaybetmesine yol açabilir. Bu nedenle ne pahasına olursa olsun Alman-Rus ekseni asla gerçekleşmemelidir.” Bu açıklama Ukrayna’da savaşın başlamasıyla birlikte geldi.
Meselede yeni olan, Friedman’ın Dışişleri Konseyi’nin huzurunda söylediklerini, bugün Biden’ın Amerikan siyasetinin bakış açısını ifade eden en büyük ve en önemli siyasi gazetede duyurmak için geri dönmesidir.
Velhasıl genel olarak büyük ülkeler, özel olarak da Amerika, paraya, silahlara ve hatta adamlara mal olsa bile yüksek çıkarlarını korumak ve yerel ve küresel olarak politikalarını gerçekleştirmek için planlar yapmaktan ve askeri ve siyasi eylemlerde bulunmaktan asla vazgeçmezler. En üzücü olan ve yürek burkan şey ise; gelmiş geçmiş en büyük ümmet -ki İslam ümmetini kastediyorum- olmasına ve hala canlılığını korumasına rağmen meydana gelen hiçbir şeyde eli ve kolunun olmamasıdır! Zira onun, savunmak ve saldırmak veya hakimiyet kurmak ve genişlemek ya da inşa etmek ve ilerlemek gibi bir planı yoktur. Allah’ım, başkaları onu ve kaynaklarını, kendi plan ve politikalarını uygulamak için kendi savaşlarında kullanmadıkça tamamen kaybolacaktır!
Nasıl oldu da büyük ümmetimiz, geri kalmışlık, çöküntü ve uluslararası ilişkileri etkilemekten uzaklaşma bataklığına geri döndü?! Bu durgunluk, çöküntü ve çaresizlik noktasına nasıl ulaştı?! Doğrusu Allah insanlara, kendi elleriyle yaptıkları şeyleri nasip eder. Allahu Teala’dan bize, yeryüzünde, tiranların uluslararası konumdaki tahtlarını sarsacak ve Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye layık olan Allah’ın yoluna çıkarması için dünyada şahitlik yapacak ilk devlet olma konumuna geri dönecek Raşidi Hilafet Devleti’ni kurma imkânı vermesini niyaz ediyorum.
الر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ “Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur’an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye layık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.” [İbrahim 1]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Ceylani