- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Amerika'nın Yeni Dini!
Haber:
El-Cezire Net sitesi 26/01/2023 Perşembe günü, "Washington'dan" program kapsamında şu başlık altında bir bölüm aktardı: “Biden yönetimi Çin ve Rus nüfuzuyla meşgulken Filistin dosyasını nasıl yönetiyor?” Bölümde şöyle geçti: Eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Nabil Khoury, ABD yönetiminin Filistin meselesindeki tutumunu eleştirerek Başkan Joe Biden’ın iki devletli çözüme olan inancını teyit ettiğini ancak aynı zamanda “İsrail” ile ittifakını güçlendirdiğini, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ı Tel Aviv’e gönderdiğini ve Sullivan’ın hükümet içindeki üyelerin aşırılık yanlıları olmalarına rağmen Binyamin Netanyahu hükümetindeki aşırılık yanlıları ile konuşmadığını söylediğini bildirdi.
Khoury, Biden yönetiminin ne Çin’e, ne Rusya’ya, ne de Ortadoğu bölgesine yönelik net bir stratejisi olmadığını ve kendisine göre birçok dosyada kaçınılmaz olarak başarısız olacağını vurgulayarak Biden’ı ya yüzleşmeye ya da diplomasiye odaklanmaya çağırdı.
Kuveyt Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Abdullah eş-Şayci, ABD yönetiminin Çin ve Rusya dosyalarına odaklanmasını ve Orta Doğu meseleleri pahasına Yahudi varlığının tarafını tutmasını eleştirdi ve bu taraf tutmanın, işgal altındaki Filistin topraklarında üçüncü bir intifadayı tetikleyebileceği ve İran ile çatışma yönünde olan baskının yanı sıra Cenin'deki tehlikeli kanlı tırmanışın ışığında bunun işaretlerinin olduğu konusunda uyardı.
Yorum:
Birbirini izleyen Amerikan yönetimlerinin siyasi dosyalarını, siyasi ekonomik kurumların benimsediklerinden ve dünya hakkında sahip oldukları fikir ve kanaatlerden uzak bir şekilde yönettiklerini düşünenler yanılıyor. Nitekim bu Amerikan kanaatleri, kuşkusuz insanlığın yıkımını ve yozlaşmasını da beraberinde getiriyor. Zira Amerikan yönetimlerinin ciddi bir şekilde tek kutupluluğa dayalı ve Amerika’yı dünyanın hakimi olarak gören yeni bir uluslararası düzeni empoze etmeye çalıştıkları, dahası insanlık için tek bir evrensel din olarak adlandırılan, özellikle de kadın ve erkek arasındaki ilişkide köhnemiş kavramlarla dolu bir şey oluşturmaya çalıştıkları gözlemlenmektedir. Nitekim bu politika, ortaya çıkışından bu yana Amerika’nın tek kutba, hatta tekliğe dayalı bakış açısıyla kendi dünya algısını dayatmaya yol açan uluslararası eylemler yapmaya odaklanan Biden yönetiminde güçlü bir ivme kazandı. Zira Afganistan, Irak ve Suriye'den çekilerek Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş kapılarını ardına kadar araladığını, Çin’i kuşatmak ve çevresiyle savaş kapılarını aralamak için var gücüyle çalıştığını, sonra bu çatışmalara ve savaşlara doğrudan müdahale etmeme kararı aldığını ve doğrudan karışmadan bunların ateşini körüklediğini görüyoruz. Böylece Amerika, rekabet halindeki ülkeleri uluslararası pozisyona çekmekte ve diğer ülkeleri de zayıflatarak rekabet edemez hale getirmektedir. Aynı şekilde insan haklarını garanti altına alma bahanesiyle cinsiyet, eşcinsel hakları, cinsel kültür ve diğer belalar gibi pisliğe çağrı yapan Birleşmiş Milletler ve konferanslarının üzeri kapatılarak ahlaki çürüme çağrısı da yoğunlaştı. CEDAW (Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Beyannamesi) bunun en iyi kanıtıdır. Ardından son zamanlarda Amerikalı politikacıların, ABD Dışişleri Bakanı’nın Suudi yetkililerle yaptığı görüşmelerde eşcinsel hakları konusunu gündeme getirdiğine ve onlarla her görüşmede bu konuda ısrar ettiğine dair açıklaması da dahil olmak üzere Amerikan bakış açısını benimsemeleri için diğer ülkelere siyasi baskıyı vurgulayan açıklamalarını da işittik.
Aynı şekilde Amerika'nın, aksine diğer kafir ülkelerin, başta İslam ümmetinin evlatları olmak üzere dünya gençliğini yozlaştırmak için devasa paralar harcadıkları da aşikardır. Ancak ümmetin siyasi ve şerî olarak bilinçli olan ve Batılı kavramlara aldanmayan muhlis evlatları olduğu sürece bu ümmetin yozlaşması ve ölmesi uzak ama çok uzaktır. Şimdi onlara Allahu Teala’nın şu kavlini hatırlatalım: إنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّواْ عَن سَبِيلِ اللهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.” [Enfal 36]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bessâm El-Makdisî