- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sudan Heybeti Olmayan Bir Devlettir!
Haber:
Sudan Press web sitesinde şöyle bir haber yer aldı: Egemenlik Konseyi’nin eski üyesi ve Kuzey Çağrı tarafının başkanı Ebu el-Kasım Bartam, iki bölgede benzer şekilde özerkliğin ele geçirilmesini talep etmek için kuzeyde silahlanmakla tehdit etti.Altın madenciliği sürecinde burayı bir mezarlığa ve sağmal ineğe dönüştürmek için kuzeyin merkezine karşı bir komplo ve adaletsizlik olduğunu ifade etti. El-İntibaha Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Bartam,Kuzey’in taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda özerklikle yönetmek ve Kuzey Bölgesi’ni kurmak için silaha sarılacağını vurguladı.
Ayrıca el-Cezire sitesi aşağıdakileri aktardı: (Beja Optik ve Bağımsız Sütunlar Yüksek Kurulu Başkanı Muhammed Emin Türk, Sudanlı yetkililerin bölgeye kendi kaderini tayin için ayrı bir müzakere platformu vermeyi reddetmesi halinde Doğu Sudan’da savaş ilan etmekle tehdit etti.)
Yorum:
Heybeti ve sorumluluğu olmayan, tam bir kaos içinde yaşayan, kılavuzsuz sağa sola bocalayan bir ülkede,ölü olarak doğan ve kendi işleri üzerinde hiçbir denetimi olmayan hükümete açıkça meydan okuyarak silaha sarılma ve ayrılma çağrısı yapan bu tür ahenksiz sesleri duymamız doğaldır.
Ebulkasım Bartam, Türk ve diğer isyancılar, bu kapitalist rejimler altında hakları elde etmenin en kısa yolunun devlete karşı silah doğrultmakta olduğuna inanıyorlar. Çünkü bu adam kılıklı Ruveybidalar büyük bir suç olan bu tür ayrılma tehditlerini duyduklarında seslerini çıkarmıyorlar. Zira onlar, o kadar aciz ve aşağılanmış bir duruma ulaşmışlar ki her gelen onlara karşı cüretkâr olabiliyor. Çünkü bu yöneticiler, büyük güçlerin rüzgârda savrulan bir tüy gibi sağa sola hareket ettirdiği araçlardır.
Oysa bir devlet için asıl olan, kendisine karşı silah taşımaya tevessül eden ya da sırf tehdit eden herkes üzerinde heybetini göstermesidir. Devletin heybetini dayatması ise öncelikle insanlara hayatın her alanında tam bir gözetim sağlaması ve onları hiçbir şeye muhtaç etmemesiyle olur. Zira Abdullah İbn Ömer Radıyallahu Anh’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: أَلَا كُلُّكُمْ رَاعٍ، وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَالْأَمِيرُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ، وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ... “Dikkat edin, hepiniz çobansınız ve hepiniz tebaanızdan sorumlusunuz. İnsanlar üzerindeki emir (İmam) bir çobandır ve tebaasından sorumludur…” [Müttefekun Aleyh]
Tam bir gözetimin sağlanması ve işlerin gözetilmesi, onlara karşı kapıların kapatılmasıyla olur ki böylece devlete karşı cüretkâr olmasınlar. Şayet bundan sonra onlardan biri cüretkâr olursa, ona ilk meydan okuyan devletin tebaası olacaktır. Çünkü devlet onları temsil etmektedir. Bu ise ancak devlet, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde azim İslam akidesi olan Sudan halkının akidesinden kaynaklanan bir nizamı tatbik ettiğinde olacaktır. Ancak zararlı devletlerin gölgesinde bu asla olmayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhâlik Abdûn Ali - Sudan