Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Genç Nesil, İslam’ın İkame Edilmesinde Ana Faktördür!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Genç Nesil, İslam’ın İkame Edilmesinde Ana Faktördür!

Haber:

Enver İbrahim'in Malezya’nın 10. Başbakanı olarak atanması, 15. genel seçimlerin ardından 5 gün devam eden hükümet görevi boşluğuna nihayet son verdi.Malezya Kralı Sultan Abdullah Ri'ayatuddin Al-Mustafa Billah Şah,bu atamayı ve Malezya için bir birlik hükümetinin kurulmasını onayladı.Hiçbir parti veya partiler ittifakı Meclis’te çoğunluğu sağlayamamasına rağmen seçimlerin sonucunun, on beşinci genel seçimlere büyük ölçüde genç seçmenlerin katılmasına bağlı olduğu noktasında şüphe yoktur. 15. genel seçimlerde, 18 yaşındaki herhangi bir Malezyalı için otomatik olarak seçmen kaydı onaylandı ve bu da seçmenlerin demografisinde önemli bir değişikliğe yok açtı. Siyasi partiler seçmenleri kendilerine çekmeye yönelik yaklaşımlarını yeniden düzenlediğinden dolayı şüphesiz bu, ülkedeki siyasi manzarayı değiştirdi ve gelecek olan birlik hükümetinin, bu önemli neslin desteğini korumak için gençlerin ihtiyaçlarına odaklanacağından emin olabiliriz.

Yorum:

15. genel seçimlerde genç seçmen sayısına ilişkin olarak, 18-40 yaş arası toplam 10,6 milyon genç seçmen kayıt yaptırmış olup bu da 21,1 milyon kayıtlı seçmenin %58,5’ine denk gelmektedir. Dolayısıyla çok sayıda seçim bölgesinde genç seçmenler kayıt yaptırmış olup bu gerçek, rakip siyasi partilerin yaklaşımlarını önemli ölçüde etkilemiştir. Bu etkinin de genç adayların öne çıkarılması ve o eski savaşçıların etkisinin hala hissediliyor olmasına rağmen deneyimli adayların kaldırılması olarak görülebilir. Ayrıca 15. genel seçimler öncesinde gündeme getirilen konular, artan yaşam maliyetleri, işsizlik, eğitim, siyasi istikrar, yolsuzluk ve otoritenin kötüye kullanılması gibi gençlerin endişeleri etrafında dönmüştür.

Aslında gençler, sadece belirli bir ülkenin geleceğini temsil etmiyorlar. Bilakis onlar, bir toplumun ana değişim ve ilerleme aracıdırlar. Laik demokratik ilkelerin egemen olduğu mevcut siyasi eşitsizliklerle birlikte, genç neslin zorla gelecekte yıkıcı olabilecek yollara yönlendirildiğini görmek zor değildir. Dolayısıyla bu neslin, İslami kalkınmaya yönelmesine engel olan laikliğin prangalarını kırması için İslam'ı bir bütün olarak benimsemeye yönelmesi büyük önem taşımaktadır. Zira bu neslin sahip olduğu enerji, eski nesil ile karşılaştırıldığında toplumları güçlü bir şekilde değiştirmeye muktedirdir. Bu sadece fiziksel yetenek açısından değil, bilakis aynı şekilde ruh ve zeka açısından da gözlemlenebilir. Zira gençliğimiz döneminde, kimliğimiz hakkında araştırma yapmaya ve hayatımızı devam ettirecek düşünce süreçlerini geliştirmeye başlamalıyız. Dolayısıyla bu süreçte genç biri, doğru düşünce süreci ve doğru bir kimlikle doğru bir şekilde yönlendirilebilirse, o zaman içindeki potansiyellerin patlamasına tanık olabiliriz. Bu nedenle Müslümanları uyandırmak ve kalkındırabilmek için çok ciddi bir şekilde gençlerin meselelerine odaklanmalıyız. Zira bu, gençlerimizin potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebilmeleri için doğru gelişimlerini sağlamak amacıyla odaklanmamız gereken çok önemli bir endişe kaynağıdır.

İslami kalkınmanın sancılarını atlatabilecek gençler çıkarabilmek için, Allah’ın Rasulü’nün davetin başlangıcında bu cemaatle nasıl bir kaynaşma içerisinde olduğuna dikkat etmemiz gerekir. Zira Allah’ın Rasulü’nün gösterdiği şeyler, bizim O’na tabi olmamız gerektiğini ortaya koymakta olup O’nun davetinin sonucunda genç neslin nasıl değiştiğine bakmamız yeterlidir. Nitekim ilk Müslümanların çoğunluğu genç nesildendi. Örneğin Ebu Bekir es-Sıddık efendimiz 37 yaşında, Ömer İbn Hattab efendimiz 26 yaşında, Talha İbn Ubeydullah 11 yaşında, Musab İbn Umeyr 24 yaşında ve Erkam İbn Ebi’l Erkam da 12 yaşında Müslüman oldular. Onlardan her biri, İslam akidesi ve fikirlerinin temellerinin güçlü bir dayanağı oldular ve imanlarını ve bağlılıklarını hayatlarının sonuna kadar sürdürdüler. Örneğin Allah’ın Rasulü’nün Medine’de olduğu görüldüğünde, davetinde O’nu savunanlar gençler oldular. Ayrıca Uhud Savaşı sırasında genç biri olan Enes İbn en-Nadr kendisini feda etmeye hazırdı. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i korumak için bir kalkan oluşturdu ve 80 kılıç yarası aldı. İşte bu gençler, İslam’ın yayılmasında ve Arapların cehaletten uyanışında önemli şahsiyetlerdir. Bu yüzden genç neslimize kapsamlı bir İslami anlayış aşılanmalı ki böylece Allah Subhanehu ve Teala’nın izniyle Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin olduğu gerçek İslami bir egemenliğin kurulmasıyla nimetleneceğiz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Muhammed - Malezya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER