Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Uluslararası Mahkemelerden Yahudi Varlığını Meşrulaştıran ve Onun Var Olma Hakkını Tanıyan Hukuki Görüş!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Uluslararası Mahkemelerden Yahudi Varlığını Meşrulaştıran ve Onun Var Olma Hakkını Tanıyan Hukuki Görüş!

Haber:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bugün Cumartesi sabahı, Uluslararası Adalet Divanı’ndan ““İsrail” işgalinin doğası” hakkında hukuki görüş talep edilmesine ilişkin Filistin karar taslağını oy çokluğuyla kabul etti.

Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler bu oylama ile Uluslararası Adalet Divanı’ndan (ICJ), yerleşimin genişletilmesini çalışma gündeminin ilk sırasına koyan “İsrail” hükümetinin kurulduğu ilk günün ardından Filistin halkının geleceğini belirleme hakkı, işgal, yerleşim ve ilhak gibi ihlallere maruz kalmasına ilişkin görüş talep etmiştir.” Ve şöyle ekledi: “Şayet uluslararası meşruiyete ve uluslararası hukuka inanıyorsanız, mahkeme görüşünü yayınladığında bunu destekleyeceğinizden eminiz.” Arap ülkeleri oybirliğiyle karar lehinde oy kullandı.(Ma’an Ajansı ve Arap TV).

Yorum:

Yahudilerin mübarek toprakları işgali vakıasına ilişkin hukuki görüşün talep edilmesi, sömürgecinin “Uluslararası Adalet Divanı” adı verilen araçlarına başvurmak yoluyla Yahudi varlığının var olma hakkını açıkça tanımasıdır. Sözde talep edilen hukuki görüş, karar noktasında referans olarak uluslararası kararların alınacağı, bizzat sömürgeci Batı’nın hazırladığı bu uluslararası kararlar ise, Yahudi varlığına mübarek toprakların çoğunda var olma hakkı vermektedir.

Sömürgecilerin araçlarına başvurmak bir ihanet ve mübarek topraklardan vazgeçmek olup beldelerimizdeki Batı ajanı otoritenin ve mevcut rejimlerin İslam ümmetinden ve kültüründen kopmalarının somutlaşmış halidir. Oysa İslam ümmetinin referansı akide ve Filistin topraklarını İslam ümmetinin sahip olduğu haraci arazi kılan ve İslam ümmetine onu kurtarmasını farz kılan şerî hükümlerdir. Dolayısıyla ümmet, hükümlerini ve çözümlerini şeriattan alır ve mübarek topraklar ve Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mesra’sı meselesinde uluslararası kararlara başvurmaz ve Yahudi varlığını meşrulaştıran ve ona mübarek toprakların çoğuna sahip olma hakkı veren tiranların görüşüne ihtiyaç duymaz.

Otoritenin ve beldelerimizdeki mevcut rejimlerin mübarek topraklar meselesine ilişkin Uluslararası Adalet Divanı’ndan görüş talep etmesi, Mescid-i Aksa’nın ve Filistin’in özgürleştirilmesini istemeyen, dahası Filistin halkı için adalet ve insafı değil de Yahudi varlığına var olma hakkı veren ve güvenliğini korumak için Yahudi varlığının işgalinden kaynaklanan sorunları onun çıkarları doğrultusunda çözen uluslararası kararlar ve mahkemeler yoluyla Yahudi varlığının sütunlarını pekiştiren Batı ajanı otoriteyi ve rejimleri ifşa eden yeni bir ihanettir.

Uluslararası Adalet Divanı’ndan mübarek topraklardaki işgali tanımlamasına ilişkin görüş talep edilmesi, ümmeti, beldelerimizde sömürgeci Batının çıkarlarına hizmet eden ve onun meşruiyetine ve mübarek toprakları Yahudi varlığına veren, Müslümanların beldelerini parçalayan, kanlarını akıtan ve servetlerini yağmalayan kararlarına inanan bu hain yöneticilerden kurtarmak için acil eyleme geçilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Mübarek Toprakların denizinden ırmağına kadar kurtarılmasını temsil eden şerî çözüm, uluslararası mahkemeler tarafından kararlaştırılamaz ve BM kararları ile çıkarılamaz. Bilakis İslam ümmetinin ordularını seferber edip harekete geçirmesi ve kahraman Selahaddin Eyyubi’nin yazdığı gibi yeni bir Hıttin yazması gerektiği gibi muhlis ordu komutanları ve subaylarının da şeriata göre karar vermeleri, böylece hain yöneticileri kökünden söküp atmaları, bu şerî çözümü etkinleştirmeleri, uluslararası kararların ve mahkemelerin tiranlarını ayaklarının altına almaları, işgalcileri ve sömürgecileri de beldelerimizden silip süpürmeleri gerekir.

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيداًSana ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağutu inkar etmeleri emrolunduğu halde, tağuta muhakeme olunmak istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.” [Nisa 60]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Musab Ebu Arkub - Mübarek Toprak (Filistin)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER