Haber-Yorum

Neden Yemen’de İslami Yönetim Reddedilip Kapitalist Yönetim Hoş Karşılanıyor?!

Haber:

03/01/2023 Salı günü Sanaa’da günlük olarak yayınlanan hükümetin Es-Sevra Gazetesi günlük sütununda şu başlığa yer verdi: “Yeni miladi yılda, Yemenlilerin dileği barıştır.” Orada şöyle geçti: “Acil çağrı: Yemen büyük bir tehdit ve tehlike altında. Yaşananlar, Yemen’in birliğini ve varlığını tehdit eden daha kirli bir senaryonun başlangıcından başka bir şey değil. Yemen’i kurtarmak için bir kapı olabilecek ciddi ulusal girişime yönelik atılacak ön adım, tüm tarafların düşmanca eylemlerini durdurması, müdahalede bulunanların müdahale etmek için açık bir gerekçe olarak kullandığı tarafın saldırganlığı ve ablukayı durdurması için Birleşmiş Milletlere açık bir çağrıda bulunması, koalisyona katılmayan tarafsız ülkelerden oluşan bir komisyonun oluşturulması ve meşru bir otorite üreten doğrudan özgür ve adil seçimlere götürecek Yemen Diyaloğunu gözeten bir mekanizmanın kurulmasıyla başlar.”

Yorum:

Bu yorumumuzda, yazar Abdülaziz el-Bağdadi’nin söylediklerinin yalnızca bir yönüyle yetineceğiz ki o da adını verdiği kimselere yönelik yaptığı şu çağrısıdır: “Müdahalede bulunanların müdahale etmek için açık bir gerekçe olarak kullandığı tarafın saldırganlığı ve ablukayı durdurması için Birleşmiş Milletlere açık bir çağrıda bulunması, koalisyona katılmayan tarafsız ülkelerden oluşan bir komisyonun oluşturulması ve meşru bir otorite üretebilen doğrudan özgür ve adil seçimlere götürecek Yemen Diyaloğunu gözeten bir mekanizmanın kurulması.”

Gazete yazarları, sanki İslam namaz, oruç ve hac gibi ibadet hükümleriyle gelmiş de yönetim, ekonomi ve dış politika hükümleriyle gelmemiş gibi neden İslam’ı bir kenara bırakmakta ısrar ediyorlar? Neden haksız yere Birleşmiş Milletler aracılığıyla uluslararası topluluğa ve uluslararası hukuka bağlı kalmaya devam ediyorlar?! Oysa İslam beldelerinde var olan sorunlardaki belanın başı Birleşmiş Milletler değil midir?! Zira Birleşmiş Milletler, zalim uluslararası toplumun ve uluslararası hukukun kuruluşundan ve 1648 yılındaki Vestfalya Konferansı’ndan bu yana Müslümanları hedef almış, sonra İslam beldelerinin üzerine üşüşmüş, on dokuzuncu yüzyılda buraları işgal etmiş, H. 1342 M. 1924 yılında İslam beldelerinin siyasi varlığı Hilafet Devleti’ni yıkarak son vermiş, onun yerine dini hayattan ayıran, insanların sorunlarının çözümünde faydacılığı takip eden, akidemize, toplu ve ayrıntılı olarak şerî çözümlere aykırı olan mevcut yönetim sistemlerini getirmiştir?! Aslında -Müslümanlar arasında İslam’ın meşruiyeti yerine kapitalist yönetim nizamının meşruiyetine çağıran- bu tür seslerin, ülkenin sorunlarını Kur’ânî bir yaklaşımla ele aldıklarını söyleyen günlük gazetelerin sayfalarında neden memnuniyetle karşılanıp eğlenmelerine izin verildiğini anlamıyorum?!

Ey iman ve hikmet halkı: Hepimiz, on yıllardır bizi bıkıp usandıran, bizi bir çıkış yoluna götürmeyen ve götürmeyecek olan bu tür önermelere cevap vermekle, bunları açık delil ve kesin hüccetle susturmakla ve Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti yoluyla İslam’da yönetim sistemine geri dönmekle ilgilenmeliyiz. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Mühendis Şefik Hamis – Yemen