- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika ve İngiltere Afrika’ya Üşüşüyor!
Haber:
ABD önümüzdeki üç yıl içinde Afrika'ya 55 milyar dolar taahhüt etti. Başkan Joe Biden bu hafta ABD-Afrika zirvesine ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, Biden Çarşamba gecesi yaklaşık 50 Afrikalı lider için bir akşam yemeğine ev sahipliği yapacak. Biden, Amerika Birleşik Devletleri’nin Afrika Birliği’nin G20’ye katılımına desteğini ve zirvede tartışılacak fikirleri uygulamak için özel bir temsilci atayacağını duyurdu. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı da bu rol için Büyükelçi Johnny Carson’ı atamayı planlıyor.
Amerika'nın Afrika'daki bu faaliyeti,İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly’nin, ülkesinin Afrika ile güney ve doğu ülkelerindeki yeni politikası hakkında şöyle dediği açıklamasıyla aynı zaman denk gelmiştir: “Dünyadaki jeopolitik ağırlık merkezi güneye ve doğuya doğru kaymaya başlıyor ve küresel ekonominin en büyük payı Latin Amerika, Afrika ve Asya’daki ülkelerin elinde toplanacak.” Ülkesinin dünyanın geleceğini şekillendirecek ülkelere yatırım yapmaya kararlı olduğunu ve İngiltere’nin uzun vadede stratejik azim ve kararlılık göstereceğini de söyledi ve şöyle dedi: “Dış politikamızın sürekli gelecek için planlama yapmasını, ufku araştırmasını ve 10, 15 ve 20 yıl sonrasına bakmasını istiyorum.”
Yorum:
Sömürgeci ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin yeteneklerini ve zenginliklerini ele geçirmek, kendi ticaret ve imtiyazlarını genişletmek ve hayatın her alanında nüfuzunu pekiştirmek amacıyla hegemonyasının sürekli olarak kalıcılığını garanti altına almak için yeni stratejiler arayışı için çalışmaktan geri durmuyorlar. Zira Amerika, kendisine bağımlı olmayı çekici hale getirmek için bu ülkelere milyarlarca dolar para ödemeye meylederken İngiltere ise önümüzdeki yirmi yıl boyunca bu ülkelerle anlaşmalar, ortaklıklar ve ittifaklar kurmanın yollarını arıyor.
Nitekim Amerika, İngiltere ve Fransa bu ülkelerin imkanlarını ele geçirmeye çalışırlarken Müslümanların başındaki yöneticiler ise derin bir uykuya dalmışlar, Batı hegemonyasına teslim olmuşlar ve bu aşağılık sömürgeci Batı’nın politikalarından ayrılmak için hiçbir şey yapmıyorlar.
Bu mazlum halklar, mutlak bir şekilde sömürgeci kafirlerin peşinden giden bu aşağılık ve zelil liderlerden artık bıkmışlar ve bu ajan liderlerin iktidar tekelinden kurtulmak için kurtuluş yolları aramaya başlamışlardır. Er ya da geç on yıllardır bağrına çöreklenen uluslararası hegemonya politikalarının prangalarından kurtulacaktır. Bu mazlum halkın, kararlarını kendilerinin alacağı ve uluslararası ilişkilerin idaresinde kendi gücüne güveneceği o günler çok da uzak olmayacaktır. İşte bundan sonra zulmün ve ahlaksızlığın hüküm sürdüğü ve Müslümanların çoğunu da içine aldığı bu karanlık çağın zulüm ve şerlerinden kurtulacağı gibi Müslüman halklar da sadece İslam ideolojisinin gücüyle bunlardan kurtulacaklar, sömürgeciliğin prangalarını kıracaklar, zincirlerini parçalayacaklar, ajanlarını yok edecekler ve tüm İslam topraklarındaki nüfuzlarını silip süpüreceklerdir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî